BIRAKMA ELLERİMİ DÜŞERİM
Öyle yorgunum ki bilemezsin
Bırakma ellerimi düşeceğim
Gölgemi bile taşımak ağırlık
Göz kapaklarım binlerce tonluk ağırlığıyla
Yer çekiminin etkisinde
Orta çağ mızrakları sanki kirpiklerim
Batıyor en acıyan yanlarına canımın
Ateşten bir ceset gibi arşınlıyorum sokakları
Sokaklar ki mayınlarla döşeli
Pimi çekilmiş bombalar ayaklarımın altında
Birer birer savrulmuş organlarım
Simsiyah kaldırım taşlarına
Ve üstelik yorgunum
Yorgunluğum yorgun
Bırakma ellerimi
Yoksa düşerim
Sırtıma saplanmış yaşamın ağırlığı
Ha çöktü ha çökecek
Ölümüne sevmenin vebali boynumda
Ha kırıldı ha kırılacak boynum
Gecelerim birer huysuz çocuk
Ağlamaklı ve kırılgan
Kabustan rüyalar örüyor beynim
Hastaymışsın
Doktora gidiyorsun
İlaç veriyor doktor
İçmiyorsun
Ölümle inatlaşırken sen
Durduk yere ölüyorum ben
Ve üstelik yorgunum
Yorgunluğum yorgun
Bırakma ellerimi
Yoksa düşerim
Yürür damarlarımda örümcekler
Soluyor çiğerim karbondioksidi
Kalbim kırılmış cam parçaları
Her kırığında bir yalanın gizli
Ne olur
Kırılacak bir şey yok deme
Aşkın kırılganlığı yalandır bilirsin
Ben böyle yudum yudum tükenirken
Çoğaltma içimdeki sancıları
Beni böyle bırakıp bırakıp gitme
Bir tuhaf oluyorum
Yaşamak koyuyor bana
Kırılıyorum
Ne olur
Ayıplama beni
Seni sevmişliğimdendir bu kırılganlığım
Ve üstelik yorgunum
Yorgunluğum yorgun
Bırakma ellerimi
Yoksa düşerim
Şükrü ÇANKU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN YİNE DE BEKLERİM
PoesíaHer gece binlerce akrep Sensizliğin zehrini damıtsa da yüreğime Leş kargaları didiklese de tüm bedenimi İdam sehpaları kaysa da Her saniye ayaklarımın altından Bir belirsizliğin orta yerinde Kala kalsam da bir başıma Kalbim mengeneyle...