Part 11

2K 144 21
                                    

Şaşkınlıkla ağzım aralanmıştı. Ne çabuk vaz geçmişti böyle ailesinden? Ben onları görmemeye nasıl dayanabileceğimi dahi bilmezken işini bitirmiş, yani ailesine kendini unutturmuş ve buraya gelmişti.

"Daha yapmadın mı?" Açık olan ağzımı kapatıp başımı olumsuz anlamda salladım. Nasıl yapabilirim ki? Onları çok seviyorum ben.

"Peki, Gelebilir miyim içeri?" Kapının önünden geri çekilip Zayn'in içeriye geçmesine izin verdim. İçeriye ilerleyip annemler ile selamlaşırken Zoe o'na hayranlıkla bakıyordu. Hiç kardeşim ile aynı kişiyi seveceğimi düşünmemiştim.

Zoe'nin yanına oturup başını göğsüme yaslamasını izledim.

"Çok yakışıklı, öyle değil mi?" Hafifçe gülümserken Zayn'de benim yanıma oturmuştu. Annem üçümüzü de süzdükten den sonra derin bir iç çekmişti.

Şu anda Zayn bir yanımda ve Zoe'de diğer yanımda oturuyordu. Bir dakika. Aile gibi duruyorduk. Zoe bizim çocuğumuz gibi. Ne kadar güzel olurdu evli olsaydık. Ve bir de çocuğumuz olsa. Çocuk yapma aşamasından bahsetmiyorum bile. 

Düşüncelerim ile yüzüm kızarmaya başlarken başımı Zoe'ye kaydırdım. Hala Zayn'i izliyordu. Daha beş yaşındasın be, çocuk. Zayn, bana dahi bakmazken sana nasıl bakacak?

"İyi arkadaşız, efendim." Zayn'in sesiyle kendime geldim. Babamla konuşuyorlardı. İyi anlaşmalarına sevinmiştim. Annem'de Zoe'ye bakıp gülümsüyordu. Kesinlikle o'da anlamıştı.

"Zayn?" Seslenen Zoe idi. Abi demiyor bile. Terbiyesiz. Eğer ben beş yaşındayken birine 'abi' demeden hitap etseydim annem ve babamdan sonradan büyük bir azartı yerdim.

"Efendim, ufaklık?" Ufaklık demişti. 1-0 öndeyim. Ha-ha!

"Nasıl kızlardan hoşlanırsın?" Ne?! Ne dedi bu kzı?! Kendi kardeşimi ellerimle boğmak istiyorum! Zayn ufak çaplı bir kahkaha attığın da annem ile babam da gülmüştüler. Ben mi? Yerin dibindeydim. Hatta şuralarda bir yerler de petrol olabilir.

"Uykun yok mu senin?! Gidip uyusana." Kaşlarımı açtıp Zoe'yi odasına kovduğum da Zayn bana 'Hadi' tarzın da bakışlar atıyordu. Başımı olumlu anlamda sallayıp salona geçtim. Kanatlı koltuğa oturmuş beni bekliyordu. Ne ara gelmişti bu?

"Hiç gelmeyeceksin sandım!" Sitem eder ses tonu ile konuştuğun da gözlerimi devirdim.

Önüme gelip gözlerimin içine baktı. Kendi kendine bir kaç cümle mırıldandıktan sonra o'nun gözleri kırmızıya dönmüştü. Bir süre sonra gözlerim yanmaya başladığında kendimi geri çekmeye çalışsam da belimi tutup buna izin vermemişti. Gözlerimde ki yanma her geçen saniye artarken yavaşça geri çekildi. Gözlerimi kırpıştırdığım da gözümden bir damla yaş yeri ıslatmıştı. Damlayan yaşa baktığım da kan rengindeydi.

"İçeriye gidip kime kendini unutturmak istiyorsan gözlerine bak ve konuş." Başımı olumlu anlamda sallayıp içeriye girdim. Annem korkuyla gözlerime bakarken Zayn'de onlar gibiydi. Ne vardı gözlerimde?!

Annemin önüne geçtiğim de gözlerime bakmaya başlamıştı. 

"Şu ana kadar benimle ilgili olan her şeyi unutacaksın." Emin bir tavırla konuştuğum da annem bom boş yüzüme bakıyordu. Aynısını babama da yaptıktan sonra Zayn'e döndüm.

Bitmişti sanırım. Bu kadardı.

"Gidelim. Hadi." Başımı olumlu anlamda sallayıp odama çıktım. İçeriden çantamı aldıktan sonra aynamın önünden telefonumu cebime tıkıştırdım. Gözlerim aynaya kaydığında ağzımdan tiz bir çığlık kaçtı. Gözlerim... Kıp kırmızıydılar (multimedia). Bu da ne böyle!?

"Hadi, Mia!" Zayn'in sesini duyduğum da hızla kapıyı kapatıp kilitledim ve anahtarı çantama atarak aşağıya indim. Zayn dışarıda, kapının önünde beni bekliyordu. Eve son kez bir göz atıp dışarıya çıktım. Burayı özleyecektim.

Zayn, etrafına baktıktan sonra gözlerini kapattı. Bir süre sonra karşımda Kanatlı'yı gördüm. Zayn gözlerini açtığında o'nunda gözleri kızarmıştı.

Hep böyle mi kalacak gözlerimiz? Bu çok saçma. Benim gözlerim mavi ve kırmızı bana yakışmaz ki.

"Yeniden gözlerinizi kapatın." Gözlerimi kapattıktan sonra aynı olayları tekrarladı. Kulağımda ki çınlama ile gözlerimi açtığımda karşımda Moloch'u görüyordum. Hızla yanıma baktığım da Zayn'i görmemle rahatladım. En azından o buradaydı.

"Her şey tamam olduğuna göre, artık size görevlerinizi verebilirim." Derin bir nefes aldım. Korkuyor muydum? Yoksa heyecandan mı bu kalbimin hızlanması?

Moloch, yavaşça elini kaldırıp bana doğru hareket ettirdiğin de sakince karşısında duruyordum. Elini yumruk haline getirdiğin de yavaşça geriye doğru sendeledim. Zayn, beni tutmak için yanıma geleceği anda gözlerim yavaşça karardı. Gözlerimi açmaya çalışsamda bir şeyler beni zorluyordu. Açamıyordum.

"Ona ne yapıyorsun!?" Zayn, Molcoh'a doğru bağırdığında ellerini belime dolamış beni ayakta tutmaya çalışıyordu. 

Sonunda gözlerimi açmayı başardığım da eskisinden farklı hissediyordum. Eskisi gibi biri değildim artık. Şeytandım. Tam anlamı ile bir şeytan.

"Hazırsın artık, Mia." Gülümsemeye çalıştığım da çene kaslarım acımıştı. Hafifçe acıyla inledim.

"Yeni olduğun için. Alışırsın vucüduna." İçeriye Athena girdiğin de bana bakıp gülümsedi. Athena'da bir şeytandı. Burada ki herkes şeytandı.

Biz şeytandık.

"Sıra Zayn'de." 

Beynime şimşeklerin çakması ile birlikte olduğum yere çakıldım.

Ben kardeşime kendimi unutturmamıştım!

Vote Ve Yorumlar!

(Sorularınızı yoruma sorabilirsiniz ^-^)

Black Angel (ZaynMalikFanFiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin