Multimedya=Berfinin tülbentini çıkarıncaki hali...
Bir insandan nefret ederken yada nefret ettiğini zannederken nasıl olurduda bir yandan onun için endişelenir ve o kişiye yaptıklarından pişmanlık duyardı ki insan? İşte koskoca Baran ağa ilk defa pişmanlık duygusunu iliklerine kadar hissediyordu.
Ancak içinde Berfine karşı bir sevgi yoktu. Ne yaparsa yapsın sevemiyordu veya sevmediğini zannediyordu. Genç ağa Ekin ile Berfinin arasında-
ki şeyin ne olduğunu çözemiyordu fakat şu an tek düşündüğü şey kendi karısının başkasının kollarında olmasıydı. Hemen Ekinin yanına gitti ve Berfini kucağına alarak arabaya doğru koştu. Genç adamın içinde anlam veremediği bir korku vardı. Hastaneye geldiklerinde Berfini incitmekten korkarak o narin vücudu kucağına aldı. Hastane-
nin koridorlarında sedye getirin lan diye kükrüyordu genç ağa...
***
Artık tüm konak hastane koridorlarındaydı. Rojin Baranın kendisini bırakıp gitmesine kızsada Berfinin durumunu görünce bir şey dememişti. Fakat Rojinin içinde bir kuşku vardı. O da ya Baran Berfine aşık olursa düşüncesiydi. O sırada Ekin hastaneye gelmişti. Gelir gelmez de abisi Barana yumruğu geçirmişti. Baran da bu defa durmayıp karşılık vermişti. Baran tüm sinirini Ekinden çıkarmak istercesine vuruyordu ki doktorun sözleri ile yumruğu havada kaldı;
Bu saatten sonra her şeye hazırlıklı olun bebeğin durumu kontrol altında fakat anne için aynı şeyi söyleyemeyeceğiz. Genç adam bu sözlerden sonra doktorun boğazına yapıştı ve ;
Doktor onlara bir şey olursa seni öldürürüm. Anladın mı lan bunları söylerken parmağını da sallamayı ihmal etmiyordu. Yaşlı doktor korkusundan başını aşağı yukarı sallamakla yetindi. Fatma kadın Ekini sakinleştirmeye çalışırken Barlas ağa da Baranın suratına tokatı geçirdi. Ardındanda o can yakıcı kelimeleri söyledi;
Benim senin gibi oğlum yok!
Genç ağa bu sözleri duyar duymaz kendini dışarıya attı. Bir yandan küçük karısı ve doğmamış çocuğuna çektirdiklerini diğer yandan da babasının sözlerini düşünerek saçlarını çekiştiri-
yordu. Hastanenin içinden gelen çığlıkları duyan genç ağa olduğu yerde öylece kalakaldı. Bu çığlıklar Berfinden geliyordu. Genç adam kafasında kurduğu senaryoları bir kenara atarak hızlıca Berfinin kaldığı odaya gitti. Koridordaki babasını ve annesini ağlarken bulunca iyice endişelendi. Bir hemşireden neler olduğunu öğrenince kendine bir küfür savurdu. Berfinin kaldığı odanın kapısının önündeydi genç adam... Fakat girmeye korkuyordu. Çünkü kendi çocuğunun katili olmuştu. Berfine ne diyebilirdiki? Yüzüne nasıl bakabilirdi?
O böyle düşüncelerle boğuşurken birden içerideki sesler kesilmişti. Sesler kesildiği için genç adam merakla içeriye girmeye karar verdi. Cesaretini toplayarak içeriye girmeyi başarmıştı. Ancak odada gördüğü bu manzara pişmanlık duygusunu tekrar tatmasına yetmişti. Kardeşi Narin bir koltukta oturmuş hıçkırarak ağlıyordu. Ekin ise duvarı yumrukluyordu. Kimse Baran ağanın geldiğini farketmemişti. Genç ağa kimseyle uğraşmak istemediği için kimseye görünmeden hastane odasındaki bir dolaba girdi. Dolap hemen kapının yanında olduğu için zorlanmamıştı. Dolabın içinden Berfini rahatlıkla görebilmek için kapakları hafif araladı. Küçük karısı yatakta baygın yatıyordu. Her dakika başı hemşireler gelip sakinleştirici yapıyorlardı. Berfinin gözleri ağlamaktan şişmişti. Teni bembeyazdı ve kiraz rengi dudakları da rengini yitirmişti. Bu hali resmen bir ölüyü andırıyordu. Baran ağa nasıl bu kadar acımasız olduğunu düşünürken Narin onu farketmişti. Genç adam işaret parmağıyla Narine sus işareti yaptı. Narinde abisi Barana çok kötü bir bakış attıktan sonra şu anda sinirden delirmekte olan diğer abisi Ekini bir şekilde ikna edip dışarıya çıkardı. İkili çıkar çıkmaz Baran ağada dolaptan çıktı. Berfinin yanındaki koltuğa oturdu. Bir süre sonra Berfin gözlerini açtı. Baran ağayı görür görmez tam bağıracaktı ki genç adam hemen ağzını eliyle kapayarak bunu engelledi. Berfin yatakta doğruldu ve genç ağanın elini ağzından çekmeyi başardı. Gözünden damlayan yaşı sildikten hemen sonra söze girdi;
-Senin burada ne işin var pis herif bebeğimi öldürdüğün yetmedi mi? Şimdi sıra bende mi
Genç ağa ne diyeceğini bilemiyordu. Berfin kelimesinden noktasına kadar haklıydı ancak belki bir umut diye denedi;
+Berfin bak ben bunu isteyerek yapmadım. Özür dilerim. Beni affedebilecek misin?
Berfinin yüz ifadesi değişmemişti. Kısa sürede yanıtladı;
-Peki ya sen Baran ağa sen benim çocuğumu geri getirebilecek misin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berdel
General Fiction-Berfin bak ben bunu isteyerek yapmadım. Özür dilerim. Beni affedebilecek misin? +Peki ya sen Baran ağa sen benim çocuğumu geri getirebilecek misin?