Selam! Özür dilerim
Ve
İyi Okumalar
**
Ömer'den
İkizlerden birini kaybetme ihtimalini daha Defne ile konuşmamıştık. Yani ona nasıl söylemem gerektiğini bilmiyordum ve ona en iyi Nihan'ın söylerdi. Bu gün akşam Nihan ve Serdar bize geleceklerdi. Ve bu konuyu konuşacaktık."Defnee! Bak geldileer" diye iceri seslemdigimde Defne yavasca oturduğu yerden kalktı. Ve kapıyı açtı. Bende mutfaktan çıkıp yanına gittim.
"Aras yok mu?" diye hüzünle soran Defneye abisi cevap verdi. " O teyzesi Nihal ile geziyor" dediğinde Defne kafa salladı.Uzun bir "nasılsınız evlilik nasıl" konuşmasından sonra, Serdar ve ben çalışma odasına geçtik. Ama aklımın Defne de kalması tabiki bir gerçekti.
****
Defne'denAbimle Ömer çalışmak için gittiklerinde Nihanla bas basa kaldık.
"Bebeklerden birini kaybetme ihtimalimiz var Nihan" dediğimde şaşırmıştı. "Sen nerden biliyorsun Defne?" dediğinde iç çektim. "Ömerle doktorun konuşmasını dinledim" dediğimde güldü.
"Keşke Ömerle konuşsaydın sana nasıl söyleyeceğini bilememisti benden yardim istemişti" dediginde niye bana konuyu açmadığını anladım."Bebeklerimi kaybetmek istemiyorum ama ya kaybedersem? Dayanamam Nihan" dediğimde gözlerim dolmuştu bile. Nihan'ın da gözleri hafiften dolmuştu.
"Artık Anneannenelere abine falan hamile olduğunu söylemelisin" dediğinde durdum.
" 2 hafta sonra falan söylemeyi düşündüm. Hani gerçekten evliymişiz gibi düşünürler hem daha iyi olur" dediğimde kafa salladı.
Havadan sudan konuşurken saat 11 olmuştu bile. Abimle Nihan gitmişti. Ve biz Ömerle bas başa kalmıştık.
"Biliyorum... yani Nihan söylemeden önce de biliyordum" dediğimde Ömer bana döndü ellerimi tuttu.
"Bebeğimiz icin her şeyi yapacağım Defne, bebeklerimiz sağlıklı olacak kaybetmeyeceğiz" dediğinde gülümsedim.
2 HAFTA SONRA
Sabah uyandığımda Ömer her sabah olduğu gibi yanımda yoktu. Geceleri beraber uyusakta sabahları benden erken kalkıp bana bize ailemize kahvaltı hazırlıyordu. Ve her sabah karnımı okşayıp "kahvaltımız hazır canim ailem" diyordu.
Bu sabahta aynı sey olacağı icin üzerime mavi salas bir tişört altima da gri ev şortu giydim. Evden tasarım yapacaktım bu gün. Aynanın karşısına geçtiğimde karnıma baktım. Cok hafif bir çıkıntı vardı. Galiba bunlar ikizlerdi ya daaa kilo almıştım kim bilir. Saçlarımı ev topuzu yapıp aşağı indim. Kucuk 2 katlı tatliş bir evimiz vardı.
Bahçesinde havuzuda vardı. İlk gece geldiğimiz evden tasinmistik geçen hafta çünkü yan eve 2 hırsız girmişti ve eğer farkedilmeseler bizim eve de gireceklerdi. Böyle olunca Ömer de evden taşınmak istemişti. Bende kabul etmiştim. Ne var yani korkmustum.
Şu an ki evimiz 2 katlı, güvenlikli bir siteden. Havuzu var, ve küçük bir de veranda. Alt katta 4 oda vardı. Biri Ömer'in biri benim çalışma odamdı. Biri misafir yatak odası biride Aras ve ileride doğacak miniklerimiz icin oyun odasıydı. 2 tane banyo vardı mutfak ve oturma odası birleşikti. Evin genel rengi su yeşili ağırlıklıydı yine. Yukarı katta 5 oda vardı. Biri bizim, ikisi ikizlerin, bir tane daha misafir odası ve ps odası. Evet Ömerle Sinan bey ps hastası olunca böyle bişey yapmıştık. Ömerle yatak odamiz oldukça büyüktü ve rengi ikimizin ortak kararı ile mavinin açık tonlarıydi. Giyinme odası ve banyosu vardı. Aynı zamanda bizim odamizdan çatıya küçük bir oda vardı. Bu küçük odada küçük birde pencere vardı. 3 katlı gibiydi ama değildi sadece bizim odamizda vardı bende Ömerle ne zaman kavga etsek buraya çıkıp tatlış minderlerimde oturuyordum. Merdiven giyinme odası kısmında olduğu icin bilen yoktu. Ve bu gayet iyiydi.
Dün aksam aile yemeği verip herkese hamile olduğumu söylemiştim. O kadar sevindiler ki. Belki de sirket icin sevindiler kim bilir.
Merdivenlerden aşağı indigimde Ömerin kahvaltıyı hazırladığını gördüm ve tabağın üstünde bir not,
"Acil bir toplantı nedeniyle sana eslik edemiyorum ama tabaktakiler bitsin, kahvaltiniz hazır miniklerim ve Defnem ve seni seviyorum sizide minikler"
Deli bir ruhu vardı Ömerin, çılgındı. Aslında cok çocuksu ama bilemiyorum. Bana hep beni sevdiğini söylüyordu hissettiriyordu ama bilemiyorum. Sonuçta.. bizim evliligimiz zoraki evlilik. Böyle düşünmek bile moralimi bozmaya yetiyordu aslında.
Aksama kadar evde tasarım çalışmıştım. Şükrü abinin eşi Safiye abla gelip bütün işleri halletmisti.
Ömerle beraber yemeği yedikten sonra televizyon izlemeye başladık.
"Isimleri ne olsun sence?" Dediğinde Ömer e baktım. Hiç düşünmemiştim.
"Bilmem ki sence ne olsun?"
"İki kızımız olursa Ela ve Eda olsun, iki oğlumuz olursa Ayaz ve Anıl olsun, bir kız bir erkek olursa Ada Ayaz ya da Ela Ayaz olabilir Ela ismini cok severim de" dediğinde gülümseyerek baktım.
"Bence isimler gayet güzel bende Ela ismini severim, cok güzel düşünmüşsün" dediğimde saçımı öptü.
"Ben hayatımda en çok seninle evlenme kararını verdiğimde cok güzel düşündüm" diyip hafifçe dudağımı öptüğünde karar vermiştim.
Ve hafifçe karşılık vermeye başlamıştım. Çünkü ben.. Ömer İplikçi'ye, kocama, çocuklarımın babasına aşık olmuştum.
💙💙🙊🙉🙈
Bu bölümde bu satıra bana sormak istediğiniz sorular varsa onları yazabilirsiniz ya da özelden mesaj atabilirsiniz bir sonraki bölüme sorularınızı cevaplayacağım mesaj kutusu silindiği için sorularınıza cevap veremedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARIM OLMAK ZORUNDASIN
Chick-LitEvlenmek zorundalardı. Evlenmişlerdi. Peki ya sonradan sonradan öğrendikleri gerçekler, hayat tecrübeleri, onları nereden nereye sürükleyecekti.❤