35. bölüm

546 32 93
                                    

Finale hoş geldiniz...

Vedaları sevmem o yüzden pek bir şey yazmak istemiyorum. Yalnızca iyi okumalar.

Malia'dan:

Bir haftadır ne ben Kai'yi ne de Kai beni aramıştı.

Derek'in yanına gelmiştim ve birkaç gündür orada kalıyordum ama ona da bok gibi davrandığım için kavga etmiştik.

Kimse beni anlamıyor gibi hissediyordum.

Tam o anda kapım tıklatıldı.

"Kimsen defol git, görmeyi istemiyorum."

Kapı açıldı ve içeriye Peter giriş yaptı. Harika bir an yaşıyorum cidden.

"Neden buradasın?"

"Derek hasta olduğunu söyledi ve beni çağırdı. Kai ile de ayrılmışsınız."

"Onu da mı Derek söyledi."

"Aslında Kai söyledi, onu aradım ve olanlardan bana bahsetti. Yanına gittiğimde bir haftadır evden çıkmadığını anlamak zor olmadı. Perdeleri bile açmamış..."

"Umrumda değil."

"Kafanda sesler duyduğunu söyledi."

"Seni ilgilendirmez."

"Başka ne gibi şeyler oluyor Malia, anlat ve bir çözüm yolu bulalım."

"Yalnızca defolup gitmeni istiyorum." Dediğinde yanıma gelip yatağımın kenarına oturmuştu. Onu görmemek adına gözlerimi kapadım ama o saçlarımla oynamaya başladı.

"Benim küçük asi kızım, inatçılık konusunda bana çektiğin ne kadar da belli."

Bana yaklaşıp saçlarıma küçük bir öpücük kondurdu ama sonra kendisini geriye verip hızlıca uzaklaştı.

Gözlerimi açıp neler olduğuna baktığımda gözlerinin maviye döndüğünü fark etmiştim.

"Sorun ne?" Dediğimde bana sessiz ol dercesine bir işaret yaptı. Tekrar bana yaklaştı ve ellerini karnımda dolaştırdı.

"Malia, sen deli değilsin. Kafandan sesler duymuyorsun." Deyip geri çekilmişti. "Sen... hamilesin.

...

dyl___ doğru tahmindi.

"Ne? Sen ne saçmalıyorsun?"

"Kafanda duyduğun sesler, bebeğin kalp atışları. Az önce ben de duydum"

Elim istemsizce karnıma gitmişti.

"Bu duygu değişimin, saçma hallerin filan.... hepsi o şeyin suçu." Bunu karnımı işaret ederek söylemişti.

"Bekle bir saniye? Deli değilim yani? Ya da ölmeyeceğim."

"O şey doğduğunda hem delirip hem de her gün  öleceksin ama şimdilik sağlıklısın."

"Şimdi ben... ben cidden hamile miyim?"

"Öylesin. Sanırım iyi bir baba olamadım ama iyi bir büyük baba olmaya çalışabilirim." Elini karnımın üstünde duran elime koydu. "Kai'ye ne zaman söyleyeceksin?"

"Bi... bilmiyorum...  Ben ona hak etmediği şeyler söyledim ve beni affeder mi emin olamıyorum."

"Onunla konuşmalısın, bebek gerçeğini de söyle. Senin kadar mutlu olacaktır."

"Ya olmazsa?"

"O zaman onu öldürmek zorunda kalırım."

...

Birkaç dakikadır Kai'nin kapısının önünde bekliyordum. Kapıyı çalacak cesaretim yoktu.

Tam o anda Kai kapıyı açtı, elinde büyükçe bir poşet vardı. Sanırım sonunda evi çöp götürmesine dayanamamış.

"Burada ne arıyorsun?"

"Konuşalım mı?" Dediğimde poşeti yana bıraktı ve içeriye girdi. Ben de peşinden gittim.

Bu arada ev cidden berbat halde...

"Perdeleri açar mısın?" Büyüsü ile saniyeler içinde perdeleri açtı.

"Ne konuşacağız Malia?"

Etrafa göz attım, hala fotoğraflar etraftaydı.

Koltukta pike vardı, büyük ihtimalle yokluğumda koltukta yatmayı tercih etmişti.

Pikenin yan tarafında duran ikimize ait bir fotoğraf çarptı gözüme.

Ben fotoğrafına sarılıp uyuyorum senin yokluğunda.

Gözlerim yine dolmuştu işte.

"Malia konuşacak mısın?"

"Üzgün olduğumu söylesem bir şeyleri değiştirebilir miyim?"

"Sanmıyorum, Malia seni sevmediğimi düşünüyorsun. Bunu nasıl değiştirebileceksin üzgün olduğunu söyleyerek?"

"Aptallık ettim, beni sevdiğini biliyorum."

Elini tutmaya çalıştım ama elini çekmişti. Sonra yine eline uzandım.

"Çekme elini." Dedim sinirle. "Sana bir şey söyleyeceğim."

"Ne söyleyeceksen söyle sonra da git. Yalnız kalmak istiyorum."

"Kafamdaki seslerin ne olduğunu öğrendim." Dediğimde tüm dikkatini üstüme çevirdi. "Nedeni buymuş." Elini yavaşça çekip karnımın üstüne koydum. "Bir bebeğimiz olacağı içinmiş."

Kai öylece karnımın üstündeki eline baktı. Sonra korkuyla elini çekti.

"Bir saniye ne?" Kalp atışı hızlanmıştı. "Sen..."

Elini tekrar karnıma koydu, bu sefer bir öncekinden daha nazik bir şekilde yaptı bunu.

"O... burada mı yani?" Gözlerini kapadı, bir şeyler hissetmeye çalışıyor gibiydi. Sonra korkuyla tekrar elini çekti.

"Elimin altında atan bir şey vardı..." gözleri dolmaya başlamıştı. "O..."

"Bebeğimizin kalbinin atışı."

Kai birkaç saniye benden uzaklaştı. Etrafında dönüp durdu ve sonrasında koltuğa çöküp oturdu.

"Seni bilerek üzmedim Kai, bunu asla yapmam."

"Malia asıl ben üzgünüm, seni o gece yalnız bırakmam aptallıktı." Tekrar ayaklandı, yanıma geldi. Bense o sıra yüzünü ıslatan yaşları siliyordum.

"Tamam ağlama."

"O... onu kucağımıza ne zaman alırız?" Ya... yani kaç aylık?"

"Daha yeni olsa gerek, ben de bilmiyorum. Sanırım bunun için doktora gitmeliyiz."

"Ta... tamam hemen yarın gidelim..hemen yarın... ben randevu alırım. Gitmeliyiz hemen." Aniden yanıma çöküp iki elini de karnıma koydu. "Merhaba birtanem, ben gerizekalı baban. Gerizekalı ve ahmak baban. Ve içinde olduğun kişi de annen, o benden daha zekidir." Hafifçe karnıma küçük bir öpücük atmıştı.

Hala önümde eğilirken kollarını belime sarıp başını karnıma yasladı, bense yavaşça onun saçlarıyla oynadım.

"Onu çok seveceğim, seni sevdiğim kadar çok. Hatta daha bile çok seveceğim. Söz veriyorum Malia."

"Bunu yapacağını biliyorum."

...

LAN AĞLADIM SİZ ÇOK GÜZELSİNİZ BU HİKAYEDE DE ÇOK GÜZELDİNİZ AYY DUYGULANDIM BEN İYİCE...

Paint It BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin