11

926 68 46
                                    

-Şu on beşe karşı çıkan dahi bebelerim alın multideki güzel videoyu izleyin hatta linki buraya da koyuyorum. Kendinizi bana dövdürtmeyin çünkü bu hikayeye +15 yazarken her halde beynimiz vardı (: aslında +17 mi yapsam ne-

*yaşınız küçük diye sizi eziklediğimi de düşünmeyin öyle yazsam da mesele o değil yavrumlar.*

*Mühim kısım şu ki  düşünce yapınız illa gelecekte değişecek o yüzden ne olur salak salak yorum yapmayın mantıklı bir şey yazın itiraz edecekseniz ve türkçe olsun.  Edeceği küfürü de açık açık kullananın beynini keserim, dehşet rahatsız oluyorum.*

***hadi başlayah berilden nefret edirem bana bir tuğrul atın***

Kendimden o kadar anlatılamayacak derecede nefret ediyordum ki...Dün Tuğrul'a yaptığım şeyler kişiliksizliğin sınırlarını zorlayan bir şeydi.

Ama ben onu bile aşmıştım.

Çünkü Tuğrul'un gerçekten her şeyi silebileceğini anlamıştım. Ve bir parçam bu öğrendiği haberi kendi lehine kullanmak için çok daha kötü şeyleri aklıma dolduruyordu.

Çok daha bencil, çok daha kişiliksiz şeyleri.

Karşı koyabilirsin Beril. Neden yapmıyorsun?

Hah. Düşündüğün kadar basit değil.

Hayata tertemiz bir sayfayla başlayacağını bildiğin o an kalan hiçbir şeye önem vermiyorsun.

Bencil olmak istiyorsun.

Kişiliksiz olmak istiyorsun.

Sadece eskisi gibi olabilmek istiyorsun.

Bakışlarımı elimdeki kahve kupasına çevirdim. Sonra da karşımdaki duvara.

Kontrolsüzce kupayı o duvara fırlatırken parçaların etrafa saçılmasını,sıcak kahvenin yüzümü ve elimi yakmasını, her yerin mahvolmasını izledim.

Boğuluyorum. Kendi yokluğumdan çıkmaya çalışırken boğuluyorum.

Saniyeler içinde sadece anahtarlarımı alıp dairemden çıktığımda sokaktaki insanların garipseyen bakışlarına aldırmadan tüm gücümle koştum.

Nefes nefese kalıp ciğerlerim patlayıncaya kadar koştum.

Düşünemeyecek duruma gelene kadar koştum.

Sahilin ıssız bir köşesinde yere çöküp denizin dalgalarına baka baka içimden tüm gözyaşlarımı akıtıp her şey normale dönene kadar öylece durdum.

Ne kadar durdum?
Saat kaçtı?

Bilmiyorum.

Zaman kavramım ölüyor.
Ben ölüyorum.

Ayağa kalkıp deniz havasını içime çektim bir müddet. Beşiktaş'ın asla ölmeyen gece hayatına karışıp gidesim vardı aslında.

Yanımda para getirmiş miydim ki?

Hayır.

Bir pantolon bir tişört bir de anahtarla çıkıp gitmişim.

Mükemmel.

İç geçirerek arkamı döndüğümde burnumun sert bir göğüsle çarpışması bir oldu. Anlık acı vücudumda yükselirken sızlayan kemiğime uzanıp her şeyin sorumlusu olan kişiyi kokusundan tanıdım.

Nefes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin