•Bölüm 34•
Mükemmel tayfamız yeniden sizlerle arkadaşlar.
Bu bölümü çok özenerek yazdım. Yaz bitmeden kitabı bitireceğim takipte kalın. En iyi bölümlerden bakalım beğenecek misiniz?
İyi eğlenceler.
Ed Sheeran-Galway Girl

###Yaz tam gaz devam ederken herşey bildiğiniz gibiydi.
Elindeki telefondan yüksek sesle süper ligin geçmiş maçlarını izleyip,sonucu bildiği halde Beşiktaş yendiği için haberi yokmuş gibi sevinen,etrafındakilerin ona garip bakışlarını umursamadan 'goool' diye bağıran holigan Deren bildiğiniz gibiydi.
Neye sinirlendiğini bilmediğim ağzında birsürü küfür mırıldanan,çaktırmadan arada Deren'i dikizleyen,kampın kızlarının onun karizmasına bakarken akan salyalarını görmezden gelip illeden Deren diyen,sert çocuk Ekin bildiğiniz gibiydi.
Tırnaklarına bakıp,baş parmağımın ki daha kısa olmuş diye yakınan,karşı masada oturan Özgeye sikici bakışlarını aterken aynı zamanda aldığı salatanın içindeki tuz miktarını gözleriyle ölçmeye çalışan Başakta bildiğiniz gibiydi.
Önüne yığdığı yemekle hem gözünü hemde karnını doyuramamış, acaba kim bana yemeğinden verir diye düşünen benim anlamadığımı sanıp salamlarımı çalan ayı Eto ve elinde dikkatle tuttuğu gözlüğünü aynı dikkatle teyzesinin aldığını söylediği üzerinde kocaman bir emoji olan tisortüne silen Minede bildiğiniz gibiydi.
Ben mi?
Hunharca yemek yiyen Eto'ya 'senden iğreniyorum' temalı bakışlarımı atıp,masanın üstündeki ayfonuma öpücük yollarken aynı zamanda iç sesiyle büyük bir kavgaya giren bende bildiğiniz gibiydim. Uzun zamandır konuşmadığım baklavalarımla sessizce yaptığım münakaşa da vardı tabi.
Hayır.
Ne dedikleri sizi hiç ilgilendirmez.
Ayrıca Gedizi kurtardığım da da bıçaklanmamıştım. Sadece ucu batmıştı ve beni bilirsiniz canım çok kıymetlidir. Hergün dünyaya ben gibi mükemmellikler gelmiyor canım. Polisler gelince adamlar bizi bırakıp kaçmışlardı. Tabi Gediz olacak bencil pislikte onu kurtardığımı falan umursamadan beni orda göt gibi bırakıp topuklamıştı. Adamların ondan ne istediği ise muamaydı.
Ondan nefret ediyordum.
Düşüncelerimden çıkıp sıkıntıyla etrafa bakarken ellerimle kendime yelpaze yapıp nefesimi dışarı üfledim.Ortamın boguculuyla ne yaptığımı tam kestiremezken birden ayağa kalkıp bağırdım, "Gençler!" Bende aynıydım işte.
"Noldu len?" diye sordu ben,bana dönen tüm yemekhanedekilere bakarken sessizce Ekin. "Napıyon?" Cidden napıyodum ben? Hangi akla hizmet bagırmıştım ki! Şimdi mal gibi oturamazdımda. Bişey demeliydim. "Aranızda şerbeti olan var mı?" Artık mantıklı bişey söyleyip iyi bir espiri yapmalıydım.Yoksa azcık olan havamıda kaybedecektim.
Halen herkes pür dikkat bana bakarken tişörtümün ucunu tutup kaldırdım. "Baklavalarımı ıslıycamda." Kamp şok. Kamp on sekiz yaşında olmadığı için sigara alamayan çocuk.Bir gay'e aşık olan kız. Bir lirası eksik olduğu için paket yapamayan vodafonlu. En sevdiği dizi oldugunda misafir gelen kadın,espirisine kimse gülmeyen sınıf hocası.
"Otur Bediz." Deren kolumdan çekip beni yanına oturtunca olası felaketleri engelledi.Kızlar baklavalarımı yiyecekti az kalsın.
"Arkadaşlar." Hepimiz aynı anda pekte odaklanmadıgımız kahvaltımızdan -Eto hariç- başımızı kaldırdık. "Yeni bir talibim var." Başak önündeki yemek tabletini ittirdi.Sanırım bu doydum demek oluyordu. Dediği cümlede en çok benim ilgimi çekmişti anlaşılan. "Keko ve kıro.Ama olsun ben tanımak istedim." dişlerimi sıktım. "Sonuçta toplumun her kesiminden insan tanımalıyız demi?" Bi saniye ben niye sinirlenmeye başladım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kamp-ı Eğlence
Umorismo#Mizah 37 #Eğlence 12 Kamp-ı Eğlence başlığı altında toplanan bu hikaye size: ▶Mavi gözleri ile bir şaheser olduğunu düşünen ve iç sesine diss atan "Her ne kadar ergen değilim desende sivilcelerin bir yerden sonra patlak veriyor." Bediz'in; "Kızım b...