I'm Dangerous

2.5K 142 69
                                    

Tatil. Evde yattığım, hiçbir şey yapmadığım, annemin işten gelmesini dört gözle bekleyip (babama!) binlerce kez lanet okuduğum tatil. Şu adamın yüzünü bile görmek istemiyorum. Alkolik pislik.

Daha fazla boş muhabbetine dayanamayıp kendimi dışarı attım. Bir bankta tek başıma oturuyordum. Yıllardır burada yaşamama rağmen hiç arkadaşım yoktu. Herkes babamın nasıl biri olduğunu bildiğinden kimse benimle arkadaş olmak istemezdi. Ama burda benim suçum yoktu ki.

Annemi duraktan aldım. Beraber eve doğru yürüyorduk. Zile bastık ama babam kalkmaya zahmet etmediğinden anahtarla açtık.

"Kaç para aldın bugün söyle bakayım?"

Annem eve geldikten sonra babamın sorduğu klasik bir soru. Normal bir insan olsa "Hoşgeldin" derdi.

"Aldığım paranın hepsiyle eve alışveriş yaptım. Yok sana para."

"Nasıl yok lan? Ben sana yarın bana para getireceksin demedim mi?"

Anneme tokat atmak için elini kaldırdı. Olduğum yerden ışık hızıyla koşup son anda elini tuttum. Bu onu daha çok sinirlendirmiş olmalı ki beni öyle bir itti ki kafam cam masayı tuzla buz etmişti. Elimle kafama dokunmaya kalmadan burnuma kan kokusu gelmişti. Ensemden kanların aktığını hissediyordum. Babam annemi dövüyordu. Annem kendi acısını unutmuş, benim yanıma gelmeye çalışıyordu. Kalkmaya çalıştım ve başardım. Sanki hiçbir şeyim yoktu. Hiçbir şey hissetmemiştim. Öyle bir bağırdım ki evin camları kırılmıştı. Bile bile yapmamıştım. Vücudum gitgide ısınmaya başlıyordu. Alev alıyordu resmen. Bu hissi günlerdir yaşıyordum. Ellerime baktığımda avucumun içinde Plazma Küre'ye benzer bir şey vardı. Elektrik gibiydi. Ne olduğunu anlayamamıştım ama çok şaşırmıştım. Sonrası ise karanlık.

Gözlerimi açtığımda yatağımdaydım. Her şeyi hatırlıyordum. Bağırdığımı, avucumun içini, düşüp hiçbir şey hissetmememi... Son günlerde çok farklıydım. Ellerim yanıyor gibiydi, reflekslerim çok gelişmişti, çok hızlı koşuyordum ve bugün de elimden elektrik çıkmıştı resmen.

Biri odama doğru yürüyordu. Babam olmasın diye binlerce kez dua etmiştim. Gerçi o şuan kumar oynuyor ve kendini borca sokuyordur.

"Tatlım nasılsın?"

Annemin yüzü mosmordu. Kolları çürümüştü. Ona bakamıyordum. Çünkü her baktığımda babamı öldürme isteğim artıyordu.

"İyiyim."

"Bu normal değil Alice. Hemde hiç. Camları bağırarak kırdın. Operacı değilsin ya?"

Annem bu söylediğine gülerim sanmıştı ama ben daha ciddi olmaya başlamıştım.

"Biliyorum normal değil. Her neyse iyi geceler."

Beni yormamak adına gitti.

Günler sonra annem, babamdan boşanmaya karar verdi. Bunu yeni karar vermesinin sebebi bir gün düzelir düşüncesiydi. Burdan gitmek ve yeni bir hayata başlamak istiyorduk. Tek çare Queens'e taşınmaktı.

Margo teyzem, " Bir ihtiyacınız olduğunda ben hep yanınızdayım." Derdi.

Şuan buradan gitmeye çok ihtiyacımız var.

3-4 gün sonra Margo teyzem, arabasıyla bizi almaya geldi. Evdeki hiçbir şeyi götürmeyecektik. Sadece kıyafetlerimiz ve özel eşyalarımız.

Gerçeği söylemek gerekirse çok heyecanlıydım. Çünkü burada arkadaş edinebilir, sosyal bir hayat yaşayabilirdim. Bunu engelleyecek bir babam yoktu.

Eve geldiğimizde şaşkınlıkla etrafı inceliyordum. Annem koluma yavaşça vurduğunda istemsizce "hı?" Diye bir ses çıkarmıştım.

"Bu Lauren, benim kızım."

Kız bana içtenlikle tebessüm ediyordu. Bende karşılık verdim.

"Memnun oldum Lauren. Ben Alice."

Kuzenim olmasına rağmen yüzünü ilk defa görüyordum. Muhtemelen o da aynısını düşünüyordu.

"Benim odama gidelim istersen bir şeyler konuşuruz."

Yavaş adımlarla peşine takıldım.

Kısa bir süre sonra Lauren'le çok iyi anlaşmaya başlamıştık. Bugün beraber alışverişe çıkacaktık.

3 saat süren alışverişten sonra bacaklarımı hissetmiyordum. Oradan oraya koşmaktan yorulmuştum. Ben caddede yavaş yavaş giderken Lauren at koşturuyordu resmen. Gözüme bir araba çarptı. Çok hızlı geliyordu.

"LAUREN DUR!" Diye bağırsam da duymadı. O kadar hızlı davrandım ki saniyeler içinde Lauren'i karşı caddeye geçirdim. Gözlerini açtığında hala olayın şokundaydı.

Herkes bize bakıyordu. Kimse nolduğunu anlamış değildi. Fısır fısır konuşulanları duyuyordum.

"Nasıl saniyeler içinde karşıya geçti?"

"Bunu normal bir insan yapamaz."

Kafamı kaldırdığımda önümde Örümcek Adam'ı gördüm.

"Vay be! Amma da hızlıymışsın."

Cevap vermeden Lauren'in kolundan tuttum. Yürümeye başladık.

"Nasıl yaptın? Benden mi öğrendin?"

Bu örümcek çok boş konuşuyordu. Nasıl yaptığımı bilmiyordum zaten.

"Kes sesini."

"Görüşeceğiz hızlı kız."

Ağlarını binalara atıp gözden kayboldu.

Eğer benim bir gücüm varsa, bunu kontrol altına almam gerekiyordu. Aksi takdirde tehlikeli olabilirdim.

İlk bölüm böyleydi arkadaşlar. Umarım beğenmişsinizdir. Yorum yapın lütfen. Sizleri seviyorum❤️

The Mask; Peter ParkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin