Jeon Jungkook denen herifle tanışmamın üzerinden yaklaşık olarak bir ay geçmişti. Evet... Dile kolay, yaşadığımız gecenin üzerinden bir ay geçmişti. Bu süre zarfında onunla ne görüşmüş, ne de araşmıştık. Sadece birkaç kez mesaj yazarak bana yürüyüp yürüyemediğimi sormuştu. Onun dışında hiç arayıp sormamıştı. O adım atmadığı için ben de açıkçası pek bir çaba göstermemiştim.
Zaten o gün kendi kendime düşünüp bu kanıya ulaşmıştım. Jeongguk aklımdaki vurdumduymaz bir adam olduğu teorisini kendi başına davranışlarıyla kanıtlamıştı. 'Hiç yazmayabilirdi.' diye düşünerek en azından birkaç kez mesaj yazıp durumumu sormasına boyun eğsem iyi olacaktı.
O günden beri aklım bir karış havadaydı. Ne bana yazan ve yarışlara gelmemi isteyen Hoseok ile konuşmuştum, ne de evden çıkıp sokaklarda eğlencemi sürdürmüştüm. Sanırım bunalım tarzı bir şeye girmiştim. Daniel'le günlerimi geçirmiş, onunla birlikte yemekler yapıp kafamı dağıtmaya çalışmıştım. Yaptığım hiçbir şeyin farkında değildim. Tek farkında olduğum şey onu özlediğimdi.
Evet, özlemiştim. İlk kez birlikte olduğum bir insanı özlüyordum. Bedenini, dokunuşlarını, vuruşlarını, dudaklarımı öpüşlerini özlemiştim. Şu an çok rahat bir şekilde onu arayıp sevişmek istediğimi söyleyebilirdim ama ikinci şansımı basitçe kullanmak istemiyordum. Doğru yerde, doğru bir zamanda kullanmak istiyordum.
Aslında normal şartlarda bir şeyleri bu kadar çok takan birisi değildim. Daha önceleri hiçbir şeyin yıkamadığı, dayanıklı ve umursamaz biriydim. Ama şimdi ne değişmişti? Yaşanan bir gece için ne zaman bu kadar düşünür, kafa yorar, dalgınlaşır hâle gelmiştim? Ama hayır, bu basit bir gece değildi. Basit bir sevişme olsa ona bu kadar çekilmezdim.
Oflayarak Daniel'in motoru durdurmasıyla kaskı çıkartıp arkasından inmiştim. Aynı şekilde kendisi de inip motoru kollarından tutarak mekanın önüne iyice yanaştırmıştı. "Aç bakalım kapıyı." bana attığı anahtarı havada yakalayıp kapıyı, anahtarı kilide yerleştirip sağa doğru çevirerek açmıştım. Daniel de bu sırada arkamdan gelip motoru içeri sokmuştu. Bu taraflarda hırsızlık çok olduğu için motorunu dışarıda bırakmıyordu.
Buraya gelmeyeli uzun zaman olmuştu. Yani Daniel yokken gelmek için bir isteğim olmadığımdan dolayı gelmemiştim. Şimdiyse arkadaşımla geliyor olmak beni mutlu etmişti. Bir yandan da dövme için heyecanlıydım. Nasıl bir tarz istediğimi Daniel bildiği için kendimi tamamen ona bırakmıştım. Harika bir dövme çıkartacağına emindim. Bu işte gerçekten başarılıydı.
"Taehyung, harika olacak güzelim. Şimdiden sabırsızlanıyorum son halini görmek için. O şerefsizin de dibi düşecek bak görürsün."
Evet, ona şerefsiz diyordu. Jungkook'un gittiği günün akşamı biraz konuşmuş, ona Jungkook'u anlatmıştım. Birlikte olduğumuzu, neler yaşadığımızı, nasıl davrandığını. Özele kaçmayan şeylerin çoğunu detaylı bir şekilde anlatarak rahatlamaya çalışmıştım fakat bu konu hakkında her konuştuğumuz gün biraz daha sinirleniyordum. O da keza öyleydi. Jungkook'un beni takmayışına sinirleniyordu.
Sinirlenmek elbette ki haddimize değildi. Bir gece seviştik diye can ciğer yakın olamazdık. Olamamıştık da. Vurdumduymazlığı yüzündendir ki hiçbir şekilde yüz yüze iletişim kuramamıştık. Acaba aklına hiç gelmiş miydim? Ne yaptığımı, ne ettiğimi hiç düşünmüş müydü? Bilmiyordum.
"Sen en iyisisin sarışınım benim, sana güveniyorum." gülümseyerek üzerimdeki kot ceketi çıkartıp askılığa asmıştım. Kaç gündür evden çıkmadığım için giydiğim topuklular bileğimi ağrıtıyordu. Bu yüzden direkt olarak kendimi dövme yapılan koltuğa boylu boyunca bırakmıştım. Uykum da vardı aslında. O daha başlamadan bile uykuya dalabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Night Stand
FanfictionTaehyung, motor yarışlarında tanıştığı Jeongguk'la bir gece geçirmek ister. Ama yaşadıkları şey bir geceden daha fazlasıdır. •+18 içerik. •Feminen Taehyung.