Bölüm geciktiği için size kıyamayıp 750 kelimelik bir bölüm atıyorum ;)
Keyifle okuyun ^3^Nurşah evden erken çıkmasına rağmen trafiğe yakalanmıştı.Onurun sahnesine 10 dakika kaldığını fark ettiğinde arabasından inip koşmaya karar vermişiti.Yarışmanın yapılacağı yere yakın olduğundan koşmasında bir sakınca yoktu.Koşmaya başladı binaya yaklaştığındakapının önünde duran adam Nurşahın dikkatini çekti,adımlarını yavaşlatı nefesini düzenleyerek koşmayı bırakıp yürümeye başladı.Binanın önünde duran adam sürekli kolundaki siyah deri saate bakıyor ve ensesine vuruyordu.Nurşah binaya dahada yaklaştığında karşısında duran adamın Onur olduğunu fark etti.Ona daha da yakınlaşıp birşeyler söyleyecekken bir kadın Onurun yanına gelip onu kolundan tuttu ve,
"ONUR! Sahne zamanın neredeyse geldi neden hâlâ kapının önünde bekliyorsun içeriye geçmemiz gerek"
Onur kadını itti.
Senin ona yaklaştığını gördüğünde ise o meşhur gülümsemesini yüzüne takındı.Sen artık dahada Onura yaklaşmıştın, yüz yüzeydiniz."Onur geciktiğim için özür dilerim seni çok beklettim üzgünüm iş çıkış saati olduğu için çok trafik vardı,İçeriye geçmeliydin neden buradasın?"
Nurşahın bakış açısı,
Onur tebessümünü bozmadan gözlerimin içine baktı.Kolunu bana uzattı ve tutmamı işaret ederek,"Sen gelmeden başlamayacağımı söylemiştim Nurşahcığım,ben sözüne duran bir erkeğim.Er yada geç gelmen önemliydi benim için Teşekkürler."
Yazarın bakış açısı,Bu kelimeleri duyan Nurşahın dizlerinin bağı çözüldü,vücudunu bir titreme aldı ve bu hoş kelimleri duymak bile ona dahada bağlanmasına yetti./(Nurşah çok kolay bir kızmış burdan bunu anlıyoruz 😕😆)
İçeriye geçtiklerinde ayrıldılar.Nurşah seyircilerin oturduğu bölüme geçti Onur ise kulise doğru yol aldı.İçerisi Nurşahın sandığından daha da kalabalıktı.Ama boş bir iskemle bulmayı başardı.En arka sıraya geçtiğinde Sunucu tekrardan Onuru sahneye davet etti ve o müthiş sesiyle parçasını seslendirdi.Şarkısını bitirdiğinde öne doğru eğilerek jüriyi ve seyircileri -Nurşahı- Onurun selamlaması bitriğinde Nurşahın elleri onu alkışlamaktan yanıyordu ama Onur bunu fazlasıyla hak etmişti.Yarışma tahmin edildiği gibi Onurun galibiyetiyle sonuçlandı, vokal kategorisinde Onur birinci olmuştu ve bir çek kazanmıştı, yüklü bir miktarın yazılı olduğu bir çek.
Nurşahın bakış açısıyla yazılmıştır.
Onu tebrik etmek için kulisine gitmek istedim ve sahne arkasına yöneldim fakat çoktan kulisinin önü insanlarla dolmuştu bile insanları eze eze kapının en önüne geldim ve Onurun yanına ulaştım.Bu benim için zaferdi çünkü onura ulaşacağım diye ayakkabımın topuğundan olmuştum.
Onur beni gördüğünde bana ani bir şekilde sarıldı.
Oradaki herkes şok,bende dahil.Bir süre öyle bekledi ve beni kendine daha çok bastırarak,
"Bana iyi şans getirdin Ela göz"
Dedi. Beni kendinden çekti ve elimden tutarak kulisin içine daldı.Kapıyı kapattı.Ben olayın şokunu atlatamamışken Onur ile baş başa kuliste kilitli kalmıştım. Bu yaşadıklarım fazlaydı.Yazarın bakış açısıyla devam edelim..
Onur ise az önce ona izinsiz salrıldığı için pişmandı neden öyle birşey yaptığını düşünüyordu.Aslında nedeni belliydi Nurşahı istiyordu.Ondan hiç mi hiç ayrılmamak istiyordu,sürekli gözünün önünde olmasını istiyordu ama bunu yapamazdı çünkü onlar birbirlerini daha yeni tanıyorlardı bunun için erkendi.
Onur Nurşahtan az önceki davranışından dolayı özür dilemek istedi ama yapmadı gözleri Nurşahın kırık ayakkabı topuğuna kaydı.Sırıtarak konuştu."Birileri kulise gelmek uğruna gazi olmuş sanırım"
Nurşah Onurun koluna ufak bir yumruk attı ve,
"Size ulaşmak şimdiden zor beyefendi,artık ünlü birisiniz ve zenginde.Bana bir ayakkabı borçlusunuz."
Nurşah bunu şaka ile karışık söylemişti.Onur Nurşahı tekrar kolundan tuttu ve kapının önüne geçtiler Onur,
"Üç diyince ardımıza bakmadan koşuyoruz tamam mı?"
Nurşah başını aşağı yukarı tamam anlamında harket ettirdi.
Onur kapıyı açtı ve "üç" diye bağırdı.
Nurşah şaşırdı üç demekten kastının üçe kadar saymak olduğunu sanıyordu ama artık iş işten gelçmişti çünkü Onur onu kolundan tutmuş çekiştiriyordu.Arkasına bakmadan koştular ve binadan dışarı çıktılar.Nurşah koşarken bir ayağında topuklu ayakkabı diğeri yalın ayak koştuğu için bileğini inciymişti ve daha fazla koşamıyordu.Onur onu omuzlarına aldı ve bir halısahaya götürdü.Nurşah çimlere uzanmak istedi ama beyaz elbisesine kıyamadığından yapamadı.Onur Nurşahın bu üzgün halini görünce üzerindeki süet ceketi Nurşahın oturacağı yere serdi.
"Artık uzanabilirsin,ceketim seni koruyacak.""Saol ama bana hâlâ bir ayakkabı borçlusun/(hoaydaa)"
diyerek ceketin üzerine uzandı.Onur lafın altında kalmadı,
"Şuan çok açım bana birşeyler ısmarlayacağını söylemiştin şimdi yapsak olurmu?"
Nurşah kahkaha attı,
"Zengin beyefendi sizi nereye götürmemi istersiniz?"
"Balıkçıya ama bu saatte açık değildir sanırım,en iyisi evde birşeyler yemek./(hoop yavaş gel)"
Nurşah,Onuru eve davet etmek isterdi ama ev şuan İlker ve Sude çiftini barındırıyordu./(niyet bozulacakmıydı?¿)Ayrıca saat daha on bir bile olmamışken eve gidemezdi.Onura durumu anlattı,
"Onur sana yemek pişirmeyi isterdim ama şuan eve gidemem."
Onur yüzünü buruşturdu,
"Neden?"
"Çünkü evde şuan Sude ve İlker baş başalar bu romantik ortamı bozmak istemiyorum,bu onların barışması için tek şans arkadaşlarım için bu fedakârlığı yapmam gerek."
Onur heyecanla bir soru yöneltti Nurşaha,
"Ooozaman bana gidelim,ben sana pişireyim?"
Acaba Onur niyeti mi bozdu? Nurşah bu teklifi kabul edecek mi? Sude ve İlker çifti barışacak mı? Hepsi ve daha fazlası 22.bölümde karşınızda olcak sevgiyle kalın ^-^
*cadı gülüşü*
**Bu arada bundan sonra medyaya şarkı koymayı planlıyorum sizce ne tür şarkılar koymalıyım? Mesajlarınızda belirtin lütfen ^3^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asansör;Aşk Hattı
Teen Fiction#Genelkurgu 200🎉 #komedi 14🎉 Bu kitap,iki yakın dostun uzun zaman sonra ilk buluştukları yerde karşılaktıkları olayları ve bunun sonrasında da peşlerini bırakmayan musibet ve komiklikleri anlatmaktadır . Aynı zamanda iki gözde çift barındırmaktadı...