Prom Joke

1.3K 83 72
                                    

Liz ve sevgilisi okul ortasında öpüşüyor, herkes sanki güzel bir şeymiş gibi onları izliyordu. İşi gücü yok muydu bunların? Çok yapmacık ve iğrençlerdi.

"Midemi bulandırıyorlar."

Lauren'da bana katılıyordu.

"Benimde. Liz'den bir kere daha nefret ettim.

Okulun içine doğru girerken Lauren sessizce: "Peter'a bak. Nasıl da bakıyor onlara."

"Umrumda değil." Diye geçiştirdim. Ama bu sadece dıştan bir geçiştirmeydi. Artık kendimi bırakıp ona üzülecek hale gelmiştim.

Okulun içine girince her yerin süslendiğini gördüm. Geldiğim okulda böyle şeyler hiç olmadığından biraz garip bulmuştum açıkçası. Ama çok güzel görünüyorlardı.
Yarın ki baloda kim kraliçe olacaktı acaba? Okula yeni geldiğimden bunun nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum ama galiba her sene kraliçe seçiyorlardı. Lauren bahsetmişti.
Sınıftaki kızlar yarın ki baloda ne giyeceklerinden, kime oy vereceklerinden bahsediyor ve kafamı şişiriyorlardı. Onlardan uzaklaşmam ve derhal yemekhaneye gitmem gerektiğini düşündüm. İndiğimde Peter ve Ned'i gördüm. Peter boş gözlerle etrafa  bakınıyor Ned ise yemeğini yiyordu. Bir  masaya oturduğumda Peter, Ned'i tek bırakıp yanıma oturdu.

"Nasılsın Alice?"

"Normal."

"Hadi ama. Neden sürekli benden kaçıyorsun?"

"Sen neden benden kaçtın Peter? İlk gün bana çok sıcak davrandın, ilgilendin. Sonra birden benden uzaklaştın. Mesajlarıma cevap vermedin. Yanıma gelmedin."

"B-b-ben özür dilerim Alice. Gerçekten pişmanım. Senin gibi iyi bir arkadaşa böyle davrandığım için."

Arkadaş ya. Başka ne olacak ki?

"Barıştık mı şimdi?"

Tanrım gerçekten ondan kendimi alamıyordum.

"Barıştık." Dedim buruk bir gülümsemeyle.

"O zaman baloya beraber gidiyoruz. Seni 8'de alacağım."

Başımla tamam işareti yaptıktan sonra Lauren'a hadi deyip masadan kalktım.

"Görüşürüz Peter."

  

                      ***************

Gece yine bir çılgınlık yapıp evden kaçtım. Aslında çılgınlıktan çıkmıştı artık. Günlük rutinim gibi bir şey olmuştu.

Baloya kesinlikle uykusuz gideyim ama tamam mı? Orda da ruh gibi dolaşırım artık.

Pencereyi çıkabileceğim şekilde aralayıp yavaşça yere atladım. Biraz boş boş yürüdükten sonra sokağın arasından bağırışma sesleri duyuyordum.

"Ne istiyorsun benden?! Bırak beni."

"Bolca para ve telefon istiyorum tatlım."

Hızlıca sokağa doğru yürümeye başladım. Adamı bir güzel şokladıktan sonra yere yığılmasını izledim. Kadın da şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Ama bu olayı soruşturacak hali kalmamıştı.

"T-teşekkür ederim."

Sokaktan koşar adımlarla çıktı.

"Bu mahallenin kahramanı benim."

Örümcek adamın sesi.

"O zaman benden önce gelseydin. Sen kahramansın diye kadının gasp edilmesine göz mü yumsaydım."

The Mask; Peter ParkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin