26. bölüm

469 39 101
                                    

Kai:

Bütün ders boyunca çarprazımda oturan Malia'yı süzmüştüm.

Bugün çok güzel giyinmişti. Gerçi her zaman  öyle giyinir.

Ama bugün, gözlerimi onun üstünden alamıyorum.

Gerçi, ne zaman alabildim ki?

Gerçekten harika bir durumdayım.

"Selam." Nora yanıma oturduğunda ona küçük bir bakış atmıştım.

"Selam Nora. Bir şey mi oldu?"

"Unuttun mu Kai, biz aynı gurptayız. Ödev için."

Doğru ya, siktiğimin ödevi.

"Haklısın."

"Elanor ve Nick ile konuştum, hafta sonu buluşalım diyorlar. Senin için de uygun mu?"

"Uygun uygun."

"Sevindim. Bu arada burası boş değil mi? Oturmamda sakınca yok yani."

"Oturabilirsin." Dedim takmamaya çalışarak. O sıra elini omzuma koydu.

"Bir sorun mu var Kai?" Dediğinde yüzümü ona çevirdim.

"Asıl ben sana soracaktım, bir sorun mu var?" Kolunu işaret ettiğimde gülmüştü.

"Bilmiyorum, geçen sene ödev grubunda bayağı eğlenmiştik hatırlarsan." Sesini biraz alçaltıp konuşmaya devam etmişti. "Özellikle akşamında... belki tekrarlarız ne dersin?"

Saçlarımla oynamaya başladığında yan tarafta bir hareketlenme oldu ve Malia hızlıca sınıftan çıkıp gitti. Birkaç saniye kapıya öylece bakmıştım.

"Sonra konuşuruz, benim lavaboya gitmem lazım."

Ayaklandığımda Bayan Grunder içeriye girmiştim.

"Efendim lavaboya gitmem lazım." Arkamdan bir şeyler demiş olsa da takmayarak yürümeye devam etmiştim.

Önce koridora göz gezdirdim ama kimseyi görememiştim. Sonrasında koridoru takip edip bahçeye çıktım.

Birkaç adım sonra Malia'nın köşedeki banklarda oturduğuna şahit olmuştum.

"Malia iyi misin? Birden sınıftan çıkıp gittin."

"İyiyim bir problem yok, derse girmek istemedim sadece."

Yanına çöküp oturduğumda bir şey dememişti.

"Emin misin? Çok sinirli gözüküyorsun?" Ona dönüp saçlarına elimi attığımda banktan kalkmıştı.

"Yalnız kalmak istiyorum biraz, beni rahat bırakacak mısın?"

"Hayır."

Banktan kalkacağım sıra beni sertçe itip tekrar banka oturmamı sağlamıştı.

"Seni öldürmemi mi istiyorsun Kai?" Kolları omuzlarımdan beni banka bastırıyordu ve üstüme eğildiği için bana son derece yakın duruyordu.

"Sadece neye sinirlendin diye sormak istemiştim. Eğer olay benimle alakalıysa..."

"Ne?" Gülmeye başlamıştı. "Senle alakalı olduğunu mu düşünüyorsun yani?" Daha da güldü ama sonra aniden yüzü ciddiye dönmüştü. "Sen kendini ne sanıyorsun anlatır mısın biraz?"

"Nora'nın dediklerini duydun sandım."

"Nora ne dedi ki?" Dedi şaşkınlıkla. "Yani sana sinir olacağım ne söylemiş olabilir. Bekle? Benim hakkımda mı konuştu yoksa?" Sinirle yüz hatları gerilmişti.

"Hayır saçmalama, senin hakkında filan konuşmadı."

"Güzel, konuşmasın da. Sen de beni bu kadar önemseme."

"Bunu sen mi diyorsun? Okula gelmedim diye evime gelip kontrol ettin."

"Yaptığım şeye beni pişman ettin şimdiden." Deyip benden uzaklaştı. "Her neyse ben gidiyorum, sen de sınıfa dönersin artık."

Benden uzaklaşırken nedense dediği şeylere zerre inanmamıştım.

Ya da inanmak istemediğim için öyle düşünmüş de olabilirim bilmiyorum.

...

Paint It BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin