3

1.2K 87 9
                                    

Masanın altına saklanmış, titreyen vücudumu sakinleşmesi için sarmalamışken bilincimi kontrol edebilmek için üstün bir çaba sarf ediyordum. İçtiğim onlarca bardak tekiladan sonra alkol sınırımı çoktan aşmıştım ve şimdi, bu durumdan kendimi çıkarmam gerekiyor olmasına rağmen yapamıyordum.

Lanet olsun.

Önümdeki gerçek gibi duran piçe bakmak istemesem de nefesi, sesi, dokunuşları... Hepsini sanki tekrar oluyormuş gibi hissediyordum. Ne olur bitsin.

Ne olur.

Ağzımda hissettiğim tuzlu tadla göz yaşlarımın benim iznim olmadan akmaya başladığını fark ettiğimde yumruğumu ağzıma tıktım ve sinirden attım çığlığımı bastırmaya çalıştım.

Bir piç yüzünden bunları yaşamak istemiyorum.
Bu kadar zayıf olmak istemiyorum.

"BERİL!"

Omzumdaki baskısını hissettiren elin sahibinin, o olmadığını biliyorum.

O değil.

Hayır.

Tuğrul.
Aden'in abisi gibi olan Tuğrul.

Sakin ol Beril. Hadi kendini toparla. Yapabilirsin.

Kulaklarımda oluşmuş basınç yavaş yavaş silinirken Tuğrul'un endişeli sesi bana daha da net ulaşıyordu.

"Beril neyin var?"

Vücudumu saran kollarım zorla ayrılırken Tuğrul'un beni kucaklamasıyla aklımdaki görüntüler saniyesinde yok oldu.

Yok oldular.
Sadece bir anda hepsi bitti.

Gözlerimi açtım ve karşımdaki yeşilliklere bakakaldım.

Tuğrul sayesinde mi... Gitmişti?

Hızlıca hala gözlerime doluşmuş yaşlarımı sildim ve kendimi aşağıya indirdim. İçki ile birlikte demin yaşadığım şeyler birleştiği için başım ağrıdan patlamak üzereydi. Elimi kavrayan el ile fazla uzaklaşamadan salonda duran koltuğa çekildim.

"Neyin var Beril? Benim yüzümden mi? İsteyerek olmadı ciddiyim ben... Ben kendimi kaptırmışım."

Benim kadar sarhoş olmasına rağmen mantıklı cümleler kurmak için üstün çaba sarf eden Tuğrul'a odaklanmak istedim. Gerçekten istedim ama gözlerim sadece elimi kavrayan eline takılı kalmıştı.

Elimi ondan ayırırsam tekrar aklıma o sahneler gelecek miydi?

Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım ve kafamı kaldırdım.

"Seninle alakası yok."

"Ne o zaman?"

Nasıl açıklama yapacaktım?

Aden'e bile bu konuda yalan söylemiştim. Kimseye gerçeği söyleyemezdim.

Asla.
Kimse o evde neler yaşadığını bilemezdi. Bilmemeliydi.

"Uyumak istiyorum."

"Sorumu cevaplamadın."

Sarhoş olmasına rağmen sesindeki ciddiyet içimdeki sabah unutacağına dair olan umut kırıntılarını öldürüyordu. İçkiyle çok arası olmayan insan bendim. Ve kesinlikle benden daha tecrübeli olan kişi Tuğrul'du. Eğer biri bu akşama reset atacaksa... O ben olurdum.

Siktir.

"Sabah konuşalım olur mu?"

Mırıldanarak söylediğim cümleden sonra nefesini verip elini benden çekti.

Nefes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin