Sustalı bıçaklar gibi keskindir gece
Her batan güneş batar yüreğine
İçindeki ormanlarda başlar bir yangın
Yanarsın
Yaralanırsın
Ay ışığıyla sararsın yaralarını
Ayrılık kokan
Yalnızlık kokan
Bir yıldızla dertleşirsin
Zilzurna sarhoş kaldırımları çiğner
Koca ayaklı yıldızlar
Sereserpe uzanır caddenin ortasında
Telefon direklerinin cesetleri
Şehri ürpertici bir sessizlik bürümüştür
İçindeki yalnızlık meydan okur
Şehrin sesizliğine
Bilenmiştir duyguların sabahların aydınlığına
Sıkılır canın
Dolaşırsın sokaklarda saatler boyu
Bir kibit çakarsın
Bir sigara yakarsın
Kimsesizler sokağına uğrar biraz yalnızlık çalarsın
Karanlık geceye açtığın göz tükenmek üzeredir
Tükenişindir belki sigaranın tükenişi
Ama
Cebinde paketin doludurhala
Kehribar gözlü sevgilini düşünür
Düş kurarsın
Güneşin doğuşuna değin
Hüzünlenirsin
Kısılır gözlerin
Yaş biriktirirsin
Ağlamak gelir içinden
Ama ağlayamazsın
Hani erkeksin ya
Yok yok
Bazen sende ağlarsın
Hem de avuçlarını dodururcasına
Kana kana hıçkıra hıçkıra ağlarsın
Gecenin ortasına okkalı bir küfür savurursun
Ve sonra
Tek şinin ağlamak olduğunu anlarsın
Sen avutacak kimsen yoktur
Ne sımsıcak ellerini hissedeceğin birileri
Ne de başını göğsüne dayayıp ağlayacak bir sevgilin
Sabırsızlıkla beklersin güneşin doğuşunu
Bekli içine biraz aydınlık süzülür diye
Güneş doğar elbet hiç şüphesiz
Ama unutma ki
Doğan her güneş yalnızlığını yüzüne vuracak
Ve sen
Yine ağlaayacaksın
Erkek de olsan
Şükrü ÇANKU
07.06.2018
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN YİNE DE BEKLERİM
PoesiaHer gece binlerce akrep Sensizliğin zehrini damıtsa da yüreğime Leş kargaları didiklese de tüm bedenimi İdam sehpaları kaysa da Her saniye ayaklarımın altından Bir belirsizliğin orta yerinde Kala kalsam da bir başıma Kalbim mengeneyle...