Paint It Black

15. bölüm

Malia'dan:

Okul dolaplarımız kırmızıydı bizim, bunu öğrenciler kendileri seçmişti.

Bir kısım kırmızı bir kısım da ten rengiydi.

Benimki kırmızı taraftaydı ama bu sabah dolabımın siyaha boyanmış olduğunu fark etmemle yerimde çakılı kalmam bir olmuştu.

Hızlıca dolabımın yanına gidip kapağını açtım ve içinde duran kitaba baktım.

Aklından bir sayı tut.

Ardından telefonuma bir mesaj geldi.

Bilinmeyen: Kitabı okumanı istiyorum, belki o zaman beni bulmak için Gurney gibi düşünme taktiğini kullanırsın.

"Neden dolabımın kapağını siyaha boyadın?"

(Bu kullanıcıya mesaj atmanız engellenmiştir.)

Ah cidden mi? Direk engellendin mi?

Siyah dolabıma öylece bakarken yandan birisinin kahkahası doldu kulaklarıma.

"Dolabını siyaha mı boyadın? Tuhaf olmuş."

Bana yaklaşan Kai'ye sinirli bir bakış atıp dolap kapağımı kapadım.

"Ben boyamadım, nasıl çıkaracağımı da bilmiyorum."

"Tinerle sildiğin anda çıkar, sıkıntı yapma."

"Sormamıştım." Elimdeki kitabı çantaya koyacağım sıra Kai göz ucuyla kitaba baktı.

"Ne oldu?" Dedim sinirle.

"Kitabın ismine baktım. Güzel mi? Tavsiye eder misin?"

"Henüz okumadım ama tavsiye etmiyorum. Senin anlayacağın seviyenin çok üstünde olduğuna eminim."

"Malia bak, zamanında gerçekten bir pislik gibi davranmış olabilirim ama şu an... cidden değişmeye çalışıyorum."

"Umrumda değilsin Kai." Bunu dediğim sıra koridorda bize doğru gelen Stiles'a takıldı gözüm.

"Pislikler birken iki oldu."

Stiles gelip Kai'nin omzuna kolunu atmıştı.

"Selam Malia, ne oldu yine hey heylerin üstünde gibi."

"Arkadaşının tasmasını çok salmışsın, gelip gelip bana çatıyor."

"Dikkat et ısırır." Stiles bunu derken Kai onun kolunu itip bizden uzaklaşmaya başlamıştı.

"Buna ne oldu şimdi böyle?"

"Bilmiyorum, pislik hastalığına filan mı yakalandı? Belki de ona sen bulaştırmışsındır."

"Çok komiksin, her zamanki gibi. Bu arada dolabına ne oldu?"

"Sana ne?" Dedim sorarcasına. Sonra da yanından uzaklaştım.

Bu ikisi beni kanser ediyor.