Babası işten geldi nihayet. Öyle sabırsızdıki ömer hiç bukadar sabırsız bir anını hatırlamıyordu kendisinde. Kapı çaldı annesinden önce davrandı açtı kapıyı. Baba hoşgeldin. Hoşbulduk oğlum diyerek içeri girdi montunu astı ayakkabılarını. Yerleştirdi ayakkabılığa. Yorgundu baya halinden belliydi. Eşi sordu bey baya bitkin görünüyorsun? Evet bugün yorucu bir gündü. Hadi elini yüzünü yıkada gel yemeğin hazır dedi ömerin annesi. Babasıda hiç iştahım yok inanki diye cevap verdi. Aaa olmaz ne olursa olsun yemeğini yemelisin yoksa hasta olursun mazallah. Tamam tamam anlaşıldı sen illa bana yedireceksin o yemeği ama haklısın yemezsemde olmaz diyerek cevap verdi hanımına. Ömerde koltukta oturuyor olan konuşmaları dinliyordu. Babası salona geldiğinde ömer şöyle bir baktı babasına. Hakikatende yüzünde yorulmuşluğun izleri vardı. Nasıl diyecekti nasıl demeliydi. Kamil abilere kızı hastaymış geçmiş olsuna gidelim demeye bilemiyordu. Bir taraftan babasına bakıp üzülüyor bir taraftanda zeynebi merak ediyor muallakta kalmak böyle birşeydi. Yemek yendi. Annesi eşine dediki recep kamil beyin kızı hastaymış onlara gidelim geçmiş olsuna diye bir cümle kurunca ömer bi an babasına baktı vereceği cevap tamam olursa zeynebi görme şansına erişecekti. Babası hanım yorgunum ama bilipte gitmemek olmaz şimdi diye bir cevap verince ömerin endişeli bakışları bir an tebessüme dönüşü verdi. Bu mimiklerinden gayet net anlaşılabiliyordu. Derken ama söyleyim çok oturamam dedi. Anneside tamam bey seni anlıyorum çok durmayız bi geçmişolsun diyip gelelim dedi. Ömer bunada şükür diyordu içinden en azından göreceğim ya daha ne olsun. Annesi hep zeyneple tanışmış oluruz hemde annesiyle diyordu. Haklıydıda kemilbey davatetmişti ama zaman olmamıştı gidip tanışmaya. Ve sonra recep kamili cep telefonundan aradı gelecekleri haber verdi. Daha sonra üçübirden evden çıkıp kamil beylere doğru yola koyuldular. Ama eliboş gitmek olmazdı en azından meyve suyu süt bisküvit felan almak lazımdı. Ömer dediki baba bir kaç dakika bekleyin ben bülent abiden birşeyler alıp geleyim. Tamam al gelde gidelim dedi babası. Zaten yakındı hemen oradaydı bakkal. Hizlıca girdi dükkana ömer. Selam verdi ayak üstü durumu anlattı ömer. Bakkal bülent çok geçmişolsun selamlarımı ilet bendende dedi. Ömere ve bikaç birşeyler alıp çıktı. Ve bekleyen anne ve babasının yanına geldi ömer daha sonra devamettiler. Ömer az olan mesefede bile çok şeyler geçiriyordu içinden okadar dalmıştıki babasının ömer beş numaralı zile bas demesiyle kendine geldi. Tabi baba dedi ve zile bastı. Otamatik sesiden sonra apartmana girdiler. Kamil bey onları dairesinin kapısında karşıladı. Hoşgeldin sevgili kardeşim diyerek gülümsen bir vaziyette tokalaştıktan sonra içeri buyur etti. Salona geçtiler zeynebin anneside hoş geldiniz diye karşıladı komşularını. Hoşbulduk komşu dedi annesi. Ben recebin eşi hatice dedi. Memnunoldum bende kamilin eşi ayşe dedi. EVET ÖMERİN ANNESİNİN İSMİ HATİCE ZEYNEBİN ANNESİNİN İSMİ AYŞE İDİ. Hatice buda benim oğlum diyordu ömer ismi. Hoşgeldin ömer! Hoşbulduk ayşe abla dedi ömer. Recep bey hemen konuya girdi geçmişolsun kızın nasıl diye zeynebin halini sordu kamilde odasında uyuyor sanırım en azından uyumaya çalışıyordur diyerek bir cevap verdi. Ee doktora götürdünüzmü dedi ömerin babası kamile. Hayır ben sabah çıkmadan çok üsteledim ama zeynepbi ikna edemedim dedi. Peki kızım daha kötü felan olursan diye hem kendisine hemde annesine beni aramaları konusunda tembih ettim. Sonra apartmandan çıkarken senin ömeri gördüm oda benim kızı bekliyormuş bayada rüzgarlıydı hava. Sağolsun beklemiş. Bende durumu anlattım. Sanırım sizede o söyledi? evet diye cevap verdi babası. Aslında eşi söylemişti ona. Sonra devam etti recep sözlerine. Ama kemilcim senin beni aramanı beklerdim doğrusu diye biraz sitemde bulundu. Bunun üzerine haklısın recepcim ama işte anlattığım gibi okadar üstüne durulacak bir şey olmadığı için aramadım.ama genede sağolun duyup hemen ilk akşamdan geldiğiniz için dedi zeynebin babası. Nedemek tabikide biz komşu aynı zamanda arkadaşız dedi recepbey. Anneleride tanışmışlardı bu vesileile. hal hatır şurdan burdan derken. Zeynebin annesi çay olmuştur getireyim diye eşine söyledi. Tamam getirde içimiz ısınsın dedi kamil. Recepte hiç gerekyoktu keşke zahmet etmeseydiniz dedi. Aaa olurmu recep ben size gelince böylemiyaptım aşkolsun. Bir çayımı içmeden bu evden çıkamazsın diyerek gülüşmeler arasında sohbete devam ettiler. Ömerde bir kenarda oturmuş onlara bakıyordu arasıra gülümsüyordu ama aklı zeynepte idi acaba onu görebilecekmiydi bu akşam hemde kendi evinde. Şuan ne yapıyordu uyuyormuydu iyimiydi durumu yoksa ağrısı varmıydı? Tüm bunlar bir bilinmezlikti ömer için. Keşke birşey olsada cemalini bir görebilseydi bir geçmiş olsun diyebilseydi bakabilseydi gözlerine zeynebin ne güzel bir durum olurdu ömer için..