Sevgili okurlarım yorum ve vote atmayı unutmayın :))
Barutun ağzından:
2 saatlik yolu benim hızlı kullanmam ile yarım saatte gelmiştik. Evi gördüğüm anda tam kapıyı kırmak için hazırlanıyordum ki kapı bir anda açıldı. Günlerdir görmek istediğim gözlerle karşılaşınca ne yapacağımı bilemezken öne doğru düştü.
Ani hareketle renki kucaklarken şaşkın şaşkın etrafa bakıyorum. Ne olmuştu bu kıza?
Renkin kucağımda olduğunu gören göktuğ ve aksel koşarak geldiler. Eve doğru döndüğümde berkenin sıkıntılı bir yüz ifadesiyle yanaklarındaki havayı boşaltıp of çektiğini gördüm. Şoku atlatınca hızla arabaya yürüdüm. Atılı öne göktuğ ve akseli arkaya oturtup renkide kucaklarına koydum.
Ardından günlerdir aklımdan çıkmayan kardeşime dönüp günlerin özlemini çıkarırcasına sarıldım. Yanağımdan süzülen ıslaklığı farketmemle berkeden ayrıldım. Onu kendimden ayırıp yüzünü incelememle benden bir farkı olmadığını gördüm.
"Ulan iyice duygusala bağladık be"
"Sanırsın askere gittim aq alt tarafı kaçırıldım şurda"
"Tabi ya kaçırıldın alt tarafı bişey yok yani neyse bu kadar duygusallık yeter. Hastaneye gidiyoruz sende bagaja kardeşim hadi bakalım.
" abi neden hep ben giriyorum bagaja atıl girsin bu sefer."
" atıl senden daha uzun abicim geçiceksen geç geçmiceksen 15 dakikaya polisler burda olurlar onlarla dönersin."
"Tamam bekle giriyorum" demesiyle çaktırmadan sırıttım. Her aile gezmelerinde berke bagaja oturan kişi olurdu. Atılla aralarında pek bir fark yok ama atılda kapalı alan korkusu var ondan onu bagaja sokmuyoruz. Genel olarakda uzun boylu sığmaz diyoruz. Ön koltuğa geçerken elimle göz altlarımı silip burnumu çektim. Ulan iyice gevşedim be bende.
Arabayı hastaneye doğru sürerken ne olduğunu merak ediyordum. Neden bayılmış olabilir renk. Arabayı değişik metalimsi bir koku kaplayınca yüzümü buruşturdum. Kokuya da anlam veremedim. Ulan atılmı osurdu yoksa?
Yapmadığı şey değil yani. Dikiz aynasından arkaya bakarken aksel ve göktuğnun gözlerini pörtleterek bir noktaya sabitlemiş olduğunu gördüm. Caddeye bakarken aynı anda arkaya bakıp göz hizzalarını takip ediyordum ki. Gördüğüm görüntü ile arabayla asfalta çığlık attıracak şekilde freni çektim. Araba durduğunda 1-5 saniye doğrumu görüyorum diye bakarken olayın şokunu atlatıp yarım saatte geldiğim yolu 20 dakikada bitirdim.
Renkin kolunda hatrı sayılır bir açık vardı ve bez parçası açılmış kanlar adeta yere doğru dans ediyordu. Renki arkadan kucağıma aldığım gibi hastaneye fırladım.
Göktuğ "sedye getirin doktor yokmu" diye ardı ardına bağırıyordu.
Mavi gözlü genç erkek bir doktor ve yanında hemşireler sedye ile geldiler. Şimdi değil barut kıskançlığın sırası şuan değil tut kendini. Sedyedeki renkin nabzını kontrol etmek için elini koyunca ister istemez bir sinir kapladı beni. Renkin kolunu dikmek için acil servise doğru akselin bağırarak dualar okuması eşliğinde gidiyorduk. Kız dua okumadı hatim indirdi resmen.
"Arkadaşlar açılın işimizi zorlaştırıyorsunuz" dedi doktor
Onun bunun demesiyle bir iki adım geri çekildik. Doktor iğneyi çıkarttı renke batırdığı anda aksel atılın kucağına düştü. Ne korkak çıktı bu kız da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bul Beni Kaybolmuşum
Ficção Adolescente"Neden kaçıyosun renk? Savaşma artık kabullen. Sen beni ben seni biz bizi seviyoruz." "B-Ben bilmiyorum" "Neyi bilmiyosun bana net cevap ver artık sevmiyosan umut verme" "Ben gerçekten üzgünüm ne yapıcağımı bilmiyorum" ben gerçekten ne yapıcağımı b...