(Evet arkadaşlar medyada herkesin merak ettiği ve benim bile merak ettiğim kişi Deniz varr)
Annem kapıya ilerledi. Bende yanına gittim. Annem derin bir nefes alıp bana baktıktan sonra kapıyı açtı. Karşımda gördüğüm kişilerle şok olmuştum. Çünkü Efe ailesi v-ve Deniz karşımda duruyordu. Onlarda beni görünce bir süre dondular. Tabi benimde onlardan bir eksiğim yok. Bir süre herkes birbirine baktıktan sonra annem hepimize teker teker bakıp
"İçeri geçmez misiniz?" dedi
"Ah tabi Elçincim." dedi Efe'nin annesi
Hayla adını bilmiyordum.
"Dilekkkkkkk"
Efe birden koşarak bana sarıldı. Bende ona sarılıp saçlarını karıştırdım.
"Ama Dilekcim herkesin içinde ayıp oluyor. Anlıyorum çok yakışıklıyım kendini tutamıyorsun filan ama benimde bir karizmam var." dedi ben gülme kirizine girerken Deniz'de arkadan çaktırmadan gülmeye çalışıyordu. Bu yaştaki çocuk da bu kadar ego fazla değil miydi? Ama çok tatlı olmuştu.
"Her neyse hadi içeri geçelim isterseniz"dedim Deniz'e dönerek
Efe önde ben ve Deniz'de arkada yürümeye başladık. İçeri geldiğimizde ailelerimiz hem sohbet edip hemde masaya geçiyorlardı. Biz de onları dinleye dinleye masaya geçtik. Benim yanıma Efe, onun yanına da Deniz oturmuştu. Karşımıza da tabi ki annelerimiz.
***
Yemek bitmişti ama yemek boyu ailelerimiz iş konuştuğu için çok sıkılmıştım. Koltuklar geçmiştik ama hayla iş konuşuyorlardı. Efe sıkıntıdan olsa gerek uyuyakalmıştı. Tarık Amcada (yani Deniz'in babası) yemek bittikten sonra Filiz Abla tarafından nazikçe kovulmuş. Ama çaktırmamaya çalıştığı için 'kadınları ben baş başa bırakıyım.' diyip gitmişti. Efe'yi de kucağına alıp götürmüştü. Ben ve Deniz ise sıkıntıdan patlamak üzereydik.
" Ay Elçincim bizim ofis de de fark yok. Galiba bütün ofislerde böyle"
"Aynen Filizcim. Katılıyorum."
Evet Deniz'in annesi Filiz Ablaydı. Sohbetimiz olmuştu. Tarık Amca ve Filiz Abla beni çok sevmişlerdi. Hatta Efe beni çok sevdiği için aynı zaman da bende onu çok sevdiğim için Efe ile zaman geçirmek istediğim zaman onlara gidebileceğimi söylemişlerdi. Off sıkıntıdan patlıyıcam. Deniz'e baktığımda da onunda benden farkı olmadığını gördüm. O da bana döndüğünde başını 'umutsuz vaka' dermiş gibi salladı. Annem ve Filiz Abla bize dönüp baktığında onlara umutla bakıyordum. Çünkü canım çok sıkılmıştı. Biliyorum umutla bakamam saçmaydı ama ne biliyim yani insan sıkılınca her şeyi düşünüyor.
"Kızım bak Deniz'in de canı sıkılmış. Hadi sen Deniz'le beraber odana çık istersen"
Annenin bu sözüne karşılık direk
"Tabi anne"
Dememle zaten Deniz ayağa kalkmıştı. Öne geçip yolu gösterdim. Merdivenlerden çıkıp odama geldiğimizde Deniz telefonunu benim masama bırakıp sandalyeye oturdu. Bende karşısındaki koltuğa oturdum.
"Oh be Dünya varmış çok sıkıldım be" dedi Deniz
Derken çok tatlı olmuştu ama- ne diyorum ben ya ama kendi kendine söyler gibiydi. Bende sadece sessizce güldüm. Bir dakika ya Filiz abla okulun sahibi olduğuna göre Deniz okulun sahibinin çocuğumu oluyordu.
'Ne büyük tespit bravo alkışlalalım lütfen'
Ya tamam şok'tan dolayı biraz geç fark etmiş olsam da nedense acayip bir şekilde şaşırmıştım. Evet geldiklerinden beri şotaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybedenler Kulübesi
Teen FictionGenç kız duygularına yenik düşerek sadece bir yokuşun başına doğru koşuyordu. Belki yanılıyordu, belki de yanlış kişiye aşık olmuştu. Evet artık aşık olduğunu kabul ediyordu. Ama o bir şekilde aşktan kaçıyordu. Çünkü o daha önce hiç aşık olmamıştı...