Sabah burnumun gıdıklanmasıyla uyandım. Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda bunun nedeninin hala arkası dönük olarak uyuyan Hermione'nin saçları olduğunu fark ettim. İstemsizce gülümsedim. Keşke her sabah böyle uyanabilsem diye geçirmeden edemedim. Ses çıkarmadan yataktan kalkmaya çalıştım. Uyandırmadan kalkmayı başarmıştım. Mission completed! Ne diyorum ya.
Bu odada cam olmadığından havaya bakmak için girişteki yere doğru yürüdüm. Direk cama yönelecekken deri koltuğun arkasından birinin saçlarını gördüğümü sandım. Dikkatli bakınca gerçektende koltukta biri oturuyordu ama yüzünü göremiyordum. Asamı doğrulttum ve sesimi sert tutmaya çalışarak soludum.
"Sen kimsin?!"
Adam bir anda koltuktan kalkıp bana döndü.
"Sonunda uyanmışsınız!"
"Profesör Lupin?" dedim şaşkınlığımı gizlemek için hiç çaba harcamayarak.
"Sen kim sandın?" dedi.
"Arkadan görünce tanıyamadım...şey, Hermione içerde-" diye cümleme başladım omzumun üstünden baş parmağımla içerdeki odayı işaret ederken.
"Biliyorum." diye sözümü kesti.
"İçerde uyumuşsunuz. Peki asıl soru, burada ne işiniz var?"
"Hermione uyanınca açıklasak daha doğru olmaz mı Profesör?"
"Ben uyandım." Arkamdan gelen Hermione'nin sesi ile sıçramaktan son anda kurtulup ona döndüm. Uykulu uykulu gözlerini ovuşturuyordu.
"Şimdi açıklayabilirsiniz sanıyorum."
Neden bu kadar suçlayıcı bakıyor? Alt tarafı ölümden döndük birkaç kez.
Ben de açıklamaya başladım.
"Siz beni kovunca bende evden çıkmıştım-"
"Sana sadece odadan çıkmanı söylemiştim çünkü kavga ediyordunuz." diye tekrar cümlemi böldü.
"Her neyse," diye devam ettim.
"Bende yürümeye koyuldum boş boş. Sonra karşıma bir çıkmaz sokak çıktı. Bende duvara tırmandım ve saatler süren yürüyüşle ormana kadar geldim. Sanırım bu sıralarda da Hermione evden çıkıyordu."
Hermione konuşmaya başladı.
"Bende Draco'nun başına bir şey gelir diye ve birazda suçlu hissettiğim için kaçtım. Onun bir eşyasını duvara takılı bulunca bende tırmanıp ormana kadar yürüdüm. Ama Bayan Weasley orada olduğundan montumu ve diğer eşyalarımı alamadım."
Ben konuşmaya başladım tekrar.
"Bende bu sırada kurtlardan kaçıyordum herhalde. Sonra onlardan kurtulunca dolanmaya başladım. Kaybolmuştum. Sonra sesler duymaya başladım. Sese doğru gittiğimde de Hermione ile karşılaştık zaten. Donmaktan ölmek üzereydi, beti benzi atmış deli gibi titriyordu. Ben montumu ona verince de fırtına başladı."
Hermione yine konuyu devraldı. Profesör Lupin ise dikkatle dinliyordu.
"Sonra kurtlar geldi. Sanırım 6-7 tane falanlardı. Bizde kaçmaya başladık. Sonra köpekler bir geyiğin peşinden gittiler. Yokuştan yuvarlanmıştık kaçarken. Benimde belime yerden bir cam girmişti. Çok kan akıyordu ama Draco çok yardımcı oldu -minnetle gülümseyerek bana baktı-. Sonra burayı buldu ve beni buraya getirdi zar zor. Cam işini hallettikten sonra da uyuduk."
Profesör Lupin şimdi tebessüm ediyordu ama daha çok zorlama bir tebessümdü bu. Üzerimdeki kendi tişörtüne baktı ve sonra hala şöminenin kenarındaki benim kazağımı işaret etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taraf Değişikliği-DRAMİONE
أدب الهواةNarcissa Malfoy, Voldemort tarafından öldürülür. Kaybedecek bir şeyi kalmadığını düşünen Draco, onların da ısrarıyla altın üçlüde ki hortkuluk avına katılır. Bir yandan hortkuluk arayıp yok etme telaşı içindeyken bir yandanda senelerce dalga geçtiği...