GİZEMLİ YABANCI (KİTAP OLDU. )

Adsız Bölüm 3

''Eveet hayırlı olsun arkadaşım. Üç hafta sonra Balkanlar yolcusuyuz. ''

''Ya Zeynep, biz bu turu satın aldık ama benim içim rahat değil. ''

''Neden? ''

''Karayolu ile gidiyoruz. ''

''Eee ne olmuş karayolu ile gidiyorsak. ''

''Yok. Rahatsız olduğum konu ulaşım aracı değil. ''

''Ne öyleyse? ''

''Basından takip ettiğim kadarı ile Suriye'li mülteciler Avrupa'ya geçiş yolu olarak Yunanistan'ı kullanıyorlarmış. Özellikle sınırdaki mülteci kamplarında bekletiliyorlarmış. Avrupa'ya girişleri engellendiği için son zamanlarda bu kamplarda çok fazla olay oluyormuş. Öyle ki zaman zaman güvenlik güçleri ile çatışmaya bile giriyorlarmış. Diyorum ki, ya bu mülteciler bizim otobüsümüze saldırırlarsa. Ya da bir çatışmanın ortasında kalırsak? Oralarda başımıza kötü bir şey gelirse? Demem o ki; bu gezi ne kadar güvenli? Yani can güvenliğimiz tehlikeye girer mi acaba? ''

''Sen bu ara fazla macera filmi izliyorsun galiba. ''

''Dalga geçme ben çok ciddiyim. ''

''Öyle bir şey olabilir mi? Canım ya. Risk olsa bu gezileri iptal ederlerdi. İçin rahat olsun. Bunları düşünmeyi bir tarafa bırak. İkimiz de ilk defa yurt dışına çıkacağız. Göreceğimiz yerlerin tadını çıkarmaya bakalım. ''

''Haklısın galiba. Hem kaderin önüne geçilmez ki.''

''Kesinlikle öyle. ''

''Düşünmemiz gereken başka şeyler var. Hava nasıl olacak?''

Zeynep Google'den girip yurt dışında olacakları tarihlerde gezecekleri ülkelerin hava durumu tahminlerine baktı. ''

''Hımm Makedonya'da olduğumuz tarihlerde yağmur gözüküyor. Ayrıca en yüksek sıcaklık ondört derece diyor. Yanımızda kazak bulunduralım, hatta sadece kazak değil mont türü bir şeylerde almak lazım. Oralara gidip hastalanmak istemeyiz değil mi? ''

''Herhalde yani. Tatile git, hastalan otel odasına tıkıl kal. Düşüncesi bile korkunç. ''

''Aynen. Otobüste geçireceğimiz zaman içinde yemek için de yanımıza bol miktarda atıştırmalık, meyve, kuruyemiş ve içecek bir şeyler de almamız lazım.''

''Börek, kek, poğaça benden. Yanına bir de yaprak sarması yaparım. ''

''Arkadaşım o kadar abartmayalım istersen, pikniğe gitmiyoruz yahu. ''

''Karışma sen. Ben kafama göre bir şeyler ayarlarım. ''

''Ay tamam karışmıyorum. Senin bir zamanlar ev hanımı olduğunu unutmuşum. Remziye ben şimdiden heyecanlandım. Yanımıza kıyafet olarak ne alacağız? Oralarda ne giyeceğiz? ''

'' Valla ben bu söylediklerini pek umursamıyorum açıkçası. Şu mülteciler konusu hala kafamı kurcalıyor ama neyse ya, nasibimizde ne varsa onu yaşayacağız. ''

''O kadar. ''