14/

2.9K 214 70
                                    

Jimin

Buhardan görünmeyen aynayı elim ile bir kere geçerek açılan kısımdan köprücük kemiklerimi süzdüm. Duşun verdiği rahatlık ile biraz kambur durduğumu farkettiğimde toparlandım.
Sanki biraz zayıflamalıydım ?

Tanrı aşkına ne diyordun,Park Jimin. Ben hiç kendimde kusur bulmazdım ki. Hep mükemmeldim,arzulanandım. Peki ya şimdi ! Bitmiştin Jimin. Seni Jeon Jungkook bitirmişti.

Daha fazla oyalanmadan belime bir havlu geçirip odama çıktım. Kıyafet dolabına ilerlediğimde yatakta duran telefonumun gözüme ilişmesi ile durdum.

Ekrana baktığımda arayan Yoongi'idi. Tam cevaplayacağım sırada çağrı sonlanmıştı. Tekrar ekranda gözlerimi gezdirdiğimde Yoongi'nin beni 6 kere aradığını görmüştüm.

Bu kadar önemli ne olabilir di ki ? Jungkook.

Hızla isimi yana kaydırıp hoparlöre aldım. Bir yandan üstümü giyinirken diğer yandan telefonla ilgileniyordum.

Bir iki çalmadan sonra açılan telefon ile Derince nefes verdim.

" Sorun nedir ?"

"Jimin, sana birşey söyleyeceğim ama biricik arkadaşımı sikmeyeceğine söz vereceksin ?"

" Lütfen Yoongi, zamanım yok. Jungkook a birşey mi oldu."

Gözümün önüne gelenleri unutmak için kafamı iki yana salladığımda Yoongi ise seslice yutkunmuştu. Cidden eğer bu sefer ona birşey olduysa kendimi affetmezdim. Zaten beni affetmesi için elimden gelenin fazlasını yapacaktım.

Bu kadar belirsizlik canımı sıkmıştı.

" Sabah... Jungkook buradaydı. Bana herşeyi anlattı, akıl istedi."

Düşünceli sevgilim benim. Ben beni delirtmek için sevmediğim ortamlara girer yada şirkete geri döner demiştim ama Yoongi'ye gitmişti. Çünkü onu orada bulacağımı biliyordu.

" Jimin beni dinliyormusun ?"

" Evet evet ! Burdayım, devam et."

" Dediğim gibi konuştuk falan ama sonra bir telefon geldi. Kim olduğunu bilmiyorum ama Hyung demişti. Şirkete gitti,Jimin. Onu uyardım ama engel olamadım. Şimdi bende peşinden gideceğim."

Tanrım. Tanrım. Tanrım.
Bir kere, sadece bir kere beni şaşırt. Sadece bir kere istediğim gibi gitsin. Ah Jungkook ah ! Deli olacaktım. Onu uyarmama rağmen, üstelik kendi ellerimle getirmem e rağmen neden hala siktiğimin inadını yapıyordu.

Boşta olan elimi bir kez saçlarımdan geçirip dilimi yanağımın içinde iki tur döndürdüm.

" Tamam, bekle beni beraber geçelim. 5 dakikaya aşağıda ol, yoksa bekleyecek değilim."

Cevap gelmesini beklemeden telefonu kapattığımda sonradan başıma iş alacağımı biliyordum ama vaktim yoktu. Çabucak evden çıkıp arabayı çalıştırdım.

Biraz gaza yüklenmemden kaynaklı göz açıp kapayıncaya kadar Yoongi nin evinin önünde durduğumda çoktan giyinip kapıya çıktığını görmüştüm.

Koşar adımlar la ile ön koltuğa bindiğinde konuşmaya gerek duymayarak kökledim. Anlaşılan beyefendi yi evde tutmak için odaya kitlemek gerekiyordu.

••••••••••••••••••••••••••••
Jungkook

Olabildiğince hızlı bir şekilde şirket kapısından giriş yaptığımda insanlara çarpmayı önemsemeden katları çıkmaya başladım.

Biliyordum.
Jimin beni öldürecekti ama umrumda değildi.
Merak etmiştim ve Taehyung'un yanında olmam gerekirdi. Bana ihtiyacı varsa bir arkadaşı olarak yanında olacaktım.

Ayrıca Yoongi ötmediği sürece Jimin'in burada olduğumu tahmin etmesi için ermiş olması gerekirdi.

Hızla önümde beliren geniş kapılı tanıdık odaya giriş yaptığımda laflarım boğazıma dizilmişti çünkü görmek istediğim manzara kesinlikle bu değildi.

Ben Jin Hyung'un da içinde olduğu bir kalabalık ve  baygın bir Kim Taehyung beklerken, gömleğinin düğmeleri sonuna kadar açık, kravatı odanın bir köşesine atılmış ve dağınık saçları ile deri koltukta öylece gözleri kapalı uzanan bir Taehyung görmek garip bir his vermişti.

Bir kaç adım atıp masanın önüne doğru yürüdüğümde ayak sesi ile Taehyung tek gözünü açıp bakmıştı.

Gelenin ben olduğumu görmesi ile ağzı şaşkınlık ile aralanmış ve yayıldığı koltuktan kalkıp hızlıca toparlanmıştı. Etrafa bakınmaya başladığında kravatını aradığını anlamıştım. Hemen sol tarafıma doğru eğilip elimdeki mat kumaş kravatı ona doğru uzattım.

Hafif mahçupluk ile aldığında şaşkınca sordu.

" Senin burada ne işin var ? Bir daha gelmezsin sanıyordum."

" B-ben sana bakmaya geldim. Jin hyung kötü olduğunu söyledi ve bana ihtiyacın olduğunu düşündüm."

İçimden kekelememe küfür ederken Taehyung ise benim gibi şaşkın görünüyordu.

" Jin mi ?"

Derken az önce girdiğim kapıdan gelen anahtar sesi ile ikimizde öylece kalmıştık. Biri bizi içeri kitlemişti. Neler oluyordu ? Bir açıklamaya ihtiyacım vardı.

Olayın şokundan çıkar çıkmaz kapıya koştuğumda avazım çıkana kadar bağırmaya başlamıştım.

" Kim var orada ? Açın kapıyı, lütfen. Kapıyı açın."

Bağırışlarım giderek çığırmaya döndüğünde omuzumda bir el hissetmemle arkamı dönmüştüm.

" Boşuna bağırma. Odalarda ses yalıtım sistemi var. "

Burukça bir "hı" dökülmüştü dudaklarımdan . Boku yemiştim. Korkum burada kalmak değildi. Fobi sahibi bir insan değildim, tek sorunum Jimin di. Kesin beni arardı. Köpürecekti.

Ah Jungkook. Ne olurdu Yoongi'ye dinleseydin. Bi kerede burnunun dikine gitmeseydin ama yok illaha o göt zora girecek.

•••••••••••••••••••••
Şimdi bana sövüyorsunuz biliyorum ama devamı yarın ben okuldan gelince ❤️ sizin için etüd te bölüm yazacağım.

^Roommate [jjk•pjm]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin