- 11. Bölüm/BENİ MERAK MI ETMİŞTİ?-

142 13 3
                                    

Şaşkın şaşkın ona bakarken ellerimi omuzlarına koyup yavaşca doğruldum. belimde ki sıkı eli gevşerken hala tam olarak bırakmamıştı beni. Ahh! bıraksana be adam! demek istiyorum ama sanırım dilimi yuttum. Hey! ben bu oyunu bozarım arkadaş, bu ne Türk klişeşi bir sahnedir ya, boğazıma biri yapışmış gibi öksürmeye başlayıp, omuzlarından yitip geri çekildim.

Ben oyun yaptığımı anlamasın diye kendimi yırtmaya devam ederken oda karşıma geçmiş pis pis sırıtıyordu elini kaldırıp yavaşça sırtıma vurdu. Tabi onun yavaş! vurması benim öksürüğümü daha da arttırdı.

Elimi kaldırarak durmasını işaret ettim" yavaş be çiğerimi söktün!" diye azarladım.

Gözlerini devirip ağır ağır yerine otururken birandan da bana laf yetiştiriyordu."Vurmasam geberiyordun."

Benimde sahici öksürüklerim dinerken yerime geçtim.

"Zekan gözlerimi yaşarttı." dedim iğneleyici bir şekilde.

" Zekamla dalga geçeceğine yürümeyi öğren"

Çantamdan rastgele defter ve kalem çıkartıp "yav he he" diye mırıldanırken Alkın bana dönüp alayla " O tuhaf, laf bulamayınca söylenen item hala kullanılıyor mu?" diye sorunca uzatmak istemeyip önüme döndüm şayet aklım hala beni belimden tutup kurtardığı andaydı.

Sınıf dolmaya başlıyordu ve bende sırama yaslanmış Vuslat ve Arya'nın gelmesini beklerken telefonumla ilgileniyordum.

Alkın sınıfta ki kişileri umursamadan "insanlık ölmüş be! teşekkür edenimiz bile yok!" diye sesli bir şekilde iç geçirince. Sınıf sessizleşip ne diyor bu değişik gibicesine ona baktılar. Tabi lafın bana olduğunu anlayınca yavaşca başımı telefondan sağa doğru döndürerek tek kaşımı kaldırıp ona baktığımda sırasına yaslanmış düz bir şekilde tahtaya bakıyordu. Bende aynı şekilde sınıftakileri umursamadan "Aynen, İnsanlık ölmüş be! Yardımını başımıza kakanımız bile var!." dedim. Alkın bir şey demeden sadece gözlerini devirdi. İki sustuk diye sen bana laf yetiştireceğini mi sandın Alkın Bey. .

Önüme döndüğümde zafer kazanmış edasıyla gülümsüyordum. Sınıfa giren Vuslat ve Arya da beni görünce gülümsediler.

Sıralarına yerleşip arkalarına döndüklerinde , Vuslat "bu gülümsemenizin sebebi nedir acaba?" diye sorunca biraz daha mayhoş gülümseyip bir anda ciddileştim ve "Kuşlar uçuyor, simit 1 tl,karnım tok,hava sıcak,hayat monoton,ben güzel,gözler güzel... ben daha aheste aheste saydırırken Arya'nın ağzıma vurmasıyla dediklerimin farkına varıp elimi ağzıma koydum.

Bir anda Alkın'ın kahkahası sınıfta yankılanırken ben dediklerime mi yoksa Alkın'ın güzel gülüşüne mi yanayım bilemedim.Bunun da işi gücü yok beni dinliyor arkadaş, ilk defa böyle güldüğüne şahit oldum tekrar gül be!. Zaten bu aralar tüm dengemi alt üst etti. Arsız belaya bağlarım diye korkuyorum. Ben utancımdan kıpkırmızı olmuşken kurtarıcım yani canım hocam sınıfa girdi.Tabi bu utanç varken derste Alkınla göz göze gelme riskini en aza indirmek için direkt kafamı sıraya koydum.

Arya'nın sesiyle kafamı sıradan kaldırdım ve yarı açık gözlerimle Arya'ya " ne oldu" diye sordum.

" Teneffüsteyiz kızım kalksana " demesiyle istem dışı arkama baktım ve niye baktığımı anlamayıp önüme döndüm zaten sırasında da değildi. Önüme döndüğümde Arya ve Vuslat sınıftan çıkmak üzerelerdi.

"Nereye" diye seslendiğimde, Vuslat " Kızım bir tuhafsın bugün, kantine geliyor musun diye sorduk cevap vermedin."

Yerimden kalkarken "Evet sanırım bugün iyi değilim."diyerek peşlerine takıldım.Akıl bırakmıyordu ki birileri. Merdivenlerden kantine doğru inerken ortada dolaşan gereksiz birinin olmadığını fark edip "Tufan nerede?" diye sordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 20, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BENİ SEN İNANDIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin