Kuytu

37 7 0
                                    

Geriye doğru hızlıca yürümeye başladım. Hayır sinirimi zaten atamamışım neden üzerime geliyorsunuz! Arkamda ki masada oturan ve hiç tanımadığım adama doğru yürürken çantamı yere fırlattım. Tüm kafe oturduğu yerden beni izlerken, masanın üzerinde ki bıçağı alıp iki elinin ortasına sapladım. Bıçak tahta masanın üzerinde şiddetle titrerken garsonlar çoktan beni sakinleştirmek üzere yola çıkmıştı bile.

" Diğer bıçağın kafanın ortasına saplanmaması için bir dahaki sefere hiçbir kadına laf atmamalısınız bayım anlaşıldı mı? "

Tıslar gibi çıkan sesimi dizginledikten sonra garsonlar henüz yanıma bile ulaşmadan kapıya doğru yöneldim. Tam dönüyorken gözlerim az önce oturduğum masaya kaydı. Onu kahvesini keyifle yudumlarken gördüğümde şalterimin tamamı attı. Yine de yanına gidip bir şey söylemek istemedim. Zaten yarın yeterince rezil olmuş olacağım için bir yenisini eklemek istemedim diyelim. Çıkış kapısını arkamda bırakıp hızlıca mekandan uzaklaşmaya ve bir yandan da gözlerimle taksi aramaya başladım. Havanın serin oluşunu sinirimin biraz geçmesiyle farkettim. Sanırım sinirliyken çok ateşliyim. Boş bir taksiye biner binmez gelen mesajla telefonumu çantamdan çıkarıp mesajı kontrol ettim.

- Bak ekmek yok uyarıyorum! Hazır mısın?

18.17

Fatih'ten gelen mesajla buluşma planımızı çoktan unuttuğumun farkına vardım. Neyse zaten ne üzerine plan yaptım ne de ektim. Yani bunun aramızda kalmasında bir sakınca yok. Hemen cevap kısmına girip üstün yeteneklerimi kullanarak hazır olduğumu ve biraz gecikeceğimi söyleyip gidince konum atmalarını istedim. Önce eve gidip duş almalıyım ve bir şeyler atıştırmalıyım. Tüm sinirimi atmam için bir duşta şart. Eve vardığım da saat çoktan buçuğu geçmişti. Hızlı bir duştan sonra spor kıyafetlerimden yaptığım kombini giyip bir şeyler atıştırmak için mutfağa indim. Dolaptan pizza kutusunu çıkararak bir yandan tırtıklamaya diğer yandan da servetimi ne yapacağımı düşünmeye başladım. Henüz bir karar verebilmiş değilim ama tabi ki iyi bir tatil hala en ön sırada. Son kez saate göz attıktan sonra çantamı ve ceketimi alıp evden ayrıldım. Kapıyı kitledikten sonra yine taksi çağırmayı unuttuğum aklıma geldi. Acaba ne zaman artık zengin olduğumu ve taksiyle dünyayı yedi kez baştan sona kadar dolaşacak param olduğunu idrak edeceğim. Ve yine benim tatlı kıçım soğuk merdivenlerin gaddar ve acımasız sertliğiyle baş başa. İşin kötü tarafı şu ki ne zaman buraya oturursam aklıma Xavier geliyor. Tamam hayatımın her zerresinden ve kalbimin tamamından silsemde yine de bilirsiniz işte. Aldatılmak o kadar kolay sindirilecek bir şey değil. Gerçi bu kadar kolay unuttuğuma göre sanırım Xavier'e deli dolu bir aşk beslemiyordum da. Taksinin beyin zarımı delen farları beni engin düşüncelerimden ayrı koymasıyla gerçek dünyaya döndüm ve arkadaşlarımla buluşmak için yola koyuldum.

*

Buluşma yerine vardığımda önce Fatih'in geldiğini gördüm. Yanına gidip sarıldıktan sonra sıradan naber nasılsın sorularını atlatıp oturup diğerlerini bekleyeceğimiz ve deli dolu gıybet yapacağımız bir mekan aramaya koyulduk. Bu arada bende gazete görüşmemin nasıl vahim geçtiğini anlatmaya başladım. Sonunda şirin ve güzel bir kafe bulunca oturmaya karar verdik.

" Ebru ve Tuğba yolda geliyorlar, Mehmet gelemeyecek oteline müşteri geliyormuş onları karşılamak için gitmesi gerekti belki işi biterse uğrar. Asiye de 5 dakika sonra burada olacak. "

Herkesin nerede ve ne durumda olduğunu paylaştıktan sonra gıybetin ilk safhalarına başlayabilirim sanırım.

" Ee anlat bakalım nereden çıktı bu mehmet? Nasıl gidiyor ve ne kadar oldu? "

MevsimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin