-Amelia-
Argon'un kollarının arasında kendimi hissettiğim zaman içimi güven duygusu sardı. Etrafta ki şaşkın bakışları görebiliyordum ama pek de umursayacak durumda değildim. Vücudumda çok büyük bir enerji vardı ama bu enerji Hades'le temasa geçtiğim zaman ki gibi değildi.
Beni yeniliyordu, daha da güçlendiğimi hissediyordum. Hades'e söylediğim sözler aklımda dönüp dönüyordu ama bunları bir süreliğine boş verebilirdim. Şimdilik kollarımın arasında bana sıkıca sarılan adama odaklanacaktım.
Argon kollarını benden ayırdıktan sonra dudaklarını dudaklarımda hissettim. Özlemle hareket eden dudaklarımızı etrafımızdan birinin seslenmesiyle bitirdik. Argon yan tarafıma geçip beni kendine yaslarken güç almak istercesine ona biraz daha yaslandım.
Karşımda ki Zeus bir iki adım yanıma geldi ve gözlerini gözlerime dikti.
''Bu üzerinde ki garip enerjide neyin nesi böyle? Auran değişmiş.''
Ne dediğine pek anlam veremesem de sanırım, güç patlaması gibi bir şey yaşadığım sırada gördüğüm ejderhayla alakalı bir şeydi. Ne demişti? 'Ben evrenim.'
Yaşadıklarımı kısa bir şekilde anlattıktan sonra Zeus'un suratında ki ifade beni korkutmuştu. Ne oluyordu? Yine neye bulaşmıştım?
''Suratında ki ifade de ne öyle? Ne oldu? Biriniz bir şey söylesin!'' Şiddetle çıkıştığım anda büyük bir ihtimal hiçbir şey anlamadığım surat ifademden belli oluyordu ama daha fazla bela istemiyordum. Zaten yeterince derdim vardı. Evrenin enerjisinin damarlarımda dolaşması iyi bir şey değil miydi? Çok iyi hissettiriyordu. Yenilmez gibi.
Zeus'un arkasından çıkıp bir kaç adımla bana yaklaşan Poseidon hafifçe boğazını temizledi ve elini saçlarının arasından geçirdi. Korkuyor gibi görünüyordu. Neden korkuyordu ki?
''Evrenin enerjisi hepimizin oluştuğu madde ve sen şu anda o enerjiyi içinde barındırıyorsun. Her şeyi yapabileceğini söylesem abartmış olmam ama efsanelere göre evren sadece Dünya'ya yeni bir bedende gelmek için enerjisini bir başkasına veriyor ve bir şart sunuyor. Sana ne şart koştu?''
Ejderhanın söylediklerini aklıma getirmeye çalışırken kaşlarımı çattım. O anda çok fazla şey olmuştu ne demişti ki? Bu korkularının sebebini açıklıyordu. Her şeyden daha üstün bir güce sahiptim. Zaten güçlü olmamdan endişelenenler vardı ama artık hepten endişeleniyorlardı. Bu durum Hades'in suratında gördüğüm ifadeyide açıklıyordu.
''Gücümü sadece iyilik için kullanmamı ve yaratılış amacımı gerçekleştirmemi söyledi.''
Yaratılış amacım neydi ki benim? Savaşı kazanmak? Ayrıca Dünya'ya gelmek için de ne demekti? Nasıl gelecekti ki Dünya'ya? Etrafımdakilerin bakışları üzerimde dolaşırken tek anlamayanın ben olduğumu hissediyordum. Poseidon kafası karışmış bir şekilde Zeus'a döndü. Zeus'un küçük bir el hareketiyle kendimizi taht odasında bulurken Zeus odanın ucunda ki büyük tahtına doğru yürümeye başladı aynı zamanda da Poseidon konuşmaya başladı.
''İyi de hamile değil ki? Evren sadece hamilelere gücünü vermiyor muydu? Bundan önce hep böyle olmamış mıydı?''
Ağzım duyduklarımla birlikte yere değecek şekilde açılırken başımın dönmesiyle Argon'a tutundum ama onunda benden bir farkı yoktu.
Zeus başını sallarken Hera'ya döndü. Hera elini Zeus'un koluna koyduktan sonra bana bakıp gülümsedi.
'Yanıma gelir misin?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENT OKULU (TAMAMLANDI)
FantezieUzun yıllar önce özel güçler dünyaya salınmıştı. Tanrılar ve tanrıçalar bu güçleri Dünya'nın kurtarılmasında görev alabilecek seçilmiş kişilere gönderdiler. Bu seçilmiş kişiler, zamanı geldiğinde güçlerini keşfediyorlardı ve dönemlerinin sorunlarıyl...