Kalp Acısı

227 8 0
                                    

Hayat bazen ummadığımız şeyleri karşımıza çıkarır. Canımız acır ama biz buna rağmen dayanırız. Canımızın acıyacağını bile bile dikenli yollardan yürürüz. Hep bir mutluluk ararız. Mutluluk sana gelmez sen ona git.

Ben mutluluk ne pek bilmem benim hayatımın temelinde acı göz yaşlarım var. Merte baktım yine ağlıyordu ben onun benim gibi olmasını ıstemiyordum. O daha bir çocuk karşısında ağlayacağı kadar büyük sorunlar olmamalı mertin hayatında.

Melek ablanın baktığı yere bakınca kaşlarımı çattım bu kim ya, adam bize dönünce yüzünde pis bir sırıtış vardı. İtici ya oldukça itici. Mert bana sarılınca adamın kim olduğu belli oldu. Bu adam mertin şerefsiz babasıydı. Melek ablaya baktım elimi yavaşça omuzuna koydum destek olmak amacıyla ve yavaşça fısıldadım. '' güçlü dur melek abla ona yıkıldığını gösterip sevindirme şimdi bir masaya oturuyoruz ve onu hiç görmemişiz gibi davranıyoruz tamammı? ''

Melek abla beni onayladı ve bir masaya oturduk gelen garsona siparişlerimizi verdik melek ablaya sırıtıp, gülmesini söyledim. O dediğimi yaparken ben o iğrenç adama yanlış oldu şerefsize bakıyordum. Kaşlarını çatmış buraya bakıyordu. Gelen yemekleri yemeye başladık gözüm o iğrenç şahıstaydı.

Biraz sonra hızla yerinden kalkıp melek ablanın kolundan tuttu ve bağırmaya başladı.

- neredesin sen lan?! Ne arıyorsun burda sen beni delirtecekmisin?

Elini kaldırmış tam vuracakken hızla kolundan tuttum. Bakışlarını bana çevirdi korkunç oldugunu sandığı bakışlarını bana çevirdi.

'' sen kimsin lan bırak elimi senle de görüşeceğiz zaten sen kimsin ki benim karımı benden saklıyorsun ''

- karın, çocuğun olduğu şimdi mi aklına geldi lan şerefsiz bır daha bu kadına elin kalkmayacak yoksa elini kırarım. sen anladın bence beni

Elini tutup çevirdiğim zaman acı içinde bağırdı bu bağırış sırıtmama sebep olmuştu melek ablaya döndüm ve '' melek abla siz beni burda bekleyin benim küçük bir işim var '' melek abla tam birşey söyleyeceği sırada oradan hemen ayrıldım. Tabi önce melek abla ve mertin yanına koruma bırakıp Cahit ve bir kaç tane korumayla mekanın arkasına geldik

Hızla itekleyip sırtını duvara çarptım o yüzünü buruştururken ben sırıtıyordum. Yüz ifademi ifadesiz tutup çenesini kavrayıp sıkmaya başladım bir yandan da tehtıt ediyordum.

- bana bak bu saatten sonra seni bir daha melek ablanın, mertin yanında görürsem hiç düşünmeden topuğuna sıkarım. Anladınmı lan?!! Bu surata iyi bak ve unutma. melek abladan boşanacaksın ve hayatına bir daha girmeye çalışmayacaksın anladınmı lan?!

Çok sinirliydim bir yandan çenesini tutmuş, bir yandan başına silah doğrultmuş tehtıt ediyordum. Surat ifadem onu korkutmuş olmalı ki yutkundu ve kafasını salladı. Cahitten istediğim boşanma kiyatlarını aldım ve imzalattım. İki hafta sonra boşanma davaları vardı. Melek abla bu iğrenç şahıstan kurtulacaktı. Ben hep yanlarında olup onlara elimden geldiğince destek olmaya çalışacaktım.

Anlayamadığım konu şuydu melek abla 21 yaşında nasıl oluyorda mert onun oğlu oluyor. Bu soruyu daha sonra sormayı kafama not edip Cahit ve adamlara işaret verdim. Onlar adamı döverken ben rahat bir şekilde restorana girdim ve melek ablaya olanlardan bir kaçını söyledim. Yemek yiyip eve gitmeye karar verdik.

O sırada telefon çaldı arayan Bartuydu. Melek ablaya arabaya binmesi söyleyip telefonu açtım.

- söyle

'' kızım neredesin sen ya iki gündür? Okula geliyoruz yoksun kavga etmişsin ''

- of anlatırım ben sonra size, şimdi kapatıyorum

'' dur bekle ben mer-''

Hiç çekemezdim şimdi bir sürü soruyu suratına kapatıp arabaya bindim. Melek ve mertin yüzü gülüyordu benimde yüzüm güldü. Okulu da ilk günden astım aman bir şey olmaz, telefonumdan saate bektım 04.30 ne çabuk geçti saatler ya. Araba ışıklar da durunca bakışlarımı merte çevirdim. Camdan oyuncak dükkanına bakıyordu. Derin bir nefes aldı ve başını sağ sola salladı. "Hadi" diyip başımla oyuncak dükkanını gösterdim sevinçle arabadan indi hemen ardından ben ve melek ablada indik. Merte baktım ve istediği her oyuncaktan alabileceğini söyledim.

☸️☸️☸️☸️☸️☸️☸️

Eve geldiğim zaman yorgunluktan ölüyordum direk kendimi yatağa attım ve gözlerimi karanlığa teslim ettim.

Kaya ' dan

Kayra kantinden çıkınca çok şaşırmıştım. Ama feci dövmüştü kızları herkes şaşkınlıkla bakıyordu. Alev dayak yemişti, bu şaşkınlık uyandırıyordu çünkü alev den çekiniyorlardı. Bizimle takıldığı için kimse karişmıyordu oda bundan güç alarak dikleniyordu.

Yanimda oturan hakan şaşkınlıkla konuşuyor, hayranlığını dile getiriyordu. Ona neyse artık. Erkekler fısıldaşıp konuşuyorlardı ve bu beni oldukça sinir ediyordu. Hayır arkadaş anlayamadığım banane, sanki bana ne oluyorsa.

Daha fazla dayanamadım masadan kalktığım gibi çıkışa ilerledim. Arkadan seslenen, soru soranları takmadan ilerledim. Arabama binip deniz kenarına geldim. Derin bir nefes çektim içime. Yaprağı neden kayra geldiğinden beri onu düşünmüyorum. Bana ne oluyor böyle. Aklımda çözemediğim sorular vardı. Sıkıntılı bir nefes verdim. Elimi saçlarıma daldırdım. Off canım sıkılmıştı. Bu olanlar aklımı çok karıştırıyordu.

Kendime gelmeliydim bu böyle olmazdı. Bakalım daha neler olucak. Benim anladığım  bu yıl fazlasıyla ilginç geçeceği. Arabama binip eve doğru sürmeye başladım. Yolda telefonum çaldı araya minik prensesim, her şeyim kardeşim masaldı.

- prensesim

" abimmmm"

- söyle abim söyle prensesim ne istersin ne getireyim gelirken sana?

" çikolata istiyorum abi fıstıklı ama"

- tamam prensesim benim, şimdi kapatıyorum tamam mı?

" tamam abicim"

Telefonu kapattıktan sonra bir marketin önünde durdum içeri girip almam gerekenleri aldım. Yolda giderken düşünüyordum. Ben bir tek masala böyle davranıyordum. Herkese karşı oldukça soğuk ve katı biriydim. Eve yaklaşınca arabamı park ettim ve büyük adımlarla kapıyı çaldım. Adım sesleri ve masalın "abimmm" diye bağırması ile yüzümde bir tebessüm oluştu.

☸️☸️☸️☸️☸️☸️

Yazar' dan

Genç kız ter içinde uyanmıştı çünkü yine kabus görmüştü. Dayanamıyordu bu yük ona ağır geliyordu. Yavaşça kalkıp terasa çıktı. Rüzgar esiyordu saat 08.15 ti yaklaşık 3 saattir uyuyordu, esen rüzgar titretmişti. Gülümsedi bu acı bir gülümsemeyi. Eski yaşadığı olaylar geliyordu aklına.

İçeri geçti duş almak için banyoya ilerledi. Kısa süre sonra çıktı sonra üstünü giyip sahile gitmeye karar verdi.

Yaşadıkları onu yıpratmıştı. Tükeniyordu gün geçtikçe, eksikti, kayra hep yarım kaldı. Kalbindeki boşluğu kardeş bildiği insanlarla doldurmaya çalışsada, ne kadar inkar etse de oda isterdi bir babasının olmasını veya abisinin olmasını.

Sahile gelince derin bir nefes aldı. Aldığı nefes ciğerini yakıyordu. Gözleri doldu o kimsenin yaninda ağlamazdı. Gözünden akan bir damla yaşı hızla sildi. Gerisi gelsin istemiyordu. İçine akıttı acı göz yaşlarını, içine akıttı umutsuzluğunu. Eğer bir babası olsaydı oda normal kızlar gibi evden okula, okuldan eve gelir arkadaşlarıyla buluşmak için babasını ikna etmeye uğraşırdı. Ya da sabah alarm yerine annesinin sesiyle uyanırdı. Bu düşünceleri kafasından def etti ve eve dönmek için arabasına bindi.

Yorgundu, kırgındı, umutsuzdu ama her şeye rağmen dayanıyordu, o güçlüydü. Tutunacak bir dalı vardı oda kardeşleriydi. Eve geldiği zaman direk odasına çıktı uyumaya gayret etti.

Hayatın zorluklarına karşı dik durun tıpkı kayra gibi. Kalbinin acısı çok derindi. Ne yaparsa yapsın geçmişi peşini bırakmayacaktı.

Eksiklerim olduysa kusura bakmayın.

ÇETE LİDERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin