ÇETE LİDERİ

Kıskanma!!

Kaya ' dan

Sabaha kadar bir sağa bir sola dönmüştüm. Uyuyamıyordum ve bu beni oldukça sinir ediyordu. Ne zaman gözlerimi kapatsam kayranın yüzü geliyordu gözlerimin önüne. Aklımdaki sorulara bir cevap bulmalıydım. Sabahın ilk işiklarıyla saate baktım. Daha erkendi fakat ben ne yapacağım hakkında hiç bir şey bilmiyordum. Kayraya karşı ne hissediyorum?

Ben böyle düşünürken zama geçmişti birden kapı açıldı. Hızla gözlerimi kapattım. Anladığım kadarıyla gelen masaldı. Yavaşça yaklaşıp yanıma uzandı. Bir süre konuşmadı. Fakat daha sonra elini yüzüme koydu ve uyanmamı söyledi. Okul saati gelmişti. Anneme Söz vermeseydim okula gitmezdim. Zaten benim işim hazır ama işte gelde bunu anneme anlat zaten karşı çıkıyor.

Hazırlanıp aşağı indim. Kahvaltı yapmak istemiyordum ama annem üzülmesin diye tabağımdakilerle oynuyordum. Babam farkındaydı bir şeylerin ters gittiğinin. Ama suan susuyordu, biliyordum daha sonra soracak şu an kendimi toparlamamı bekliyordu. Yaşadığım Duygular beni etkiliyordu. Masadan kalktım ve sessiz bir şekilde arabama bindim. Okula gelene  kadar düşündüm.

Bahçeye arabamı park edip direk kantine gittim. Bizimkiler masada oturuyorlardı. Yanlarına gidip oturdum. Bakışlarımı kantinde gezdirirken onu gördüm. Yine yanindaki ibneyle konuşuyordu. Derin bir nefes çektim içime. O herifle göz göze gelince kaşlarını çattı. Dik dik bakmaya başladı. Sinirle kalktım ayağa, tabi kalkarken sandalyeyi düşürmüştüm. Ural ve hakan da benle birlikte ayağa kalktı. Bütün kantin sessizleşirken ben sinirle bağırdım.

- Ne bakıyorsun lan sen hayırdır?!

- Asıl sen ne bakıyorsun lan gebertirim lan seni ?!!

Ural beni tutarken diğerini bir başkası tutuyordu. Tam da isteğim şey olmuştu. Kavga çıksa da şu herifi dövsem diye düşünüyordum. Kayraya dokunan elini kırmak istiyordum. Sonunda oldu. Ben üzerine giderken, o herifi de daha yeni kayranın adını söylemesiyle Öğrendim poyraz mış adı. Arkadaşı tutuyordu. Yumruk yaptığım elimi elmacık kemiğinin üzerine vurdum. Böylelikle kavga başlamış oldu.

             ⚜️⚜️⚜️⚜️⚜️⚜️⚜️⚜️⚜️⚜️⚜️⚜️  

Şu an müdürün odasındaydık. İyi benzettim ama herifi. Aslında iki taraflı feci kavga oldu. Şimdi haklarını yemim iyi kavga ediyorlar. Nöbetçi öğretmenlerin ayırmasıyla, tabi zorla ayırdı müdürün odasına geldik. Bir saattir dırdır ediyor. Of bıktım lan daha fazla çekemem ben bu adamı. Soğuk bir ses tonuyla konuştum.

- Biraz daha dırdır edersen ağzını dikmek zorunda kalacağım. Bunu yaparken vicdan azabı da duymam , büyük bir zevk alırım.

Tehditkar ses tonum onu korkutmuş olmalı ki yavaşca kafasını salladı. Bu korkmuş hali beni eğlendirirken dudağım yukarı kıvrılmıştı. Tabi kavgada patladığı için şu an acıyordu.
Yüzümü buruşturdum ve hemen ardından müdürün odasından çıktım. O sırada biri kolumu tuttu. Tutan kişiye bakınca kaşlarımı çattım.
Hızla kolumu çekip burun buruna geldik. Burnumdan soluyordum. Sinirle konuşmaya başladı.

- Bu burda bitmedi, seninle görülecek hesabımız var daha.

Sinir bozucu bir gülüş takındım yüzüme ve ardından eğlenen bir ses tonuyla konuştum.

- Her zaman beklerim, merak etme daha görülecek hesabımız var (!)

Arkamı dönüp ilerlerken sinirden kudurduğunu tahmin edebiliyordum.
Bizim grup hemen arkamdan geldi. Ural neden kavga ettiğimi sorsada daha sonra açıklıyacağımı söyledim.
Bahçeye çıkıp oturdum. Bir sigara yaktım. Derin bir nefes çektim içime. Zil çalınca yukarı sınıfa çıktık. Bizimkilerle her zamanki yerimizde oturuyorduk. Hoca sınıfa gelince yer değişikliği yapacağını söyledi. Bir bu eksikti. Yerleştirmeye başladı.