«seninle tanıştığım gün boyandı tuvallerim»

1.9K 230 25
                                    

BAEKHYUN

Kendimi bin asırlık uykusundan uyanmış Kont Dracula gibi hissediyordum, baktığım her yer dönüyor ve gözümün önünde sağa sola milyon tane ışık uçuşuyordu. Bir de bunun üzerine sürekli uyukluyordum, sanki yeterince uyumamışım gibi. Ah, ayrıca sinirlerim gerçekten çok bozuktu ve her şey sinirlerimi bozuyordu. Mesela... Neden su bu kadar tatsız?

"İçmeyeceğim."

Chanyeol'ün ağzıma yapıştırdığı bardağı elimin tersiyle ittirdim ve gözüme doğru inmekte olan bandajı düzeltip dik dik ona baktım. Hayattan bezmiş gibi duruyordu, derin bir nefes verip öylece bana baktı bir süre.

"Beni üzüyorsun ama sevgilim..."

Ah...

"Ver."

Elinden bardağı hızla aldığım gibi kafama dikledim ve hepsini içtikten sonra boş bardağı ona uzatıp yarım yamalak tebessüm ettim. Yüz felci olmuş gibiydim, yüz kaslarım gerçekten çalışmıyordu. Doktor iki üç gün böyle şeylerin olabileceğini, sonradan yavaş yavaş normale döneceğimi söylemişti. Zaten yıllardır alışmıştım, birkaç gün veya hafta böyle kalsam benim için bir şey fark etmeyecekti ki.

Chanyeol yanımda olsun, o bana yeterdi. Biliyorum, bu fazla klişe bir şey ama gerçekten, o bana yeterdi.

Halime gülmeye başlarken bardağı kenardaki sehpaya koydu ve yavaşça bana yaklaşıp sanki kırılacakmışım gibi narin bir şekilde parmaklarını yanağımda gezdirdi. Gözleri suratımda dolanırken ona öylece baktım, ne kadar mükemmel biri olduğunu belki de en az bininci kere düşündüm.

Onca gün... Onca gün yanımdan hiç ayrılmamış ve sabırla beklemişti. Tedavi masraflarını hiç kimsenin yüklenmesine izin vermeden tamamen kendisi karşılamıştı ki bu beni gerçekten mahcup duruma sokmuştu. Ve bunun konusu ne zaman açılsa ısrarla benim için gerekirse dünyaları ateşe verebileceğini söylüyor, beni sinirden ve duygusallıktan deli ediyordu.

Ama çok çökkün duruyordu, bu da gözlerimden kaçmamıştı. 

Sabırla bana anlatmasını bekliyordum işte...

"Sana bir şey olacak diye o kadar korktum ki..." dudaklarıma doğru fısıldadı ve hafifçe tebessüm edip çenemi okşadı. "İhtimal vermek istemedim, aksine inanmak istedim. Ama bir yandan da... Aklımdan geçti istemsizce. Ya bir şey olursa? Ya elimden hiçbir şey gelmezse? Ya benden kopup gidişini izlersem..?"

Titrek bir nefes verdiğinde kalbim çoktan hızlanmaya başlamıştı, her atışında beni de sallıyordu ve gözlerimin kenarlarına ufak siyah noktalar bırakıyordu. Chanyeol sadece gözlerimin içine baksın yeter, ellerim ayaklarım hemencecik buz tutuyordu.

Bir şey demedim ve gözlerim dudaklarına inerken öylece onu dinledim.

"Tanrı biliyor ya... Bunu kaldıramazdım. Senin gözünden akan bir damla yaşa bile dayanamıyorum ben, ellerimin arasından kayıp gitmene nasıl dayanırdım..?" ardından buruk bir biçimde güldü, sesi titremişti. Sertçe yutkunup birkaç saniye öylece durdu, kendini toparlamaya çalışıyor olmalıydı.

Biraz geri çekildim ve yanaklarını tutup kafasını kaldırarak gözlerine baktım, gözleri dolmuştu.

"Kendini tutma," dedi kısık bir sesle. "Bırak gitsin. Güçlü durmak zorunda değilsin, Chanyeol. Hele şu an, hiç değilsin. Bırak gitsin."

Ben cümlemi bitirir bitirmez ufak bir hıçkırık döküldü dudaklarından, sanki onu ağlarken görmemi istemezmiş gibi hızla eğildi ve alnını bacaklarıma yaslayarak ellerini belime koydu. Hıçkırıkları şiddetlenip vücudunu sarsmaya başlıyordu, boğazıma oturan yumruyla beraber benim de gözlerim doldu. Ama ağlamayacaktım. Ağlama sırası artık ondaydı. İçinde her ne biriktirdiyse hepsini dökme ve rahatlama sırası ondaydı.

Ellerimi saçlarına koydum ve ufak dokunuşlarla okşamaya başladım, dudaklarımı hafifçe ısırmış ona doğru bakıyordum. O sarsıla sarsıla ağlarken, göğsümün ortasındaki acıyla onu izledim bir süre.

"Tanrının varlığına dair her zaman şüphelerim vardı," dedi çatlamış sesiyle, "Asla yürekten inanmadım. Hatta... İnanmadım bile..."

Burnunu çekip sertçe yutkundu ve belimi okşamaya başladı. Hala doğrulmamıştı ve hala ağlıyordu, parmaklarımı yumuşak saçlarının arasında dolandırmaya devam ettim ben de. Biliyordum ki dokunuşlarım onu sakinleştiriyordu.

"Ama şimdi... Yalvarıp yakararak şükretmek istiyorum resmen... Seni bana bağışladığı için..."

Buruk bir gülümseme suratımı tamamen kaplarken titrekçe nefes aldım, saçlarındaki ellerimden birini yanağına indirdim. "Chanyeol..."

Kafasını kaldırıp o kızarmış gözleriyle bana baktığında ben de ağlamaya başladım. Hadi ama, bu görüntüye kim dayanabilirdi? Sadece saniyeler içinde burnu, dudakları, yanakları ve gözleri hemencecik kızarmıştı ve o kadar masum duruyordu ki... Onu kalbime gömüp sonsuza dek tüm kötülüklerden saklama şansım var mıydı acaba?

"Artık her şey bitti, değil mi..?" Gözlerine bakarken mırıldandım ve kaçırdığım hıçkırıkla aynı anda gülerek saçma sapan bir hale girdim. O da bana bakarak gülmeye başlamıştı, tanrım, hem gülüyor hem de hıçkırarak ağlıyorduk.

Hayatımda şahit olduğum en salak saçma durumlardan biriydi.

"Bitti, bitti... Artık iyisin. Artık her şey iyi olacak. Seninle beraber bir sürü şey yapacağız Baekhyun." 

Doğruldu ve iyice yanıma gelip beni belimden kavrayarak yüzünü boynuma gömdü. Sıcak nefesini boynumda hissetmiştim. "Bir sürü geziye gideceğiz, bunca zaman görmek isteyip de göremediğin her yeri göreceğiz beraber. Yapmak isteyip de yapamadığın her şeyi yapacağız. Birden aklımıza esecek ve göle atlayacağız, dağa tırmanıp yürüyüş yapacağız, düşüp yaralanacak ve halimize tıpkı şimdiki gibi ağlayıp güleceğiz, o görmek istediğin kiraz çiçekleriyle dolu bahçelere gideceğiz, hep hayalini kurduğun operalara gideceğiz... Sen ne istersen onu yapacağız bundan sonra... Bunca yıl yaşayamadın, bundan sonra dolu dolu yaşayacaksın. Hayatını yaşatacağım sana, Baekhyun. Hem kendime, hem sana söz veriyorum. Ellerimiz..."

Ellerini ellerime kenetledi ve parmak boğumlarımın her birine öpücükler dizdi.

"Ellerimiz bu şekilde birbirine kenetli olduğu sürece, sana her şeyi yaşatacağım."

Gözyaşlarım iyice hızlanırken ellerini daha da sıkı tuttum ve gözlerinin içine baktım. 

"Park Chanyeol..."

Kafamı hafifçe iki yana salladım.

"Ben seninle tanıştığım gün yaşamaya başladım zaten."

snowflake | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin