6.8K 440 71
                                    

Hiç unutmam, soğuk ve karlı, ayazı inanılmaz şiddetli bir kış günüydü o gün... İliklerime kadar soğuktan titrerken zar zor temizlediğim bir bankta, ceketimi etrafına sarıp kucağıma aldığım terk edilmiş yavru bir köpekle tek başıma oturmuş, yere düştükleri sırada rüzgarla savrulan kar tanelerini izliyordum. Ara sıra gözüme doğru gelip görüşümü bulandırıyorlar, bazen de öylesine şiddetleniyorlardı ki bir adım ötesi görülmüyordu.

Yalnız olduğum bu kış gecesinde bana arkadaşlık eden yavru köpeğe, hayatıma girdiği için minnettardım. Bana ne olursa olsun savaşmam gerektiğini anımsatan güzel bir detaydı ve sonradan hayatımın en önemli noktası haline gelmişti o ufak detay.

O gün tıpkı benim gibi yalnız olan bir adam oturuvermişti yanıma. Önce kucağımdaki ufaklığı sevmiş, sonrasında bana oldukça garip gelen bir şekilde bir şeyler anlatmaya başlamıştı. Ciddiyim, hayatımda yaşadığım en garip anlardan biriydi.

Bir psikiyatristti, işinde de oldukça iyiydi. Ama ne var ki, çevresindeki kimseye kendi sorunlarını açamıyordu. Bir psikiyatrist olduğu için yorulmaya, depresyona girmeye, güçsüz hissetmeye hakkı olmadığını düşünüyordu. Ve o gün, artık daha fazla dayanamayıp birine açılma ihtiyacı duymuştu.

Bana denk gelmişti.

Hayat zaten acı tatlı tesadüflerle dolu değil miydi? O köpek benim tatlı tesadüfümdü. Ben ise o adam için tatlı bir tesadüftüm. Benim için o adam... Acı bir tesadüf müydü, yoksa tatlı mı?

Bir yılı aşkın bir süre geçmişti o günün ardından. Daha bir aylık bile olmayan o ufak köpek şimdi kocaman olmuş, benim en güzel yoldaşım haline gelmişti. O adam ise...

Her akşam aynı yere gidiyordum onun için. Ben tek bir kelime etmezdim, sadece o konuşur, konuşur ve ağlardı. O gün yaşadığı şeyleri anlatırdı, isim vermezdi ama hepsinden bahsederdi. Kişiliğine onu tanıyorum diyecek kadar gözlem yapamamış olsam da içi oldukça fırtınalı birisi olduğu kesindi. Terzi kendi söküğünü dikemez derlerdi ya, bu sözün tam tanımıydı o adam.

Hastalarını anlatırdı genellikle, onların sorunlarından ve çözüm yollarından bahsederdi. İzleyeceği tedavi şekillerini söylerdi. İçindeki sıkıntıları anlatırdı... Ben ise sadece dinlerdim.

Çok farklı ama bir o kadar da güzel bir şeydi benim için. Herkesin bana destek olup benim kimseye destek olamadığım hayatıma güzel bir dokunuş yapmıştı.

Doğum günümdü.

Bir yılı aşkın sürenin ardından o adama karşı dudaklarımı araladığım ilk an, doğum günümdü.

6 Mayıs.

snowflake | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin