darling × nalu texting

~4.2~

Natsu, sinirli bir şekilde gözlerini devirdi ve telefonunu masaya bıraktı. Zaten meraklı birisiydi, Lucy bunları sorup durunca iyice meraklanmıştı. Ne geçiriyordu aklından o deli kızın? Natsu, kafasında oluşan binlerce şey ile yüzünü eşitti hafıfçe.

"Belki de sadece merak ediyordur?" dedi koltukta uzanarak. "Ben kafaya fazla takıyorumdur. Neden olmasın?"

Koltuğa iyice gömüldü. Eğer öyle olsa başka şekillerde sormaz mıydı? Evde misin, ne alakaydı?

"O manyak bir kız," dedi. "Böyle de sorabilir."

Sakura rengindeki saçlarından geçirdi elini. Şu an Lucy'e karşı çok, çok öfkeliydi. Sabahtan beri onunla fazla iyi vakit geçirmişti ama şimdi...

Kullanılmayı kendine yediremiyordu. Lucy iyi bir kızdı, evet. Natsu onu komik, iyi biri buluyordu. Çoğu zaman ona sinirlense de... Ah, cidden bu çok farklıydı. Onu kırmaktan deli gibi korkuyordu bu sefer, susmayı tercih ediyordu. Ama sustukça içi kararıyor, içinde bir kin oluşmaya başlıyordu. Stresli bir şekilde nefesini bıraktı.

Tam o anda zil çalınmıştı.

Natsu, saate baktı ve hafifçe kaşlarını çatarak yerinden doğruldu. Kim gelmişti bu saatte? Arkadaşları bugün bir doğum günü partisindeydi zaten, onların olduğunu hiç düşünmüyordu. Kapı bir kez daha çaldığında Natsu istemeye istemeye kapıya ilerledi. Kötü hissediyordu, sinirliydi ve yorgundu. Kapı deliğinden baktı önce, inanamadı. Kapıyı hızlıca açtı.

"Dragneel!" dedi Lucy, kocaman bir gülümseme ile. "Ben geldim!"

Elinde bir kutu, kutunun üstünde ise çikolata paketleri duruyordu. Natsu önce birkaç kez sertçe yutkundu, bu gerçek miydi? Şu an onu öfkelendiren kız, onu neşelendirmeye mi gelmişti?