nowadays |end|

1.4K 122 82
                                    

Scorpius, yanağını dolduran gözyaşlarının donduğunu kitabı kapatırken fark etmişti. Albus'un söyleyişi ile, 'kızsal' şeyleri sevmezdi ve ağlamak ona fazla kızsal geliyordu ama Albus zaten bir kız kadar kırılgandı, hatta belki bazılarından biraz daha narin. Onun günlüğünü okurken ağlamamak elde değildi.

Defteri çekmecesine koyduktan sonra tüm bedenini hareket ettirmek konusunda zorlandığını hissetti. Albus'un cümleleri onu her zaman ağırlaştırır, nefesini keserdi. Onun gitarı çalarken teller arasında oynayan parmakları bile duyguyla doluydu ve eğer bunun yarısı Scorpius'ta olsaydı, daha samimi bir sese sahip olabilirdi. Şimdiki şarkıları sözleri sayesinde kurtarıyor sayılırdı.

Balkona çıktı ve şehrin manzarasına bakmak yerine kafasını havaya kaldırdı, gözlerini kapattı, derin bir nefes aldı fakat nefes yine boğazında takılı kalarak onu boğdu, gözyaşlarının tekrad harekete geçtiğini hissetti.

Sorun şu ki, Albus'u özlemişti. O gittiğinde, kalbinin de Tanrı tarafından alındığını düşünmüştü ve şimdi, esen hafif rüzgar eşliğinde ve önünde uzanan manzaraya rağmen kendisini hiç de iyi hissetmiyordu.

Belinden sarılan elleri hissettiğinde burnuna dolan şampuan kokusu, gelenin Rose olduğunu Scorpius'a anlattı. Kız yüzünü onun uzun boyundan dolayı sırtına, ensesinin biraz aşağısına yaslamış ve çıplak teninde oraya öpücük kondurmuştu.

Scorpius, yaklaşık bir aydır nadiren odasından çıkıyordu ve Rose onu gerçekten özlüyordu. İki yıl önceki Scorpius'a kıyasla, son zamanlar biraz daha içine kapanıktı. Kendisine çok yakın birinin ölüm haberini almış gibi.

"Sorun ne?" diye sordu kız, Scorpius onun öpücüklerine karşılık vermeyince. Arkası hala dönüktü ve esen rüzgar, gece olduğundan dolayı gün içindekinden daha soğuktu. "Üşüteceksin, Scorpius.''

Scorpius, Albus'un sözünü hatırladı; dudaklarında bir gülümseme belirdi. "Üşüdükçe, içerim."

"Saçmalıyorsun." Rose onun hizasına geldi ve elini tuttu, Scorpius tepki göstermedi. "Hey?"

"Her şeyim var" dedi sarışın, hüzün dolu sesiyle ve kız bu tonu en derinlerinde hissetti. "Hala eksik hissediyor olmam, normal mi?"

Rose kafasını salladı, çocuğun elini kaldırıp yanağını onun avucuna yasladı. "İnsanlar her zaman eksiktirler. Biz açgözlü yaratıklarız, Scorpius.''

Scorpius kafasını donuk gökyüzüne çevirdi ve tam dolunay olmayan bir ay ile bakışmaya başlarken, sevgilisinin sözüne güldü. "Gerçekten öyleyiz, Rose."

my husband's girlfriend ↠ scorbusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin