23. Bölüm "Kaçış"

1.1K 85 18
                                    


Günün geri kalanı sadece düşünmekle geçti.Yalnız kalmak istediğim süre oldukça uzundu ama düşünmek bir şeyleri açıklığa kavuşturuyordu;

-Eylül'ün iki seçeneği vardı;Ya her şeyi, ya da beni bırakıp babasıyla gidecekti ya da burada, benimle kalacaktı.

-Benim yapacak bir şeyim yoktu.Ona kal diyemezdim, bana güvenmesinden başka bir şey isteyemezdim bu yüzden bütün karar ona düşüyordu.

-Ona fazla yüz vermiştim.Gitmeyip, başımın belası olarak kalacaktı ama lanet olsun ki bunu istiyordum.

-Beni seviyordu.Kapıma geldiği an bunu anlamıştım.

-Kendimi suçlamam gerekiyordu, bu kadar rahat davranıp direk onu affetmiş görünmemeliydim fakat bir yanım memnundu; çünkü gitmeyecekse bunun sayesindeydi.

Ve bu kadardı.

Kafamdaki liste tamamlandığında daha fazla bir şey düşünmemem gerektiğini anladım.Yarın ne yapacağımız, o adamı nasıl göreceğim kafamı kurcalasa bile yemek yemek için aşağı inmeye karar verdim.

Eylül'den...

Olayın etkisiyle odama girdiğim yaklaşık 10 dakikadır sırıttığımı biliyordum.Beni nasıl böyle eritebiliyordu?

Kendimi vermem gereken kararlara zorladım.Vermem gereken bir karar vardı, ve iki tarafın da ayrı çekicilikleri vardı.

Babam yarın burada olacaktı, onunla gidebilirdim ve bu işkenceden kurtulabilirdim.

Barış'la kalabilirdim.Bütün bu gün fiyaskoyla sonuçlansa da onu sevdiğimi, gidersem vicdan azabı çekeceğimi biliyordum.Kırık bir kalbi vardı, düzeltilmesi gerekiyordu fakat bunun farkında değildi.Taş kalp versiyonuna o günden sonra geçiş yapmıştı ama içindeki Barış'ı görmüştüm.Beni öptüğünde, bunu hissetmiştim de.

Bıkkınlıkla yatağa uzandım.Aklımda saatler önce bu yatakta yaptığımız şeyler gelince önce sırıttım, sonra onu ne ile suçlayışım aklıma geldiğinde küfrettim, ve bu bende yataktan kalkma isteği uyandırdı.

Tam o sırada, kapı çalınca hızla yataktan fırladım ve kapıyı açtım.Barış, karşımda anlaşılamayan bir ifade ile dikilirken beni aldırmadan içeri girdi. "Gidiyoruz."

"Ne?Nereye gidiyoruz?"

Dolabın üstündeki valizi alarak yatağ koydu.Fermuarını açtıktan sonra bana dönüp gözlerini gözlerime dikti."Bana güveniyorsun, değil mi?"

Ne yaptığını kavramaya çalışırken üstümdeki ince hırkaya sarıldım.Doğruldu ve bana yaklaştı.Gözlerimiz hala kendilerince konuşurken ellerini ellerimde hissettim. "Artık bunlarla uğraşmak istemiyorum."

"Ne yapacağız?Nereye gideceğiz?"

Derin bir nefes alıp kafasını eğdi. "Bilmiyorum Eylül.Kalmak istiyorsan kalabilirsin, ama benim buradaki işim bitti.Yani çoktan bitmiş..."

"Gelirim." dedim tereddüt etmeden.Bu saatten sonra babamla dönemezdim.Fazla şey biliyordum ve eski hayatıma dair bir şey istemediğimden emindim.

Yüzünde belirsiz bir gülümseme oluştu, ardından dolabı açıp hızlıca kıyafetlerimizi içine özensiz bir şekilde yerleştirdi.O sırada üstümü değiştirmek için dolaba koymadığı bir tulumu elime alıp banyoya girdim.Bu çılgıncaydı.Resmen beraber kaçıyorduk.

KOYU BEYAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin