Şoför adamın emrine uyup, aracı hareket ettirdi.
Öndekiler dışında yolcular bir şey fark etmemişti. Elinde silah olan diğeri hostese silahı doğrultup, diğer elindeki poşeti uzattı;
''Yolcuların cep telefonlarını topla. ''
Şaşkınlık ve panikle taş kesilen hostesin elindeki mikrofonu alıp, kızı hafifçe itekledi;
''Hadi çabuk dediğimi yap. ''
Hostesle birlikte koridora geçip, telefonların toplanmasına refakat ederken, aynı anda mikrofonu açıp konuşmaya başladı.
''Değerli misafirler, sizleri gezi programınız dışında küçük bir yolculuğa çıkaracağız. ''
Adam Batı Trakyalı Türklere has bir aksanla konuşuyordu.
Mikrofondaki yabancı erkek sesini duyan arkadaki yolcular homurdanmaya başladılar.
''Ne oluyor ya.''
''Bu da ne demek oluyor? ''
''Program dışı yolculuk ne demek ya? ''
Seslerin yükselmesi üzerine adam konuşmaya devam etti.
''Bizler Arnavutluğun bağımsızlığına kavuşması için mücadele eden özgürlük savaşçılarıyız. Size zarar vermeyeceğiz. Lütfen telefonlarınızı hostes hanıma teslim edin. ''
Bu arada silahlı olan diğer adamın yönlendirmesi ile otobüs ana yoldan çıkmış tekrar ormanın içine dalmıştı.
''Sesimizi duyurmak için sizleri birkaç saat misafir edeceğiz. Sonra salıvereceğiz. ''
Arkalardan bir kadın sesi yükseldi;
''Yani bizi kaçırıyor musunuz? Rehin mi alındık? ''
''Rehine değil misafirimizsiniz. ''
''Misafirsek neden cep telefonlarımızı topluyorsunuz? ''
''Sadece küçük bir önlem diyelim. İnterneti kullanıp birilerine konum atabilirsiniz. Bu durumda sizlerde biz de üzülürüz. Böyle nahoş bir duruma meydan vermemek için telefonlarınızı topluyoruz. ''
Hostese refakat eden adamın elindeki silahı gören yolcular ses çıkarmadan cep telefonlarını hostesin uzattığı torbaya bıraktılar.
Remziye Zeynep'e doğru eğilerek;
''Eyvah görüyor musun başımıza gelenleri, bu adamlar bizi kaçırıyor. ''
''Maalesef öyle görünüyor. ''
''Ne olacak şimdi? ''
''Bilmem, ama bildiğim bir şey var. ''
''Ne? ''
''Çok şom ağızlıymışsın arkadaş. ''
''Aaa niye ki? ''
''Suriyelilerden korktun, eylem yaparlarsa aralarında kalıp zarar görür müyüz dedin. Suriyeli mülteci görmedik ama Arnavut teröristlere rastladık. Şimdide görüldüğü gibi kaçırılıp rehin alınmış bulunuyoruz. ''
''Öyle deme ya. Vardır bunda da bir hayır. ''
''Yaa tabii ne demezsin. Hiç yeri değil ama annemin bir sözü aklıma geldi. Şu an yanımızda olup, senin söylediğini duysaydı herhalde şöyle derdi;
''Vardır bunda da bir hayır, tut bacağından ayır. ''
Yaşadıkları gerginliğin de etkisiyle, ikisi de aynı anda gülüşmeye başlayınca otobüsün önünde tam karşılarında yüzü kendilerine dönük olarak duran silahsız adam, bakışlarını kendilerine çevirdi.
''Ne o hanımlar, bakıyorum çok eğleniyorsunuz. Sizi böyle güldüren şey ne ise söyleyin hep beraber gülelim. ''
Adamın konuşması çok düzgündü, diğerleri gibi Batı Trakyalı Türklere has bir aksanı yoktu. Uzun boylu ve yapılı görünen adamın yukarıdan yüzüne vuran loş ışıkta koyu mavi gözlere sahip olduğu seçiliyordu.
Zeynep öfkesini dizginlemeye gerek görmeden;
''Bir eğleniyor, bir eğleniyoruz ki sormayın. En büyük zevkimiz teröristlerce kaçırılmaktır. ''
''Biz terörist değiliz. ''
''Ya nesiniz? ''
''Bağımsızlık isteyen bir ulusun özgürlüğüne kavuşmasını sağlamak için küçük bir eylem yapıyoruz.''
''Bal gibi teröristsiniz işte. Memleketinizi ziyarete gelmiş insanları korkutup kaçırıyorsunuz. ''
''Amacımız sizi korkutmak değil, sadece kısa bir süre sizleri alıkoyup dünyaya sesimizi duyurmak istiyoruz. ''
''Buna alıkoyma değil, kaçırma denir. Yaptığınıza da terör eylemi, sizlere de terörist denir. ''
Remziye arkadaşının koluna dokunup kulağına fısıldadı;
''Sakin ol. Adamın damarına basıp durma, öldürteceksin bizi. ''
''Hiçte sakin olamam. ''
Öfkelendiği her halinden belli olan adamın mavi gözleri daha da koyulaşmıştı. Tam Zeynep'e cevap verecekken, arkadaki yolculardan bir adamın sesi duyuldu.
''Karım, karım fenalaştı. Doktor! Doktor yok mu? ''
Öndeki silahsız maskeli adam, bakışlarını Zeynep'in yüzünden çekip, koridora yöneldi;
''Ben doktorum, panik yapmayın. ''
Adamın arkasından öfkeyle bakan Zeynep;
''Hıyar, bir de doktormuş. Boşuna okumuş bu adam. Sonunda terörist olacaktın madem neden Tıp Fakültesine girip, bir başkasının eğitim almasına mani oldun. ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ YABANCI (KİTAP OLDU. )
عاطفيةBalkanlar' dan başlayıp İstanbul'a uzanan macera dolu bir aşk hikayesi okumaya hazır mısınız? Huzurlarınızda GİZEMLİ YABANCI.