23. bölüm

525 44 59
                                    

Kai: Seni öpmeyi düşünürken bunu yapamamak ne kadar zor dün anladım bunu.

Kai: Sana bakarken içimde oluşan hislere engel olamamak ne kadar zor bilemezsin.

Kai: Bastırdığım her duygu gün geçtikçe daha da artıyor.

Kai: Ve yakında bir çığ haline gelip önüne çıkan her şeyi yıkıp geçecek.

Kai: Sebebi de sen olacaksın.

Kai: Çıldırıyorum senin için!

Kai: NEDEN GÖRMEZDEN GELİYORSUN BENİ NEDEN?

Kai: Şu an evinin önündeyim.

Kai: Öylece pencerene bakıyorum.

Aniden  yataktan kalkıp pencereye yöneldim ve bahçede yere uzanmış halde beni izleyen Kai ile göz göze geldim.

Sonrasında perdeyi hızlıca çekmiştim.

Kai: Yanıma gelir misin?

Kai: Birkaç dakika da olsa seni görmek istiyorum.

Kai: Seni bir saniye bile görmesem özlüyorum çünkü.

Kai: Bana bu eziyeti yaşatma.

Telefonu yana bırakmış olsam da ayaklarım benden bağımsız hareket etmişti ve birkaç saniye içinde aşağıya inip evden çıkmıştım.

"Git buradan, kedi yavrusu gibi evin önünde dolanıp durma."

Hızlıca ayaklanıp gözlerini üstüme çevirmişti.

"Yanıma geldin."

"Git demek için geldim, yoksa gelme meraklısı değilim."

Bir süre öylece beni süzüp ne diyeceğini düşünür bir halde elini saçına geçirdi.

"Malia bak, geçmişi tamamen unutsak ya? Ben cidden aptal bir andavalım ve seni son derece sinir ettim zamanında."

Yavaş yavaş ona doğru yürümeye başladığımda nefesinin hızlandığını bu mesafeden bile anlıyordum.

"Sen zamanında Stiles benimle fazla geziyor, sizi takmıyor diye bana yapmadığın şeyi bırakmadın öyle değil mi? Şimdi en yakın arkadaşının eski sevgilisine gelip onunla sevgili olma düşüncesine giriyorsun. Sence Stiles bunu öğrenirse ne yapar? Hayırlı olsun filan mı diyeceğini sanıyorsun Kai? Tamamen onu kaybedeceksin, bunu göze mi alıyorsun?"

Gözlerinde bir parça hüzün oluşmuştu.

"Tercih yapmak istemiyorum."

"Ama yapmalısın. Birincisi zaten benle şansın olamaz, ikincisi olsa bile Stiles hayatından çekip gidecek bunu kaldırabilecek misin?"

Kafasını hayır dercesine sallamıştı.

"Güzel, şimdi bahçemden defol."

Kapıya doğru yürümeye başladığımda peşimden gelmişti. Tam kapıdan içeriye girecektim ki büyüsü ile kapıyı kapattı.

Ona hızlıca döndüğümde beni kendisi ile kapının arkasına sabitledi ve daha ne olduğunu anlayamadan dudaklarını yanağıma değdirip geri çekildi.

Ama fazla geri değil, yüzümle yüzü arasında santimler vardı.

Eli saçlarımı geriye çekerken dudaklarıma değdi bakışları. Kalbi şimdi kendisinden kontrolsüz bir halde hızlı atıyordu.

"İzin ver."

"Ölümüne izin mi vereyim? Komikmiş ."

Parmaklarından birisi dudağıma değerken gözlerimin mavi rengini aldığını hissettim.

"Benim gibi bir ucubeyi öpmek istemezsin."

Bakışları gözlerime kaydı, sanki ilk defa görmüş gibi gözlerimde gezindi bakışları.

"Birkaç saniye sonra öleceksin Kai, son sözlerini filan söyle."

"Seni öpmeme izin ver, ne hissettirdiğini  merak ediyorum."

"Ben de seni öldürmenin ne hissettirdiğini merak ediyorum."

Birkaç saniye içinde dudağımın kenarında nemli dudaklarını hissetmiştim. O an onun içinden geçen tüm duyguların kokusunu alabiliyordum.

Heyecan, biraz korku, ama en çok da deli gibi bir heyecan.

Duyduğum bu kokunun hoşuma gittiğini fark ettiğim anda onu sertçe itip yüzüne yumruğu bastım.

Geriye doğru düşerken adeta burnumdan soluyordum.

"Bir dahakine tek yumrukla kurtulamazsın."

....

Paint It BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin