• ESY ≈ 30.BÖLÜM •

574 28 9
                                    

• Zeynep Kozcuoğlu •

İstanbula gelmiştim ama bitmiştim hem bedenen hem ruhen Asu hastanenin adresini vermişti bende taksiye atlayıp hastaneye gittim.

Hastaneye gelince koşarak içeriye girdim Emir'in olduğu kata koşarak çıktım. Asu yu görünce kalkıp bana sarıldı.
Hıçkırarak ağlamaya başladım.
"O... Nasıl?"

"Ameliyatta, Zeynep abim çok kötüydü"

"Asena o"

"Onlar kızlarla evdeler merak etme" Beraber sandalyeye oturduk.

Onur elinde bir kağıt ile geldi.

"Yenge bunu abim sana bırakmış" kağıdı elinden aldım.
Ayrılık vakti gelmişti artık…
Her şey hazırdı…
Şimdi gitmeliydim ve sessizce kalktım yerimden…
Usulca araladım ayrılığın kapısını…
Titreyen ellerimle son kez dokundum ellerine.
Doya doya son kez baktım melek yüzlü sevdiğime.
Son kez öpmek istedim seni yanağından…

Arkamı dönerken sensizliğe yine ayrılığı fısıldadım kulağına… Uyandırmak istemedim seni rüyandan. Hayatından habersizce çekip gidişimi, yüzüme bakıp çaresizce ağlayışını, elimden tutup sessizce haykırışını görmek istemedim…

Şimdi araladığım ayrılık kapısından çıkıyorum isteksizce… Sonra merak etme diye birde kâğıt bırakıyorum başucuna… Yanıma da birkaç bir şey alıyorum senden habersiz. En değer verdiğin atkını da boynuma doluyorum. Bir de palto mu alıyorum üzerime.

Bir paket sigara bir şişe birayı dost ediniyorum kendime… Adımlarımı atıyorum ıssız sokaklara sebepsiz. Ayrılığın verdiği acı içimi kor gibi yakarken, önümde beni bekleyen ölümün soğukluğunu hissediyorum yüreğimde. Günlerce durmadan yürüdüğümüz yolları, ellerinden tutup saatlerce gözlerini seyrettiğim sokakları geziyorum bir yanım eksik… İçine hapsolduğum Çayeli’ni içimden söküp atıyorum ölüme ramak kala…

Saatler geçti artık gidişimin üstünden. Şimdiler de aylardır hayalini kurduğun rüyandan uyanmış başucunda duran küçücük bir not olduğunu görmüş, yüzündeki nurun bir anda gittiğini solmuş yüzünden kayan gözyaşlarına boğulmuş kirpiklerini ve sebepsizce titreyen ellerini bulacaksın karşında…

Ağladığını, zamanın üzerine yıkılmış bir duvar halini aldığını, yaklaşan bensizliğin altında mahsur kaldığını şimdiden görebiliyorum… Kurtarılmayı beklediğin eller ise artık yolun sonunda uçurumun hemen kıyısında hala ismini sayıklıyor çaresiz!
Gözleri benden başkasını görmeyen SEN!
Elleri benden başkasının ellerini tutamayan SEN!
Kalbine benden başkasına yer vermeyen SEN!

HEPSİ YALANMIŞ! HEPSİ YALANNNNN

Kağıdın üzerine gözyaşlarım damlıyordu.

"Ben onu aldatmadım"

Asu gelip bana sarıldı.

"Biliyorum canım biliyorum sen merak etme abim uyanacak biraz toparlan Asena için"
Ameliyathaneden doktor çıkınca kalktık.

"Hastanın yakınları sizler misiniz?"

"Ben eşiyim"

"Kurşun hastanın kalbini sıyırmış geçmiş ve hasta çok kan kaybetmiş ameliyat çok zor geçti 2 kere kalbi durdu bir daha dursaydı yaşaması zordu ama şuan da birşey söyleyemeyiz hastanın ne zaman uyanacağı hakkında bile bilgi sahibi değiliz"

"Uyanmama ihtimali var mı?"

"Evet" geriye sendelediğimde Onur tutup beni sandalyeye oturttu.

EN SEVDİĞİM YANLIŞIM | TAMAMLANDI! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin