Özgüven.

31 2 0
                                    

Biliyorum, biliyorum, şimdi diyeceksin ki, ya Allah aşkına sen de mi özgüvenle ilgili yazıp benim kafamı şişireceksin? Ben de masumca cevap vereceğim:
--- Üzgünüm dostum, seni kaybetmek pahasına da olsa, evet ben seninle şu klişe 'özgüven'den konuşmak istiyorum.
Aslında dikkat etdiysen, sadece bir arkadaş gibi sohbetleşmekten bahsetdim, yani sana bir şey öğretmek değil niyyetim. Aslına bakarsan, bugün kuralı seninle sohbetin sonunda ikimiz belirleyeceğiz. Yani, heh, nasıl diyeyim şimdi hay Allah, tamam, tamam, itiraf ediyorum..Bende özgüvensizlik sorunu varmış biliyormusun?! Yani bunu etrafımdakiler teşhis etmişler. Yok efendim, hep omuzlarım düşük geziyormuşum, yok neymiş insanlara 'hayır' diyemiyormuşum da, ve de daha neler neler. Ben de dedim ki, biriyle paylaşmam lazım. İşte şimdi buradayım. Bilmem, belki 1 kişi okur, ya da 1000 kişi. Önemli olan paylaşmak değilmidir?! Sayının önemi ne, değilmi?! Tamam, şimdi özgüvenden yola çıktık, nerelere geldik demene gerek kalmadan geçiyoruz hemen konuya.
Biliyormusun, hak veriyorum onlara. 'Onlara' dediğim, şu bana özgüvensiz diyen arkadaşlar yani. Şimdi önce bir kendimizi tarayalım, eksiklerimizi bulalım, sonra da tedavi edelim, değilmi?! Şimdi benim fikrimi sorucak olursan eğer, bence biz şu 'özgüven' kelimesindeki güven sözünden ilerleyelim. Herşeyin altında, özünde güven yatmazmı sahi?! Şimdi sana deseler ki, gözlerini kapa ve kendini arkadaki boşluğa bırak, seni tutacaklar. Naparsın?! Yemin ederim ki, 99% bırakmaz ya. Ben bile bırakmam, hem nasıl bırakırım, salakmıyım ben, el-alemin sözüne güvenip kendimi arkaya bırakacakmışım. Peh, daha neler. Hey, dur bir dakika, daha az önce, güvenmediğimi söyledim, değilmi. Şeeyy, sanırım güven sorunum var, evet, evet varmış. Yani noldu şimdi, özgüvenin güven kısmından sınıfta kaldım. Hay Allah, biraz streslendim mi ne?! Evet, şimdi geçelim ikinci kısma. 'Öz' derken ne geliyor aklına?! Kendin, değilmi?! Bencilce biraz belki. İşte, bana göre özgüvenin altında biraz bencillikte yatıyor, ne dersin?! Ne de olsa her kesin harcı değil özüne güven. Yani zorlar insanı biraz. Hiç özgüvenli birine rastladınmı peki?! Ha şimdi, senin aklına şu hep sandalyeye yayılan, insanlara yukarıdan bakan, herkese liderlik taslayan, duygularla oynamayı seven o şahıs geliyorsa, ııhh, o değil özgüvenli. Tam aksine o, sahip olduklarını kaybetmekten korkan, tutku yoksunu, insanları kontrol etmekle kendi etrafında döndüreceğini sanan korkaktan başka da bir şey değildir. Bence özgüvenli birinin tutkuları olur, hayalleri olur, özgüvenli insan yardım etmekten çekinmez, bu ne alaka dersen, şöyle anlatayım, hani şu sokakta yürürken yardıma ihtiyacı olan birini gördüğümüzde çoğumuz görmezden gelip yolumuzla gideriz ya, işte özgüvenli öyle yapmaz, yaklaşır, yardım elini uzatır. Çünkü o, anı yaşar. Çoğumuz o an sadece 1 saat sonra gerçekleşecek planımızı düşünürken, o, o an gördükleriyle ilgilenir. Özgüvenli biri duyguları dibine kadar yaşamaktan korkmaz. Özgüvenli biri içine de kapanır zaman-zaman. Çünkü o,herkesin belirli vakitlerde kendiyle baş-başa kalmaya ihtiyacı olduğunun bilincindedir.
Dediğim gibi, bu yazımda sanırım diğerlerinde olduğu gibi eminlikle bir şey yazamadım, kusuruma bakmayın artık. Ama ben rahatladım be, vAllahi. Kural yazmalıyım şu anda, ama bilemiyorum ki. Belki siz bana yardım edersiniz ha? Aklınıza çılgın bir kural geleceğine eminim.. Bekleyeceğimm!

Sona kadar okuduysan, değerli olduğunu bilmeye hakkın var, teşekkür ederim dostum.❤

Değişim için hazırlan.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin