BÖLÜM - 3

298 16 0
                                    

Kapıyı açtığında koyu gözler buldu gözlerimi. Ve daha neler olduğunu anlayamadan Can'ın gözüne yumruk indirdi. Can bir anda gelen bu darbeyle bir kaç adım geriledi ama kendini toparlaması uzun sürmedi. Duvardan destek alarak Alaz'a doğru yürüdü ve ona bir yumruk attı. Onlar birbirini öldürmeden aralarına girdim ama beni görmezden geliyorlardı. Alaz bu sefer Can'ın kasıklarına bir tekme attı. Can acıyla çığlık atarak yere yığıldı. Şaşkınlıktan donup kalmıştım.

Bir el beni sertçe duvara yapıştırdı. Canım acıdığı için küçük bir inilti çıkardım. Alaz yüzünü bana yaklaştırdı. Sıcak nefesi tenime değerken "Sen benimsin, hiç kimse sana yaklaşamaz." dedi. Ne sanıyordu bu çocuk kendini? Bana karışamazdı ayrıca Can benim en yakın arkadaşımdı, sevgilim değil. "Bana karışmayı bırak ve defol git burdan." dedim. Şaşkınlığım ve öfkem sesime yansımıştı. Söylediğim şey onu sinirlendirmiş olucak ki kolumu sıkıca tuttu ve yüzünü yüzüme daha da yaklaştırdı. Boynuma bir öpücük kondurduktan sonra "O seni böyle öpebilir mi?" diye sordu. Boynuma bir öpücük daha kondurdu ve bir tane daha.. Eriyordum sanki. Midemdeki kelebekler uçuşmaya başlarken kendime gelmem gerektiğini anladım ama Alaz durmuyordu. Dudaklarının tenime değdiği her an sarhoş olmuş gibi hissediyordum.

Bu his güzeldi ama bir şekilde huzursuz oluyordum. Sebebini ise Alaz'ın arkasındaki Can'ı gördüğümde farkettim. Elindeki vazoyla Alaz'ın kafasına vurdu. Alaz başına dokunduktan sonra eline bulaşan kana baktı. Can sertçe vurmuştu demekki. Koyu gözleri benimkilerle buluştuğunda birkaç saniye öylece durduk ve birden Alaz yere yığıldı. Ne düşüneceğimi bilmiyordum. Ölmüş müydü? Basit bir darbeyle ölmek bu kadar kolay olamazdı. Ağladığımı hissettim. "Beni böyle bırakamazsın Alaz!" diye bağırdım ve Alaz'ın elini tuttum.

Gözlerim Can'a kaydı. Öylece durup bizi izliyordu. Ona sinirlenmeli miydim bilmiyordum. Beni kurtarmıştı aslında. Ama kimden kurtardığını bilmiyordu tabiki. Gözlerimi yeniden Alaz'a çevirdiğimde elleri ellerimden kaybolmaya başladı. Paniklemiştim, ağlayamıyordum. Öylece bakakaldım. Yavaş yavaş bedeni silinirken bir çığlık attım.

Çığlık atarak uyandım. Korkudan titreyerek etrafıma bakınmaya başladım. Görüntü netleşirken Can'ın telaşlı yüzünü gördüm. Ellerini yüzümün arasına aldı ve yumuşak bir sesle "Her şey geçti güzelim, sadece bir kabustu." dedi. Korkudan nefes nefese kalmıştım. Üstümde dün geceden kalan elbisem vardı ve sanırım salonda uyuyakalmıştım. Can da beni odama taşımıştı.

Sessizliği yine Can bozdu. "Hadi kalk, koşalım biraz. Zaten sen çok kilo aldın. Bu gidişle evde kalıcaksın." dedi gülerek. Yastığı suratına fırlattım. "Dalga geçme kas yığını. Bak, sen bu kaslarla evde kaldın. Ben yağlarımla mutluyum." dedim ve saçlarımı savurarak banyoya gittim.

Aynaya baktığımda çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Kızaran gözlerim ve beyazlaşan yüzümle adeta korku filmlerinden fırlamış gibiydim. Bu görüntümden kurtulmak için üstümdekileri çıkararak duşa girdim. Sıcak su vücudumu gevşetmişti. Zambak kokusu banyoyu doldururken bir şarkı mırıldanmaya başladım. "Kader buluşturdu, kader ayırdı. O aşka inanmadı."

Saçlarımı son kez duruladıktan sonra havluya sarındım ve odama gittim. Can'dan çekinmiyordum. Her halimi biliyordu ve anlayışlıydı. Banyoya gittiğimi farkettiğinde daha rahat olmam için odamdan çıkmıştı. Eşorfmanımı giyip saçımı topladım. Kendimi daha iyi hissettiğim kesindi.

Can için dolaptan ona ait olan eşorfmanı çıkarttım. Ara sıra bizde kaldığı için birkaç parça kıyafetini bize bırakmıştı. Böyle daha rahat oluyordu. Salona gidip eşorfmanları Can'a verdim. Can vücudunu sergilemekten hiç çekinmiyordu ama ben onun eight-packslerini izlerken salyamın akmasından çekiniyordum açıkçası. Bu yüzden hemen odadan çıktım. Yaklaşık 2 dakika sonra ayakkabılarımı giyerken Can da geldi. Anahtarımı ve biraz para alıp evden çıktık.

LAVİNYA ❄Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin