Paint It Black

11. bölüm

Bunu atıp gidiyorum bugünlük iki olsun sonradan azalacak zaten bölümler...

Malia:

Okulda boş boş gezinirken Stiles'ı görüp yolumu değiştirmiştim.

"Yolunu değiştirecek kadar nefret mi ediyorsun benden?"

"Aynen öyle." Yan taraftaki sınıfa girerken sertçe birisine çarpmıştım.

Kai Parker.

Ne severim seni de(!)

"Önüne baksana." Dedim sert bir şekilde.

"Bana çarpan sendin Malia."

"Önüne baksan geldiğimi görürdün."

Yanından geçmeye çalışmış olsam da önüme geçip buna engel olmuştu.

"Hala birbirimizden nefret mi ediyoruz?"

"Senden nefret etmiyorum Parker, senden tiksiniyorum."

"Güzel, biliyordum zaten."

"İğrenç bir insansın, bazen senin yüzüne bakarken midemdeki şeyler nasıl dışarı çıkmıyor diye kendime soruyorum."

Elini kapıya yaslayıp gülmeye başlamıştı.

"Benden bu kadar tiksiniyorsun çünkü..."

"Bir keresinde bana 'Stiles seni öptükten sonra üç kez dişlerini fırçalamalı çünkü ona kuduz bulaştırma ihtimalin var' demiştin. Bir keresinde de 'Tasma takmadan gezme yetkin var mı senin?' Deyip saçlarımı karıştırmıştın. Doğum günümde bana köpek yemek kabı aldın. Daha sayayım mı?"

"Evet bu anlattıkların bana benziyor."

"Tek yaptığım şey Stiles ile sevgili olmaktı ama benden ölümüne nefret ediyordun."

"Bunlar geçmişte kaldı öyle değil mi, yani bence arkadaş olabiliriz."

"Arkadaş? Senle aynı havayı solumamak için nefes almayı bırakmak istiyorum bazen."

Onun yanından geçmeye çalıştığımda beni tekrar durdurdu.

"Yeşil denizim artık koyu maviye dönüşmeyecek."

Yanından hızlıca çekip giderken dediği şeylere bir anlam veremeden ona bakmıştım.

Hala aynı pislik Kai işte.