Zeynep arkadaşının itirazlarına kulak asmadan sandalyesinden kalkıp, adamların masasına gitti. Ortadaki adamın yanında durup, gözlerini adamın koyu mavi gözlerine dikti;
''O sendin değil mi? ''
''What? ''
( ''Ne? '' )
''O sendin. ''
''I don't understand you. ''
( ''Sizi anlamıyorum. '' )
''Bırak numarayı anlamıyormuş. ''
''Sorry. Really I don't understand you. ''
( ''Üzgünüm. Sizi gerçekten anlamıyorum. '' )
Tehditkar bakışlarını adamın gözlerinden çekmeden;
''Pekala, öyle olsun ama ben senin o olduğunu biliyorum. ''
Adamın cevap vermesine fırsat bırakmadan, geri dönüp hışımla az önce kalktığı sandalyeye oturdu.
''Sordun mu? O muymuş? ''
''Sordum. ''
''Eee ne dedi? ''
''Dalga geçer gibi, İngilizce beni anlamadığını söyledi. ''
''Tamam işte o değil. Adam senin ne dediğini anlamamış bile. ''
''Oydu diyorum sana. ''
''Off Zeynep ya. Bazen çocuk gibisin tutturunca tutturuyorsun yani. Hem o olsa bile ne yapabilirsin ki? ''
''Ne mi yaparım? O bir terörist. İçeri tıkılmasını sağlarım. ''
''Yabancısı olduğumuz bir ülkedeyiz canım. Bunu yapmak o kadar kolay bir şey değil. ''
Zeynep arkadaşına cevap vermeden adamları izlemeye devam etti. Adamlar bir süre sonra masadan kalkıp, merdivenlerden indiler, siyah lüks bir jeepe binip uzaklaştılar.
Az sonra garson elindeki dörde katlanmış kağıdı anlamadığı bir dilde bir şeyler söyleyerek Zeynep'e uzattı. Zeynep kağıdı açıp okuduğunda gözlerine inanamadı. Kağıdı, bir hışımla, merakla kendisine bakan Remziye'ye uzattı.
''Biliyordum. ''
Remziye kağıtta yazılı olanı okuyunca küçük bir çığlık attı. Kağıtta şöyle yazıyordu.
Evet, O BENDİM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ YABANCI (KİTAP OLDU. )
RomanceBalkanlar' dan başlayıp İstanbul'a uzanan macera dolu bir aşk hikayesi okumaya hazır mısınız? Huzurlarınızda GİZEMLİ YABANCI.