nokta kadar leke yoktu kalbinde daha 17 yaşlarında genç bir yağız delikanlı idi ömer zeynep e bakarken. Onu her gördüğünde kalbi yerinden çıkacak gibi olurdu. Heycandan tüm vucudu titrerdi. Aşık olmak böyle birşeymiydi bunu bilemezdi. Daha önce yaşamamıştıki. Arkadaşları ile bir arada bulundukları zamanlar hep aralarında anlatırlardı. Bir arkadaşı Hafta sonu bir kızla tanıştım. Telefon numarası aldım bu gece arayacağım mutemelen buluşacağız bir kaç gün içinde derdi. E diğer akadaşlarıda ondan aşağı kalmaz benzer şeyler söylerlerdi bir birlerine kendi aralarında. Ömer ise anlatacak bir şeyi olmadığından bir tek kelime edemez sadece dinlerdi. Henüz 17 yaşıda ve daha önce bir kız arkadaşı olmamıştıki. Onun aklında sadece zeynep vardı. Arkadaşları konuşurken bu konuları. onun aklında sadece zeynep gelir bir an kulakları duymazdı yapılan sohbetleri. Zeynep alımlı bir kız idi. Okurdu okumayı severdi. Çevresinde sevilen bir kız idi. Oda tıpkı ömer gibi 17 yaşında idi. Uzun siyah saçları en ufak bir rüzğarda savrulur bunu gören ömer ise ona bakmaya doyamazdı. Konuşmak isterdi ve bir kaç adım atar. Sonra vazgeçerdi. Cesaret edemezdi. Aynı mahallede otururlardı. Ömer onu sokakda veya evinin balkonunda görürüm diye unut eder bir kaç saatini kendi evinin balkonunda yola ve zeyneplerin balkonuna bakarak geçirirdi. Ama dikizlemek veya rahatsız etmek değildi onunkisi. Onu zeynep bi görebilmekti tek arzusu. Ve işte zeynep çıkardı apartman kapısında hiç beklemediği bir anda. Ömer ne yapacağı şaşırırdı. Yine aynı heycan sarmıştı tüm bedenini. Zeynep mahallenin bakkalına gidiyordu akşam olmak üzereydi. Muhtemelen ekmek alacaktı. Ömer bir anda cesaretlenmiş bir şekilde kalktı yerinden. Kendine ilk söylediği kelime konuşacağım oldu. Hemen gitti ayakkabılarını aldı eline kapıya yöneldi. Annesi nereye oğlum? dedi. Birazdan geliyorum anne dedi ömer. Bir cesaret ile çıktı apartman kapısından hemen zeynep e yetişmek için. Ve vardı mahallenin bakkalına girdi selam verdi. Oo ömer hoşgeldin dedi bakkal bülent abisi ömere. Hoşbulduk abi dedi ömer bülent abisine. Ama onun o an gözleri zeynep de idi. Zeyneple göz göze geldiler zeynep hafiften gülümseyerek baktı ömere. Başı ile selam verdi merhaba dercesine. Ve bülent abi iki ekmek alırmısın dedi burdan. Ömer ise kalbi yerinden çıkacak gibi oldu. Dili tutuldu adeta. Hani cesaret hani kararlılık konuşacaktı bir anda ne oldu? Olmadı işte yapamadı başaramadı ömer o uzun siyah saçlı kız a anlatamadı başlayamadı konuşmaya. Yine hüsran. gidiyordu zeynep ve ömer sadece baka kalmıştı ardından. Kendine kızdı. Üzüldü hüzünlendi. Bület abisinin sesiyle bir an kendine geldi ne lazımdı ömer dedi. Bir ekmek dedi sadece yutgunarak ömer. Aldı ve çıktı bakkaldan. Eve geldi. Annesi ömer ekmek istememiştim ben oğlum dedi. Olsun al dedi annesine. Ve gitti odasına. Üzgündü kırgındı kendisine cesaret edemedi tekrar çıkıp bakmaya balkona zeynep e. Allahım ne zormuş iki kelime edememek anlatamamak başlayamamak. Ömer çok üzülmüştü. Uyumak istedi girdi yatağına ama vakit çok erkendi. Henüz akşam yeni olmuştu. Ama ömer için öyle değildi. Zaman mekan ne fark ederdiki ona. Saate bakmamıştı bile kaç diye. Sanki tüm bedeni tüm gün çalışmış gibi yorgundu. Kapattı önce odasının lanbasını daha sonrada uzanıp yatağına gözlerini. 17 yaşında hiç kız arkadaşı olmamış hiç elinden tutup bir kızı bir mekana gidip bir çay bile içmemiş. Arkadaşları arasında tek sevgilisi olmayan bir insan ömer. Ne anlatacak bir hikayesi nede bir macerası var. Gayesi içlerinde anlatmak değil zaten yaşadıkları. Sadece sevmek zeynep bi. Onunla çıkıp gezip tozmak değil amacı. Ah bir anlatabilse bir dile getire bilse.. Ama yapamıyor işte. ne tecrübe var nede cesaret. Babası işten gelmişti annesine ömer nerde diye sordu. Odasında uzanıyor sanırım diye cevap verdi. Babası ömerin odasına yöneldi ve kapısını çaldı. Ömer duymuyordu bile uyku ile uyanıklık arasında idi. Babası birdaha çaldı kapısını ses yok. Merak etti girdi usulca odasına. Eli ile dokundu ömerin saçlarına oğlum iyimisin neyin var? dedi babası. Ömer üzgün bir ses tonu ile iyiyim baba biraz başım ağrıyor dedi. Hıım bende merakettim seni bir bakmak istedim Sen hiç erkenden odana çekilmezdin oğlum dedi babası. Yemek yedinmi ömer? Hayır baba canım istemiyor uyumak iyi gelir başımın ağrısı gecer dedi ömer babasına. Tamam oğlum dinlen uyu sen hadi allah rahatlık versin. Sağol baba sanada iyi geceler dedi ömer. Ve babası çıktı odasından. Ömer iyi bir evlattı çalışkan terbiyeli sevilen ailesi tarafında ve arkadaşları tarafından taktir edilen bir kişilikti. Okulunda başarılı bir öğrenci. Ama aşk aşk ona bi okadar uzaktıki sanki yıldızlar daha yakındı onun için ona. Zeynep gözlerini her kapatışında önünde biterdi sanki. Odasından çıkan babası eşine şöyle dedi. Hanım bizim ömer sevdalı sanki birisine? Anlamıştı babası oğlunun bu garip halinden. Annesi ne? Dedi bian durup eşine. Evet dedi yanlış duymadın. Nerden anladın nerden biliyosun o daha 17 yaşında. Gülümsedi babası ve ben bilirim dedi. Seni kaç yaşında sevdim ben? Annesi amannn bey hadi koydum çorbanı soğumadan ye dedi. Sabah oldu ömer uyandı ogün okul yoktu günlerden cumartesi idi. Ama erken kaldı ömer elini yüzünü yıkadı. Annesi ve babası uyuyorlardı henüz. Ee tabi normal ömer baya erken uyumuştu. Uyandırmak istemedi annesini kendi işimi kendim göreyim dedi. Çay suyunu koydu demliğe. Yumurta haşladı masayı kurdu kahvaltılık birşeyler çıkardı masaya ve sonra dediki hazır babamda haftasonu izinliiken bir arada kahvaltı yapmak geçti içinden. Üç kişilik hazırladı masayı. Hem annesine hemde babasına güzel bir süpriz yapmak istedi. Aradan yarım saat gibi bir zaman geçmiştiki önce annesi uyandı ve gördüğü sofra karşısında aaa ömer sen ne yaptın oğlum dedi annesi. Ee şaşırmıştı annesi. Erken uyandım böyle birşey yapmak geldi içimden dedi ömer annesine. Benim aslan oğlum teşekkür ederim. Ama genede çok şaşırdım söylemeden edemeyeceğim. Biraz zaman geçti babasıda uyandı oda şok tabi. Aynı fasıl onun içinde geçerli. Tam oturacaklardı kahvattıya ailecek ki. Oda ne? Ekmek yok. Ömer dediki ben ekmek alıp geleyim dedi ve çıktı evden. Gün aydınlanmıştı bakkal açılmıştı çoktan. Günaydın bülent abi Dedi ömer. Günaydın ömer erkencisin hayırdır? Bu sabah böyle oldu be abi arada değişiklik iyidir dedi ömer. Evet dedi haklısın ömerciğim. Bakkal bülent gir içeriye al ekmeğini ben şu meyve kasalarının sonuncusunu yerine yerleştirip geliyorum. Tamam abi dedi ömer ve girdi bakkala. İşte o anda birde ne görsün zeynep te orda. Oda erken uyanıp ekmek almaya gelmiş meğersem. Tabi bizim ömer şokta! Günaydın dedi zeynep ömer e. Ömer günaydın diyecek ama çıkmıyorki sesi takıldı boğazına yine birşeyler nefesi kesilir gibi oldu. Heycandan ne yapacağını unuttu bizim ömer. Ve başardı günaydın diyebildi sonunda. Oh be ilk kelimem ona karşı dedi ömer içinden. Ve bülent abisinin içeriye girmesini beklemeye başladılar ikiside. Ömer o bekleme süresinin hiç bitmesini istemedi. Doya doya bakmak ona o güzel uzun saçlarına ne güzel birşeysin sen dercesine zaman durmuştu sanki ömer için. Zeynep hemen yanında. Elini uzatsa dokunacak kadar yakınında. Rüya gibi birşey bu ömer için.