3

17K 1.2K 158
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şimdi, tam şurada, yer yarılıp hepimiz içine girsek gerçekten gözüm arkada gitmeyecektim. En azından Alihan'la beraber göçüp gitmiş olurum diye sevinebilirdim bile. Bu rezaletin içinden çıkabilmeme imkân yoktu ve önümüzdeki on sene burada böylece dikilsem dahi aklıma herhangi bir yol geleceğini sanmıyordum.

Az önce Alihan'dan hayatının azarını işitmekte olan sebze beyinli adam sesli bir kahkaha koyuverince ortamdaki saçmalık oranı gerçekten, tahmin edilemez ve şaşırtıcı bir biçimde on kat daha yükselerek beni ve tüm izleyenleri şaşırtmayı başarabilmişti. "Yaman, bu kadar hızlı olacağını tahmin edemezdim. Gerçekten beni bile şaşırttın kardeşim."

Yaman adlı şahısı bulabilmek için sağıma soluma bakındıktan sonra konuştuğu kişinin Alihan olduğunu fark ederek durakladım. Bu adamın adı Alihan değil miydi? Ben niye sabahtan beri Alihan diye dağları deliyordum o zaman? Her şey nasıl bu kadar tutarsız ve rayından çıkmış bir şekilde ilerleyebiliyordu gerçekten? Ve elbette babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi? Kesin ben öğretmişimdir.

Tekrar bir rüyanın içinde olma ihtimalimi değerlendirmiyor değildim doğrusunu söylemek gerekirse. Kesinlikle bir rüya görüyor olmalıydım, bütün bu olanların başka açıklaması olamazdı. On dakika önce tanıştığım adama -pişman olmasam da- evlenme teklif etmiştim, beni hamile sanıyordu ve adını bile yanlış biliyordum. Kimsenin fark etmemesini umarak bacağımı çimdikledim ama beni uyandırarak bu zor durumun içinden kurtarmak bir kenara sanki etimi kargaburunla sıkıştırmışım gibi devasa bir acıyla baş etmek zorunda kalmıştım. Yüzyılın bahtsızları sıralı tam liste: Özge Ekru. Bu kadar, dağılabilirsiniz.

Sebze beyinlinin söylediklerine karşılık -ona şimdilik böyle seslenmeye karar vermiştim – Alihan -ona da şimdilik böyle seslenecektim- ters bir bakış attıktan sonra "Saçmalama." diye dişlerinin arasından soludu. "Daha geleli iki hafta oldu zaten."

Nereden geleli? Alihan, bunlar nasıl karanlık sırlar yiğidim? Beni aydınlatmanı isterim.

Düşündüğümün aksine Alihan beni aydınlatmak veya beklediğimin gibi çalı süpürgesiyle bizi kovalamaya başlamak yerine aramızdaki mesafeyi kapatıp kolumdan tutarak beni tekrar sürüklemeye başlamıştı. Bunun bir çeşit alışkanlık haline gelmesinden yakınabilirdim ama mevzu Alihan olunca işler değişiyordu.

Sanırım tam burası ona kolumu acıttığını haykırmam gereken kısımdı. Peki bunu yapacak mıydım? Elbette hayır. Bu kolu koparsa dahi öyle bir şey yapacak değildim, bütün hücrelerim Alihan'ın dokunuşuyla çıldırmış birer yarış arabası gibi birbirine çarpıyordu zira. Herhangi bir engel olmamasına rağmen birisi göğsüme yükleniyormuş gibi nefes almakta zorluk çekiyordum. Bu kadar sıkıntılı hissin nasıl olup da böylesine iyi hissettirdiğine şaşırıyordum açıkçası. Kalbimin çarpmayan kapıları menteşelerinden sökülüp gitmiş gibiydi.

Tatlı RüyalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin