"Benim işlerime karışmandan nefret ediyorum!"
Bu örümcek her boktan çıkmaya başlamıştı artık.
"Ben de çoğu şeyden nefret ediyorum Alice."
Bu umursamazlığı sinirimi 2 kat daha arttırmıştı. Ellerimden elektrik çıktığını bile farketmemiştim. Elektrik posta kutusuna çarpana kadar.
"Ne istiyorsun? Bana o pisliği yapanın ve yardım edenlerin cezasız kalmasını mı?!"
"H-h-hayır. Alice sakin ol tamam mı. Lütfen."
"O zaman bana yardım et. İşimi zorlaştırma örümcek."
****************
X: Sana her şeyi anlatacaktım, örümceğin gelmeseydi tabii.
Telefonumu yatağıma fırlatıp kendi kendime bağırmaya başlamıştım. Lauren odanın kapısını hızlıca açıp: "Tanrı aşkına noluyor Alice? Neden bağırıyorsun?"
"Bana o pisliği kimin yaptığını öğrenecektim! Ta ki Örümcek adam gelip içine sıçmasaydı!"
"Alice sen iyi misin? O kişi her kimse sana yalan söylüyor olabilir, hiçbir şey bilmiyor olabilir."
"Umrumda değil."
Telefonumu uzun bir arayıştan sonra bulup bilinmeyen numaraya mesaj yazmaya başladım.
Alice: Ne zaman, nereye istersen geleceğim. Haber bekliyorum.
Penceremin tıklatıldığını duyunca penceremi yavaşça aralayıp korkuyla etrafa bakındım.
"Alice aç şu pencereyi artık!"
Sesin kime ait olduğunu bildiğimden tereddüt etmeden pencereyi açtım. İçeri girip yatağa uzanan örümceğe "Neden buradasın?" Bakışları atıyordum. O da anlamış olmalı ki: "Canım senin yanına gelmek istedi. Özledim diyelim."
"Şu işe bak. Ben hiç özlemedim."
Bir adımda yanıma gelmeyi başarmıştı. Maskesini ağzına kadar araladığında beni öpeceğini anlamıştım. Onu tanımıyordum, kim olduğunu, ismini, kaç yaşında olduğunu bilmiyordum. Hakkında hiçbir fikrim olmayan biriyle öpüşmüştüm. Fakat dudakları o kadar tanıdık geliyordu ki bana, onu doyasıya öpmek istiyordum. Ondan bir saniye olsun ayrılmak istemiyordum. Sanki Peter önümdeydi. Bir başkasıyla değil de onunla öpüşmüştüm sanki...
Dudaklarını dudaklarımdan yavaşça çektiğinde ''Kimsin sen?'' diye sordum.
''Sana bunu söyleyemem Alice. İkimiz için en iyisi bu.''
*******************
Partide rezil olmamı ben bile atlatmışken okul hâlâ bunu konuşuyordu. Liz birkaç gündür ortalıkta görünmüyor, yandaşları ise benden kaçacak delik arıyordu. Gözlerim Peter'ı arıyordu. Dün davetini önce kabul edip ardından reddetmemden dolayı bana kızgın olabilirdi. Belki bulurum ümidiyle sınıfa doğru yürümeye başladım. Sınıfta tek başına oturuyordu.
''Hey Peter. Tek başına burada napıyorsun?''
''Seni bekliyordum.''
''Neden?''
''Dün işin çıktığı için gelmeyeceğini söylemiştin. Bugün bir işin yoktur umarım.''
''E-evet dün acil bir işim çıkmıştı birden. Bugün gelebilirim.
''İstediğin zaman gelebilirsin. Evdeyim.''
Derslerimiz bittikten sonra Lauren'la okuldan çıktık. Lauren'i hiç bu kadar ciddi görmemiştim. Yolda saçma sapan şakalar yapmama rağmen yalandan tebessüm ediyor, bazen sorularıma 10 saniye sonra cevap veriyordu. Bu kızın nesi var diye düşünmeden o söze atladı. Aklımı okumuştu galiba.
''Senin Peter'la takılmanı istemiyorum Alice.''
Kol kola yürüdüğümüzden önce kolumu çektim sonra da durdum. Bir şey dememe kalmamıştı zaten bakışlarım her şeyi anlatıyordu.
''Biliyorum bu sana çok saçma gelebilir ama gerçekten Peter'la olmanı istemiyorum. Partinin olduğu gün seni birden eve getirdi. Oysa ki 20 dakika falan benimle kalmıştı. Seni bulup eve getirmesi saatlerini alması lazımdı. Kıyafetleri değişmişti. Partide giydiği takım elbisesi yoktu üstünde. Ayrıca o güçsüz bir çocuk olarak bilinirdi hep okulda. Onun hakkında şüphelendiğim daha bir sürü olay var.''
''Bu söylediklerinden ne çıkarmalıyım Lauren? Onun süper güçlü olduğunu falan mı. Farkında mısın bilmiyorum ama söylediğin şeyler çok gülünç. Beni bulup eve getirmesi sende ne diye şüphe yaratıyor anlamadım.''
Lauren söylediklerime hiçbir cevap vermemişti. Eve ilk kez sessiz bir şekilde girdik. Üstümü başımı değiştirip evden çıktım. Annem evde olmadığından ona mesaj bırakmıştım. Lauren'e de Peter'ın evine gideceğimi söylememiştim.
Peter'ın evine gittiğimde daha önce berbat bir haldeyken karşılaştığım halası May yoktu. Odasını uzun bir süreden sonra ilk kez görüyordum. Kafam öylesine karışıktı ki napacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bir yandan adını bilmediğim, yüzünü görmediğim bir süper kahraman, bir yandan ise Peter...
''Alice orada mısın? Bu film iyi mi diyorum?''
Kafamı yavaşça Peter'a doğru döndürdüğümde elindeki cd ile bana bakıyordu.
''İyi iyi. Bana farketmez zaten.''
Filmin yarısına doğru kendimi hiç iyi hissetmemeye başlamıştım. Başta geçici bir şey sanıp Peter'a belli etmek istememiştim ama sonra bunun normal bir şey olmadığını anlamıştım.
''Kendimi hiç iyi hissetmiyorum Peter. Eve gitsem iyi olacak.''
Peter izlediği filmden başını kaldırıp: ''Havanın nasıl olduğunu görmüyor musun Alice? Seni dışarı bırakamam. Bugün burada kal.''
Avucumun içinin yandığını hissettiğimde bu olayın neyden kaynaklandığını anlamıştım. Şimşek çakıyordu ve bu beni de etkiliyordu. Oturduğum yerden tedirgin bir şekilde kalkıp: ''Peter gi-gitmem lazım. Önemli.''
Peter'da oturduğu yerden kalkmıştı. Ben ondan uzaklaşmaya çalıştıkça o inadına bana yaklaşıyordu.
''Ne yani? Benden kaçacak mısın?''
Şuan son derece tehlikeli olan ben değilmişim gibi, elektrik saçmıyormuş gibi bir özgüvenle: ''Senden kaçmak isteyen yok ama...''
Önceden hissettiğim, sanki öptüğüm dudaklar yine dudağımla birleşmişti. Duyduğum ve gördüğüm tek şey şiddetli bir gök gürültüsü ve pencereden içeri giren şimşeğin ışığıydı.
Evet arkadaşlar şuan bana sövmenizi bekliyorum. Bir önceki bölüme not olarak ''Blmlr artk dha hzlı glck.s'' demiştim. 1-2 ay falan geçti sanırsam. Ama valla baya sınavım vardı bu hafta zaten beynim yandı tutuştu amk jsbfuhewg8fhb Fizikte süper bi giriş yaptı bana ohhhhhhh. Bir de siz sövün tam olsun. Yorumlarınızı bekliyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Mask; Peter Parker
FanfictionOna baktım. Daha doğrusu, maskesine. Parmaklarımı hafifçe maskesinde gezdirdim. "Maskeni çıkarmayacak mısın Spiderman?" "Zamanı geldiğinde kim olduğumu öğreneceksin Alice." ••••••••••