Bölüm 3 (Evde hırsız mı var?)

189 143 35
                                    

(Medyada Bulut var)

Bağırmalıydım. Yardım istemeliydim. Kendime gelip bağırmaya çalıştım. Birden kulağıma yaklaşıp

"Şşııht!" dedi

Sesi bana bir yerden tanıdık geliyordu.

"Korkma, benim"

Dedi ve ardından ağzımdaki elini çekti. Hemen yüzüne baktım. Evet evet bu düşündüğüm kişiydi. Bu BULUT'du! Neden böyle bir şey yapmıştı ki! Bulut tam ağzını açıp konuşmaya başlayıcakken ondan önce davranıp

"Neden böyle bir şey yaptın! Çok korktum." dedim

"Şaka yapmıştım sadece, bu kadar korkucağını tahmin edemedim. Özür dilerim bir daha yapmam."dedi mahçupça.

Kötü bir niyeti olmadığı her halinden belliydi. Bu yüzden çok uzatmayıp konuyu değiştirmek için

" Benim sınıfa gitmem lazım. Sen derse girmiyicek misin?"dedim

Konuyu değiştirmiş olmamdan kaynaklanıcaktır ki mahçup olan hali gitmişti. Biraz kafasını kaşıdı. Ardından bana döndü. Tam ağzını açıp konuşucaktı ki vazgeçip sınıfa doğru koşmaya başlamışdı. Bu çocuğun bu halleri çok komikti. Bazen çocukça davranıyo-

'Bazen mi?!'

'İç ses diyorum ki bu akıllandı bir daha gelmez. Yine çıkıp geliyorsun napıcam ben seni ya bıktım git!'

'Dövseydin bari?!'

İç sesime içten 'benden kork ve burdan defolup git' bakışı atıyordum.

İç sesimde bana 'ammada korktum' bakışı atıyordu.

Bu iç sesde amma kaşınıyo ya, peki bunu o istedi

'LAN GİTSENE İNSANLIKLA DİYORUZ ANLAMIYOSUN Bİ GİT LAN GİT'

Son kelimeyi dışarıdan söylemiş olucam ki koridorda sesimin yankısını duydum. İç sesle kavga bittikten sonra sınıfa yürümeye başladım. Sınıfa geldiğimde yerime geçip dersi dinlemeye devam ettim.

***

Birden zil çaldı. Zil çalmasının ardından ben, Gökçe ve Aylin dışındaki herkes çantasını alıp, sanki peşinden biri kovalıyormuşçasına sınıftan dışarıya doğru koşmaya başladı. Onlar fişek hızında çıkarlarken biz kılımızı bile kıpırdatmadan onların arkasından bakıyorduk. Sınıfta sadece biz kalmıştık. Sakin bir şekilde eşyalarımızı çantamıza yerleştirdik. Ardından hep birlikte bahçeye doğru yürümeye başladık. Aylin'in şöförü bahçede bekliyordu. Ben de bugün servisle gidicektim. Annem dersteyken mesaj atmıştı. 'Derste telefonla mı oynuyorsun' dediğinizi duyar gibiyim. Ama sadece mesaj için bakmıştım.

'Tabi tabi kesin öyledir. Sadece mesaj için Bakmışsındır tabi'

'İç ses sana bir ad bulmak lazım ya sen bu aralar çok araya giriyosu- ne diyorum ben ya gitsene sen akılda bırakmadın ki!'

Ya tamam birazcık instagrama, birazcık feceye bakmış, azcıkda oyun oynamış olabilirim.

Bu düşüncelerden kurtulup etrafa baktım ama servislerin hepsi gitmişti. 'Hadi ama ya benden başka kimseye gelmez bir tek bana gelir dimi böyle şeyler off'

"Kızlar hep birlikte bize mi gitsek?"diyen Aylin'e döndüm.

İyi fikirdi aslında hem serviside kaçırmıştım. İşeme gelirdi valla. Hem birazda eğlenmiş olurduk. Ama ailesi filan bir şey dermiydi?

'Beynini yormak yerine sorsana kıza'

Diyen iç sesime hak verip Aylin'e döndüm.

" Aylin olur aslında hem film filan izleriz. Ama sizinkiler birşey der mi ki?"

"Yok Dilek bizimkiler öyle şeyleri sorun yapmaz. Zaten şimdide evde değiller ki işteler hadi gelin. Gökçe hadi"

Gökçe'yle başımızla onaylayıp arabaya geçtik. Arabaya geçtikten sonra anneme Aylin'e gittiğimi haber verdim. Yol boyu şarkı dinleyip söylemiştik.

***

Şarkı söylemeye devam ederken araba bir villanın önünde durmuştu. Ama biz şarkı bitene kadar söylemiş. Şarkı bitince arabadan inmiştik. Bu halimize şoför abi kahkaha atmıştı. Şimdide Aylin'in evinde elimizde patlamış mısırla heyecanlı bir şekilde bilim kurgu filmi izliyorduk ve film sonlara yaklaşmıştı. Birden telefonuma annemden mesaj geldi. Mesaja bakmak için elime telefonumu aldım. 'Tatlım ben bugün eve biraz geç gelicem beni bekleme' yazıyordu. Önüme dönüp filmi izlemeye devam ettim.

***

Film bitmişti ve bende taksinin gelmesini bekliyordum. Saat 18.00 olmuştu. Taksi geldiğinde, taksiye binip evin adresini verdim. Yol boyu instagrama filan bakmıştım. Evin önüne geldiğimizde taksici abiye parayı verip taksiden indim. Anahtarımı alıp kapıyı açtım. Birden mutfaktan bir ses geldi. Bu annem olamazdı. Çünkü annem bana bugün geç geliceğini söylemişti. Yoksa, yoksa bu hırsız mıydı? Korkuyla kapının yakınındaki vazoyu alıp mutfağa ilerledim. Kapı kapalıydı ve benim korkudan elim ayağım titriyordu. Vazoyu sıkıca tuttum. Elimi kapının koluna koydum ardından yavaşça kapıyı açtım.

***

Evet arkadaşlar bölümün sonuna geldik. Bu bölüm biraz kısa oldu biliyorum. Ama heyecanlı bir yerde kesmek istedim. Yazım yanlışı gördüğünüz yerlere yorum yazarsanız çok sevinirim. Çünkü kontrol etmeme rağmen gözümden kaçabiliyor. Oy ve yorum yapmayı unutmayın. Ayrıca kitabım ile ilgili tafsiyelerinizi, düşüncelerinizi ve gelecek bölüm ile ilgili tahminlerinizi yorum olarak bekliyorum. Birde Bulut'u nasıl buldunuz? Kitabımı beğendiğiseniz kütüpanenize eklemeyi unutmayın. Son olarak bir sonraki bölüm toplam en az 170 okuma ve 150 oy geldiğinde olucak. Hadi canlarım siz yaparsınzın.👋

Kaybedenler KulübesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin