Başkahramanı Işıklarda Dilendirmek

1.3K 267 80
                                    

Nereden geliyor böyle çılgın başlıklar aklıma?

Neyse.

Fark etmemeniz mümkün değil, bazı kitapların kurgusu şu şekilde gelişiyor: Bir aile var. Durumları yok. Şimdi burada bir nüans var, ailede muhakkak bir kişi müşkül bir durumda oluyor. Tercihen hastalık oluyor. Ölüm döşeğinde çırpınan birisi var ve ailenin koca yürekli kızı ameliyat masraflarının karşılanması için zengin bir adamla evlenmek fedakarlığını yapıyor. Vay be!

Burada sorulacak, ucu birbirine bağlanmayan pek çok detay var. Genelde zengin olan taraf kızı buluyor, ezilen yine kız oluyor, kızı kendisiyle evlenmeye mecbur ediyor. Bu kadar mı yokluktasınız? Bir de bu kızla evlenme sebepleri genelde kızın ailesine kin beslemekten ileri geliyor. Be gerizekalı evladım, madem kötülük edeceksin niye kızla evlenip malın mülkün içine atıyorsun kızı? Aklınca evde kötü davranınca intikam alıyor. Ben kızın yerinde olsam araba koleksiyonu yapıp arabaların içinde ağlardım. Evet üzgünüz ama bok gibi paramız olduğunu da unutmayalım değil mi?

Bu ikili aynı evi paylaşıyorlar, aileler de çok mutlu olduklarını zannediyor muhteşem bir oyunculukla bu şekilde bir imaj çiziyorlar. Ama gerçekte adam kıza ışıklarda araba camı sildiriyor, peçete sattırıyor. Gariban kız da bütün bu işkencelere boyun eğiyor, sırf babası kurtulsun diye! Feyz alın.

Şimdi burada sorulacak bir soru var. Haydi diyelim aileden birileri hasta, niye kendini anında bir erkeğin kollarına atıyorsun??? Bir işe gireyim, kredi çekelim, borç alalım, yardım isteyelim, sigorta kurumuna başvuralım diye bir düşünce yok. Nerede kendimizi küçük düşüreceğimiz bir şey var, hemen onu yapmalıyız.

"Babam hasta. Hemen onu kurtarmalıyız. İşte şurada çok zengin ama aynı zamanda çok kaba bir erkek duruyor. Gel buraya yiğidim, seninle yapacaklarımız var sıpaydi."

Ben kızın babası yerinde olsam böyle bir şeye müsaade edeceğimi sanmıyorum. Allah belanızı versin edebimle ölürüm diyerekten onları terk edip göğsüme bir kağıt kesiği atar ve tuzlu akıntıya karşı yüzmeyi tercih ederim.

Sonra bu çift bir de üzerine çocuk yapar. Bu tam olarak üzerine tüy dikmek oluyor. Kız işkenceler içinde hayatını sürdürmeye çalışırken gururunu kapıya paspas yapıyor ve sırf çocuğu için adamı bırakıp gidemiyor. Ne kadar trajik değil mi?

Tüm bunların sonunda, BİR MUCİZE GERÇEKLEŞİYOR VE TARAFLAR BİRBİRİNE AŞIK OLUP SONSUZA KADAR MUTLU YAŞAMAYA KARAR VERİYOR. Meğersem en başından beri birbirlerine yanıkmışlar da yan yatmış çamura batmış.

Sana mendil sattırdığım için özür dilerim karıcığım, artık sana böyle şeyler yaşattırmayacağım. Haydi şampanya kadehlerimizi tokuştururken güneşin batışını izleyelim.

Evet bu hikâyeden çıkaracağımız sonuç; kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne mi inanmıyorsun? Teşekkürler. 

MuhalifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin