"Seni çok sevdiysem eğer aramızdaki sıcaklığı korumaktı tek yaptığım."
°•°•°•°
Sıradan bir Pazar sabahına uyanan siyah saçlı çocuk kahvaltıya inmiş ve masaya oturmuştu.
"Günaydın." Masadakilerle kısa bir günaydın diyerek önüne konan yiyeceklere odaklanmıştı Yoongi.
"Tatlım bugün Bay Jeon seni oraya çağırdı." Korkudan yutkunamadı minik çocuk.
"B-bir sorun mu var?" Ağzına attığı salatalığı çiğnerken olumsuz anlamda kafasını salladı genç kadın.
"Jungkook sana bir şey göstermek istiyormuş sanırım." Jungkook'un adını duyar duymaz hemen kahvaltısına gömülen minik çocuk oldukça heyecanlıydı.
Yemeğini yemiş, Bay ve Bayan Jeon'un evinin önünde dikiliyordu boş boş Yoongi.
En sonunda kapıyı çalmış ve beklemeye koyulmuştu.
Çok geçmeden ağır kapı yavaşça minik beden sayesinde açılmıştı.
"Hoşgeldin hyung, geçsene." Heyecanını sesine yansıtan çocuğun neyi kendisine göstermek istediğini merak ediyordu Yoongi.
"Dur biraz, ne bu acele." Kendisini çekişitiren çocuğa gülerek yöneltmişti sorusunu beyaz tenli olan.
"Hadi hadii." Sonunda bahçeye çıkan ikiliden küçük olanı ellerini dizlerine vurmuştu.
"Kuçu kuçu gel hadi." Birden çalıların arasından fırlayan köpekle korkmuştu Yoongi.
"J-jungook çıkar onu buradan!" Hyungunun tepkisine gülen çocuk ona güven verircesine elinden tuttu.
"O eğitimli hyung, korkma da gel yanımıza." Titreyen bedeniyle denileni yapmıştı Yoongi.
Dili dışarıda olan köpek ona doğru gelmiş ve titreyen elini yalamıştı.
"Bayılacağım sanırım..." Jungkook köpeği yanına çağırarak hyungunun yanına gitti.
"Hyung, ben varken kimseden korkma. Ben seni korurum. Hatta kollarıma sığın ki seni korumam kolaylaşsın." Birden kendine sarılan bedenle gülümsedi esmer çocuk.
"Şimdi koru beni o zaman." Durumun ciddiyetini kavramış ve köpeği tasmasından tutarak ağaca bağlamıştı.
"Tamam, gel şimdi rahatça yanıma." Köpeğin bağlı olduğuna emin olan çocuk küçüğünün yanına gitmişti.
"Odana gidelim mi? Turna kuşlarını yakından görmek istiyorum." Kafa sallayan çocuk onu odasına götürmüştü.
"Bu kadar elişi kağıdını nereden buldun Tanrı aşkına?" Omuz silkti esmer çocuk ve çalışma masasına oturdu.
"Ödünç alıyorum tanımadığım mezarların başından." Kafası karışan Yoongi ona doğru yaklaştı ve masanın üzerine oturdu.
Jungkook'a baktığındaysa gözlerinin dolu olduğunu fark etmişti.
"Turna kuşları benim için çok özel... Tıpkı bilmediğim insanların mezarlarına çiçek koymam gibi. Yani, annem ve babam yerine koyuyorum o mezarları. Hyung, çok acizim değil mi?" Kendinden kısa olan bedenin ellerini tuttu Yoongi.
"Sen çok güçlüsün Kook. Öyle ki; bütün dünyayı omuzlarına verseler pes etmezsin." İnci taneleri yüzünden intihar ederken gülümsedi Jungkook.
"Pes etmem? Hyung, eğer konu sensen pes etmişimdir, mağlub olmuşumdur bile." Kahverengi telleri okşadı şefkatle siyah saçlı.
"Ben seni pes ettirmem ki." Bu denilene sıkı sıkı tutunmak istedi Jungkook.
"Sen de yanımda olmazsan ben bir hiç olurum. Ya da... Ariel gibi bir köpük olurum." Yaşının barındırdığı çocukluk arada çıkıyordu ortaya.
Genel olarak olgun, disiplinli ve ağırbaşlıydı Jungkook.
Daha doğrusu zorundaydı.
"Köpük olmana izin vermeyeceğim." Tekrar etti küçük olan.
"Köpük olmama izin vermeyeceksin..." Mor elişi kağıdıyla yaptığı turna kuşunu eline alıp masasının başına koydu kahveliklere sahip olan.
"Bu kuş bunun sözü olsun." Sarı olanı da Yoongi koydu onun yanına.
"Bu da onun arkadaşı olsun." Gülümsedi iki beden de.
"Ve birbirlerini hiç bırakmasınlar." Devam etti Yoongi.
"Biz ayrılana kadar... Yani ölene kadar." Kafa salladı denilenleri dinleyen.
"Biri ölene kadar." Ve derin bir sessizlik odaya hakim oldu.
Moe turna kuşu sağa yattı, sarı olanın üzerine ancak sarı olanı çoktan diğer tarafa dönmüştü rüzgâr sayesinde.
Mor turna kuşu sarı olan yüzünden yere düşmüştü.
♤
Özel bölümlere kalbimden bir miktar bırakarak gidiyorum.
Ve daha bir bölüm daha var yazacak olduğum. Toplam yedi özel bölüm olacak.
Cidden, şimdiden bu belirtileri hafif hafif vermek keza Jungkook'un da bundan korkması...
Yani, gelecekte olmuş bir şeyi sanki önlemeye çalışıyormuş gibi hissediyorum yazarken.
Çok konuştum ve saçmaladım.
Bol Yoonkook'lu günler. 🌹🌹🌹