HOŞGELDİNİZ

78 9 0
                                    

1 saattir yoldaydık.Çetin ve Cenk de bizim yarım saat uzağımızdaydılar.O adamın kim olduğunu ya da benden istediği planların ne olduğunu bilmiyordum ama yakında öğrenecektim.

Babamın hayatını adadığı yere,toplulukla tanışmaya gidiyordum.

Şu an bir çok duygu karmaşası içindeydim ve ne tür bir geleceğimin olacağını bilmiyordum.Bana sadece bir süre orada kalacağımı söylediler.

Bir süre derken bunun kısa bir süre olmadığını anlamıştım.En azından bir şeyi anlayabildiğim için mutluyum.

Annem yanımda oturmuş,dışarıyı izliyordu.Eylül uyuyordu,Ceren ise büyük bir dikkatle araba sürüyordu.Araba çok sessizdi.Aslında dışarısı da aynıydı.Karanlık ve sessiz.

Karanlığı sevip sevmediğim konusunda kararsızdım.Yerine göre seviyordum.

Çocuk gibi"Daha gelmedik mi?" diye sormamak için kendimi zor tutuyordum.Yarım saat sonra da Ceren arabayı durdurdu zaten.Ormanlık bir yolun kenarına park etmişti.Etrafta kimse yoktu ve yol boyunca sık sık ağaçlar vardı.Yolu sadece arabanın farları aydınlatıyordu.

"Burdan sonra yürüyeceğiz."Arabadan indi ve birini aradı"Arabayı alın buradan."

Ben de annemi ve Eylül'ü uyandırdım.

Herkes arabadan indi.Eylül Ceren'e baktı.

"Çetinleri bekleyecek miyiz?"

"Kulübede bekleriz,burada durmayalım."

Eylül onu başıyla onayladı sonra bize döndü.

"Hadi gidelim."

Annemle ona endişe dolu bir bakış attık.Annem"Akşam akşam orman tehlikelidir kızım,bence biz Çetin ile Cenk'i bekleyelim.'

"Evet,bence de."diye onayladım annemi.

"Biz yolu çok iyi biliyoruz ve burada,açıkta çok da güvende değiliz"dedi Eylül.Ormanı işaret etti"Orası daha güvenli."

Ormana korkuyla baktım.Çok karanlıkdı.Annem bana destek olmak için elimi tuttu ve Eylül'e "Tamam gidelim."dedi

Sıra halinde ilerliyorduk.Annemle ben ikisinin ortasındaydık.Eylül ise önde,Ceren arkamızdaydı.

Arabadan epey uzaklaşınca karşımıza bir kulübe çıktı.Eski bir kulübeydi. Dokunsak yıkılacakmış gibi duruyordu.

"İçeri geçelim" dedi Ceren.

Arkama dönüp ona korkuyla baktım.

"Ne?" diye sordu bana anlayamayarak.

"Sen korku filmi izlemez misin?" diye sordum.

"İzlerim ama konumuzla ne alakası var?"

"Bir bakalım.Ormandayız.Karşımızda eski bir kulübe var.Bence dışarıda kalmamız daha iyi."

"Çocukluk yapma Derin." dedi Ceren gözlerini devirerek.

Eylül gülmeye başladı."Kız haklı aslında.Sadece katilimiz eksik."

Ceren bana baktı."Aslında haklısınız.Düşünsene içeriden eli baltalı,yüzü kanlar içinde biri fırlıyor."

Ben Ceren'e korku dolu bakışlar atarken arkamdan iki el belimi kavradı.Ben korkuyla çığlık atıp ellerden uzaklaştım.Arkama dönüp baktığımda annem bana muzip bir şekilde bakıyordu.Herkes gülmeye başladı.

"Anne!"diye cırladım.

Kahkahalarını kesip bana özür dilerim bakışı attı."Bu fırsatı kaçırmak istemedim.Küçüklüğünden beri bu tür şeylerden korkarsın.Özür dilerim."

Ona sinirli bir bakış attım ve yanlarından geçip kulübenin kapısını açarak hızla içeriye girdim.

Kulübe küçüktü.İçeride bir tane eski koltuk,şömine,ve iki tane sandalye vardı.Uzun zamandır kullanılmıyor gibiydi.

Arkamdan diğerleri de içeriye girmişti.Ceren,koltuğun altından muşamba çıkardı,koltuğun üstüne serdi ve yattı.

Ona anlamayan gözlerle baktım."Burası sizin mi?"

Gözleri kapalı şekilde cevap verdi."Bizim.Orman ve yerin altı da öyle."

Ona mal mal bakınca Eylül araya girip"Birazdan anlarsın." dedi.

Aradan 1 saat falan geçti.Kulübenin kapısını kapatmış,ısınmaya çalışıyorduk.Burası gerçekten soğuktu.Pencereler buzlu camlarla kaplandığı için dışarıyı da göremiyordum.Çok sıkılmıştım.

Ben camlara bakarken,iki tane gölge gördüm.Çetin ve Cenk olmalıydı.

"Geldiler" diye cırlayıp,kapıya koştum.Dışarıya çıkmadan önce tereddüt ettim.Eylül yanıma gelip kapıyı açtı.Çetin ve Cenk yorgun gözüküyordu.Kenara çekilip geçmelerine izin verdik.Eylül:

"İyi misiniz?Dinlenin biraz"dedi.

Çetin"Aşağıda dinleniriz."dedi.Anneme ve bana baktı."Herkes sizi bekliyor."Gülümsedi "Ve çok heyecanlılar."

Ben de heyecanlıydım.Hayatım bundan sonra nasıl olacaktı acaba?

Cenk kulübenin köşesindeki tahtalardan birini yerinden çıkardı.Elini içine soktu ve bir ekran çıkardı.

Ekranı aktif hale getirdi,göz taraması ve parmak taraması yaptı.Ona ağzım açık bir şekilde bakıyordum.

Tarama onaylandı ve kulübenin zemininde bir delik açıldı.Çetin bize dönüp"İnelim" dedi.Şaşkınlıkla donup kaldığım için kolunu omzuma koydu ve"Hadi ama prenses" diyerek beni aşağıya indirdi.Herkes aşağıya inince merdivenin yanındaki ekrandan zemindeki deliği kapattılar.

Bir yer altı tünelindeydik.Tavana belirli aralıklarla lambalar koyulmuştu.Duvarlar ve zemin griydi.

Çetin "Bu tür yerlerde,başlangıçta hep tünel olur"dedi."İleride asansör var.Bir kat daha ineceğiz."

Asansöre bindik.Asansör durdu ama kapılar açılmadı.Çetin bana ve anneme bakarak"Normal davranın."dedi.

"Tamam"dedik sanki normal bir durumun içindeymişiz gibi.

Kapıları açtılar.Diğerlerinin dışarı çıkmasına rağmen,biz annemle asansörde kaldık.

İçerisi çok büyüktü.Bir tane geniş oda hayal edin.Asansörün hemen karşısındaki duvarın çoğunu kaplayan dev ekran vardı.Oraya kadar uzanan yol vardı ve yolun kenarlarında yarım ay şeklinde masalar vardı.Masaların üstünde de bilgisayarlar.

Asansörden çıktık ve şaşkınlıkla etrafa bakındık.İçeriyi şimdi daha iyi görebiliyordum.Kenarlarda da tüneller vardı.İçerisi çok moderndi,teknolojik aletlerle doluydu.

Alanın tamamı insanlarla doluydu.Onları görünce heyecanım daha da arttı.Biz şaşkınlığımızı ve heyecanımızı üstümüzden atmaya çalışırken alandaki insanlar hep bir ağızdan bağırdılar:

"Hoşgeldiniz!"

Arkadaşlar hikayemizi okuyan herkese çookk teşekkürler.Ama bize yorum yapmanız gerek ayrıca votelerimiz yok denecek kadar azz lütfen oylama yapın sizi seviyoruz :)))

GİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin