Ya şey, artık daha uzun yazıp daha uzun sürede yayınlamayı planlıyorum, bu konu hakkında bir yorumunuz varsa beklerim, iyi okumalar ^^
Derin nefesler alarak asansörün durmasını bekledim.Nasıl bu kadar orospu çocuğu olabiliyordu ? Kaan konusunda kesinlikle haklı olduğunu söylüyordu fakat Kaan o kadar nazik, yakışıklı,romantikti -kısaca mükemmel- ki bu çocuğa birşey yapmaz olamazdı.
''Hey, Eylül ?''
Asansör kapısının karşısında Kaan'ı gördüm.Kafama asansörün durduğu dank edince asansörden inerek Kaan'ın yanında durdum.
''N'aber?'' diyerek gülümsedim.
''İyidir, Barış'çık nasıl bakalım ?''
''İyi,'' dedim. ''İyi.'' kısa bir sessizlik oldu.
''Havuza gidiyordum, hava çok güzel.Gelmek ister miydin ?''
''Ah, evet.Ama etmem gereken bir kahvaltı var.''
''Hala ısmarlayabilirim.'' cazibeli bir şekilde gülümsedi.
''Gitmen gereken bir havuz yoksa tabii,'' diyerek koluna bir yumruk geçirdim.Sonra da pişman oldum.Fazla arkadaşçaydı ? Ah! Barış işinden bir süre uzak kalabiliyorsa bende kalabilirdim.
-
''Kahvaltı için tekrar teşekkür ederim,'' dedim sahilde yürürken.
''Ne demek, her zaman.''
Kumda attığım birkaç adım sonra konuşacak bir konu bulmuştum, ''Sevgilinle mi gelmiştin ?''
''Aslında..Hayır.Arkadaşımın kardeşiydi.'' Sude olduğunu bildiğimi bilse ne yapardı acaba ?
''Anladım.''
''Barış'la nereden tanışıyordunuz ?''
''Ortak arkadaşlar.'' Beni nazikçe arabaya bindirip tehtit etmesiyle tanıştık, şekerim.
''Ah,'' bir süre tereddütlü suratını izledim.Barış'ınki kadar kusursuzdu.
''Arkadaşının kardeşiyle geldiğine göre bir sevgilin yok,'' Doğruları bilmem beni şeytanlığa yöneltirken devam ettim, ''Tabii arkadaşının kardeşi sevgilinde olabilir...''
''Abisi götürmem için rica etti.''
''Anladım.'' Konuya fazla girmeyeceğini anlayıp kapatma kararı aldım.
''Hey, güzeller !'' Barış'ın sesiyle ikimizde arkaya döndük.Barış elinde 3 dondurmayla bu tarafa doğru hızlı hızlı yürüyordu.Saati dolmuş muydu ?
''Barış.'' Kaan'ın sesini yanıbaşındaki ben bile zar zor duydum.
Barış yanımıza ulaşarak çilekli olanı bana, çikotalı olanı Kaan'a uzattı.İkimizde dondurmalarımızı aldık ve aynı anda ''Teşekkürler'' diyerek yürüyüşümüze devam ettik.
Barış yanımdan geçerken kulağıma ''Bu şerefsizin suratına da bir gün tüküreceksin.'' diye fısıldadı.Daha doğrusu tısladı.
Sessizce yutkunarak Kaan ve Barış'ın arasında yürümeye devam ettim.Bir an önce kurtulmalıydım, bir yandan bahane ararken bir yandan dondurmamı yemeye başladım.
''Akşam merkeze gideriz diye düşündüm güzelim,'' Barış bunu bana bakarak değil Kaan'a bakarak söylemişti.
''Ne yapacağız orada ?'' sanki soruma hazırlanmış gibi anında cevap verdi. ''Hava alacağız.'' Cevap vermedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOYU BEYAZ
Teen FictionSadece bira almak için akşam dışarı çıkarsanız başınıza neler gelebilir ? Normal bir üniversite öğrencisini bekleyen, tüm hayatını değiştirecek bir macera. Hayatı her gece başka biriyle yatan, klişe ama yakışıklı bir çocuğun intikamı yüzünden tamame...