Karşı duvardaki asılı olan çerçevesi tozdan sararmış fotoğrafı işaret parmağı ile göstererek.
-Bak burası çok güzelmiş, dedi. Böyle bir yerlere gidelim kimsenin bilmediği diyarlara, kapatalım telefonları... hiç birşey düşünmeyelim, şu kırlarda papatyaların içinde elele koşalım. Biraz ötedeki gölette taş sektirelim daha vaktimiz varken gülelim eğlenelim ve kaderimize oturup ağlayalım... dedi.Sustum...
Buğulu gözlerine baktım. Siyah saçları ellerimin arasından birden kayıverdi...
bahtı kara meleğim benim.Alnına bir buse konduruverdim. göz kapaklarından dökülen yaşlar, sanki dizimi eritti.bağazimda bir düğüm...
konuşamadım...
saate baktık...eğer dursaydı zaman, ben yaşıyor olacaktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRINTI
Short StoryYan masada oturanlardan birisi "nedendir bilinmez bu şehrin balıkları çok büyük oluyormuş" dedi. kendimce gülümsedim. son bir yudum daha içtim soğumuş çay bardağindan. Boş gözlerle etrafi seyrettim. Taş köprünün soğuk demirlerinde bir kız gördüm. Tu...