Ertesi gün saat 7 de kalkmıştık.Burada belli bir uyanma düzeni yoktu.İşi olan erken kalkıyordu ama bu herkesin istediğini yapacağı anlamına gelmiyordu.Şöyle özetleyebilirim ki:Bu yerde Çetin'in sözü geçiyordu.Herkes ona saygı duyduğu içinde sorun çıkmıyordu.
Bize asansörden alana girince sağda kalan ilk tünelden oda vermişlerdi.Geniş bir odaydı ve annemle beraber kalıyorduk.Bizim yanımızdaki odalarda ise birinci nesil yani Çetin,Eylül,Cenk ve Ceren ve ikinci nesil yani Rüya,Azra,Berk,Çağla ve Barış kalıyordu.
Tünelin ilerisinde sağa kıvrılan bir yol daha vardı.Orada da odalar olduğunu söylemişlerdi.
Kalkınca sırayla duşa girmiştik ve şimdi hazırlanıyorduk.Akşam Çetinler kıyafetlerimizi bize getirmişti ve dolaplarımıza yerleştirmiştik.Odanın kapısından girince aralarında bir lamba olan iki yatak vardı.Duvarlar krem rengiydi.Karşılıklı duvarlarda da iki tane orta genişlikde dolap vardı.Ayrıca odanın içinde banyo bulunması da çok iyiydi.Bir çok kişinin ortak kullandığı banyolardan nefret ederdim.
Üzerimize eşofman geçirip,odadan çıktık.Kapımızı kilitledik ve tünelde ilerledik.Alana geldiğimizde insanlar bir şeylerle uğraşıyordu.Bizi görenler gülümseyerek selam verdiler.
Açıkçası bu kadar kolay olacağını tahmin etmemiştim.Bize bu kadar kolay alışacaklarını ama biliyordum ki bunda babamın ve Çetin'in payı büyüktü.Ben de endişelerimi bir kenara bırakmıştım.Herkes bize iyi davranıyordu işte,bunu kurcalamayıp kabullenmem lazımdı.
Ben de onlara gülümseyerek selam verdim.
Sora sora mutfağı bulduk.Asansörden çıkınca solda kalan ilk tüneldeydi.Geçtiğimiz yerleri beynime kaydediyordum.Bir daha birinin odasına dalmamak için.
Mutfağa girdiğimizde Azra,Eylül ve Ceren kahvaltı ediyorlardı.Bizi görünce gülümsediler.
"Günaydın.Nasılsınız bakalım?"Eylül yine her zaman ki neşesiyle yanımıza gelip bizi kucakladı.
"İyiyiz Eylül'cüm "dedi annem.Bizi kocaman mutfağın ortasında duran 8 dikdörtgen masadan birine oturttu.
"Omlet yapmıştık,isterseniz size de koyabilirim.Eğer istemezseniz buzdolabından istediğinizi alıp kendinize yemek yapabilirsiniz.Kendinizi evinizde hissedin."
Ona minnetle gülümsedik.Omletlerimizi yemeye başlayınca Eylül ve Ceren,Çetinlerin yanına gitmeleri gerektiğini söyleyerek mutfaktan ayrıldılar.Biz ise dün sabahtan beri bir şey yemediğimiz için,yemeğimizi büyük bir iştahla yedik.Biz yemekten sonra nefes almaya çalışırken Azra bizimle sohbet etmeye başladı.
"Biliyor musunuz?Hep kurucumuzun ailesini merak etmiştim."dedi."O çok sevecen bir insandı.Şimdi görüyorum ki siz de öylesiniz.Buna sevindim."
"Teşekkür ederiz kızım"dedi annem Azra'ya içtenlikle gülümserken.
"Bugünü beraber geçirelim mi?"dedi Azra."Burada arkadaş sıkıntısı çekiyorumda biraz."
"Neden olmasın."dedim gülümseyerek.
"Siz takılın kızlar,ben de odaya gideyim,biraz başım ağrıyor."dedi annem.Ona"İyi misin?"diye sordum endişeyle.Dün başına darbe almıştı.Buradaki doktorlardan biri,evet burada bir çok doktor var,iyi olduğunu söylese de endişeliydim işte.
"Merak etme Derin,biraz uzanayım geçer"
Ona hala endişeyle bakmaya devam ederken mutfaktan çıktı.Azra'yla baş başa kaldık.
"Ne zamandır burada kalıyorsun"diye sordum konu açmaya çalışarak.
"Bu beşinci senem."
"Peki hiç 'keşke burada olmasaydım' dedin mi?" Bunu merak ediyordum.Buraya giren bir daha çıkamıyor gibiydi.Ya da ben böyle düşünüyordum çünkü ne zaman ajanlı,örgütlü film izlesem kimse bulunduğu yeri bırakıp gidemiyordu.