Devam....
Eve gelene kadar yolculuğumuz sessiz geçmişti. Ne Jungkook nede ben tek kelime dahi etmemiştik, sadece nefes seslerimiz ve kalp atışlarımızı dinleyerek gelmiştik.
Neden bilmiyorum ama ona borçluymuş gibi hissediyordum. O kağıdı imzalayabilirdi de ? Ama yapmamıştı. Taehyung'a karşı beni savunmuştu.
İşini kaybetme pahasına patronuna kafa tutup benimle gelmişti. Yol boyunca bunları düşünüp aşıklar gibi sırıtmıştım.
Anahtarı deliğe sokup kilitli kapıyı aralayarak kenara çekildim. Jungkook girdikten sonra da ardından girerek kapıyı tekrar kitledim.
Soğuktan titreyen dişleri ve kızarmış burnu ile tam bir tavşana benziyordu. Burnunun ucundaki kızarıklığa hafifçe dudaklarımı değdirip geri çekildim.
Beklemediği için kocaman açılan gözleri ile daha da sevimliydi şimdi. Ah Tanrım! Bir ergen in beni düşürdüğü durumlara da bak.
Hem teşekkür etmek için hemde biraz canım istediğinden önümdeki bedeni sıkıca kavrayarak sarıldım.
Kollarımı beline doğru indirdiğimde kasılmıştı. Rahatsız olmaması için belindeki ellerimi bu sefer boynuna doladım. Boynunu açması için çenesine burnumu sürterek bir nevi izin istedim.
Anlamış olacak ki kafasını hafif yana yatırdı ve bana yer açtı. Hiç beklemeden yerleştim ve boyun girintisine bir öpücük kondurdum. Çok küçük bir öpücüktü, hissedip hissetmediğini bile bilmiyordum.
Bir kaç dakika böyle sarıldıktan sonra hissettiğim eksiklikle huysuzca homurdandım. Ben ona sarılıyordum ama o bana karşılık vermemişti.
Verdiği sıkkın nefesler kulağımın dibinden geçtiğinde biraz üzülmüştüm. Zoraki duruyor gibi bir hal takınmıştı.
Şansımı tekrar deneyip bu sefer daha çok sokuldum ona. Ağırlığımı vermeyecek şekilde bedenimi bedenine yasladığımda duvar ile aramda kalmıştı.
Neden karşılık vermiyordu? Cidden kırılıyordum.
Sinirle dudaklarımın dibinde ki boynunu dişlediğimde yine hiç bir tepki alamamıştım.
Boynunda duran ellerimi yumruk yapıp mızmızca iç çektim.Hayır hayır ! Pes etmeyecektim.
Jeon Jungkook bana karşılık verecekti.
Çocukçaydı, biliyorum ama dokunmuştu.
Daha önce hiç karşılıksız kalmadığım için şimdi garip hissediyordum.Boynunda duran ellerimi ensesindeki saçlarına çıkardım ve zayıfça çekiştirdim. Kafamı soktuğum boyun girintisinden kaldırıp yüzüne bakmaya çalıştım.
Ben bu hamlem ile dikkat çekmeyi beklerken o bana bakmıyordu dahi. Gözlerini arkamızda kalan kapıda sabitlemiş, güzel kirpiklerini hiç kırpıştırmadan izliyordu.
Gururumu kırıyordun Jeon Jungkook.
Peki ama neden ?Kaşlarımı çatıp suratını avuçlarımın arasına aldım ancak o hala bana bakmamakta ısrarcıydı. Sinirle kafasını çevirip dudaklarına yapıştığımda tekrar bir karşılık beklemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
^Roommate [jjk•pjm]
Fanfiction"Lanet olsun Kook,şu muz ile oynamayı kes" Sırtını yasladığı yastığı, iki sattir garip bir biçimde elindeki muz ile oynayan çocuğa attı,Jimin. Abisinin gözlerine bakarak hiç terddütsüz sordu,küçük olan... "Neden Hyung! Tahrik mi oluyorsun?..." # Jik...