2

244 37 35
                                    

4 AY ÖNCE

"Anne ben çıkıyorum" diye seslendim bir yandan ayakkabılarımı giyerken.

"Tamam kızım, dikkat et"

"Tamam"

Otobüs durağına doğru yürüdüm. Aslında bugün geç kalmıyorum ve yürümek istedim. Durağı es geçtim o yüzden.
5-6 yıl öncesinde sadece hayalini kurarken şimdi ise gerçeğini yaşıyorum. Hala inanamıyorum. Ankara'da Dil Bilimi bölümü 2.sınıfım. Çocukluğumdan beri hayalim olan bir şeydi bu ve şimdi ise gerçek.
Aslında dil bölümünü istememin bir sebebi de okulun seni eğitim süren boyunca farklı ülkelere seyahate göndermesiydi. Gezmeye yeni yerler görüp farklı şeyler öğrenmeye hep çok ilgim olmuştur. Birçok farklı ülkeye gitmek istiyorum tabii.
Şu ana kadar İspanya ve İtalya'ya gidebildim. Ama elime geçen ilk fırsatla Güney Kore'ye gitmeyi planlıyorum.

Telefonumun zil sesini duymamla düşüncelerim bölündü. Arayan İrem'di.

" Efendim İrem"

"Almila kızım neredesin hemen okula gel sana çok sevineceğin acayip bir haberim var" sesi çok heyecanlı geliyordu.

"Yoldayım şimdi birazdan orada olurum. Ne oldu ki?" ben de heyecanlanmıştım haliyle.

"Neyse sen önce bir gel de anlatırım şimdi yolda bayılırsın falan vebalinin üstüme alamam" dedi gülerek.

"Hadi canım o kadar diyorsun yani"

"Evet o kadar hanımefendi bırak çene çalmayı da koş hadi önemli diyorum"

"Tamam tamam geliyorum 5 dakikaya bak kapıda karşıla beni zaten yeterince meraklandırdın hemen öğrenmem lazım "

"Başüstüne patron" diyerek kapadı.

***

"Hadi canım. Ne?" fısıldamıştım adeta çünkü duyduğum şey karşısında şoka girdim resmen.

"Almila bak bu üçüncü tekrar edişim iyi dinle. Murat Hocaya sen Güney Kore'ye gitmek istediğini orada yerinde Korece öğrenmek istediğini sadece sana orada yazın gidebileceğin bir kurs ayarlamasını isteyerek 2 yıldır defalarca söyleyip adamın başının etini yemedin mi?" diye sordu anlamış olmamı umut eden bakışlarla.
Sessizce cevapladım
"Yedim." anlatmaya devam etti.

"İşte Almila'm biliyorsun zaten Murat Hoca esaslı adamdır gerekli yerlerle konuşmuş onları ikna etmiş senin ne kadar istediğinden, senin için ne kadar yararlı olacağından bahsederek ikna etmeyi başarmış gerekli yerleri işte orayı ben de tam bilmiyorum. Sana orada Korece yaz kursu için yer ayırtmış masraflarını da okul halledecek neticesinde seni oraya okul yolluyor tabii. 1 Haziran'a sana bilet bile almış hatta sana orada yardımcı olacak bir rehberle de görüşmüş orada sana kalacak yer vesairede yardımcı olacakmış." diyerek mutlulukla gözlerime baktı bunu ne kadar istediğimi en iyi İrem biliyordu.

" Bak şaka falan yapıyorsan saçını başını yolarım" diyerek azıcık çirkefleşmiş bulundum.

"Kızım bu konunun ciddiyetini en iyi ben biliyorum şakası mı olur?"

"Heyecandan hep işte ay ne bileyim" elim ayağıma dolaşmıştı ayağa kalkıp saçma hareketler sergilemeye başladım istemsiz.

"Neyse bu böyle olmayacak Murat Hoca nerede İrem?"

Eğer gerçekse -ki İrem'in bu konuda şaka yapmaya cesareti olduğunu düşünmüyorum- adamın boynuna atlayıp ona 'size baba diyebilir miyim?' diye bir teklifte bulunacaktım.

"Gel gidelim."

Birkaç dakika içinde hocanın yanına gelmiştik.

"Hocaaam" dedim mest olmuş bir şekilde. Gülümsedi.

"Ciddisiniz değil mi ? Ay hocam nasıl teşekkür etsem. Ben şimdi haziranda Güney Kore'ye  gideceğim öyle mi ?" dedim tek nefeste.

"Eh bazı sıkıntılar oldu ama hallettim sayılır evet kızım gideceksin 3 ay boyunca orada eğitim göreceksin" dedi o insanı içini ısıtan koca gülümsemesiyle.

***

Gün boyu kendi kendime sırıtarak insanların saçma bakışlarına maruz kaldım. Ee kim olsa gülerdi, Güney Kore sonuçta boru değil.

Eve gidince olanları büyük bir mutlulukla anlattım. Annem, babam pek sıcak bakmadı ama ikna ederim 4 ay vardı sonuçta. Harbiden ya ben 4 ay nasıl bekleyeceğim.

***

Hadi Canım!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin